Dervişi İçin Helallik İsteyen Şeyh

Bir gün şahı Nakşibendi hazretlerinin dervişlerden biri adamın biriyle bir köyde iken kavga etti ve onun kalbini kırdı.  Sonra Buhara’ya geldi ve şeyhin huzuruna çıktı şeyh kendisine ne bir iltifat ne de bir alaka ne de bir tek söz ne de bir bakış yaptı. 

Böylece dakikalar geçti…

Dervişin gönlü alevler gibi çırpınmaya başladı. Nakşibendi Hazretlerinin bir tek nazarı için her şeyi feda edecek hale geldi ama nafile ona ulaşmak için başvurmadığı yalvarıp danışmadık kimse kalmadı çare yok..

Bir fırsatını buldu ve Pirin mübarek huzuruna can attı gözyaşı ırmağını akıta akıta kendisine yalvardı..

–  Ey sultanım günahım nedir ki bu cefaya layık görüldüm?

Şah-ı Nakşibendi Hazretleri Emir buyurdular:

–  Derhal köye dön incittiğin adamın gönlünü al hatırını hoş et ve gel bunu yapmadıkça bizden hiçbir alaka bekleme…

Derviş yıldırım düşmüş gibi çarpıldı. Aklı uçacak gibi oldu ve hemen köyün yolunu tuttu kederli ve mahzun mahzun adamın kapısına vardı ve kapıyı çaldı. Adam Kapıyı açıp karşısında kendisi ile kavga eden kişiyi görünce hayretle baktı ve haykırdı:

–  Yine mi sen?

 Derviş boynunu büküp yalvardı:

–  Bana hakkını helal et gönlünü kırdım bilmeyerek bir hata işledim…

 Köylü:

–  Olmaz diye gürledi. Sen benim gönlümü fena halde kırdın yaraladın hakkımı helal etmem…

–  Ne olur beni bağışla!

–  Olmaz dedik ya Efendi!

Zavallı derviş günboyu adama yalvardı adam inat etti her defasında da yok dedi helallik vermedi. Ertesi gün bir daha gitti ve adama yalvardı, yine olmadı. Bir başka gün yine yalvarmaya gitti bütün yalvarmaları her defasında beyhude kaldı…

Birdenbire şah-ı Nakşibendi Hazretleri köye geldi derviş’e misafir oldu… Sonra kalbi incinen adamın evine gitti ve gülden nazik yanaklarını kapının eşiğine koyup köylüye yalvardı:

–  O suçu dervişim işlemedi ben işledim! Beni de affetmez misin?

İncinen gönlü kırılan adam bu manzara karşısında o kadar müteessir oldu ki hemen hakkını helal etti ve çığlığı bastı:

–  Ey eşsiz Pir! Asıl siz bu günahkarı affedin ve onu kapınıza kabul buyurun.

Bundan sonra artık o adam da Şahı Nakşibendi hazretlerinin eteğine tutunan bahtiyar dervişlerden oldu…