Kadiri Yolu


İnsanların hidayet önderleri, eğiticileri ve öğreticileri, iyiye götüren rehberleri peygamberlerdir. Onlar üstün bir ahlaka sahiptiler çünkü Allah Teala Peygamberleri yarattığı İnsanların en iyilerinden seçerek göndermiştir.

Söz dinlenmeye bilir lakin bizzat o sözün hayatta uygulanan bir örneğini görünce insanın hissiyatları ve vicdanı daha yakinleşir ve Allah’a inanç kuvvetlenir ve dini yaşamak daha da kolaylaşır.

Allah teala dileseydi vahyi insanların okuyacağı şekilde bir kitap olarak direkt indirildi. O, vahyi bir insanın kalbine indiriyor, onu vahyi yüklenecek vasıflarla donatıyor ve insanlara örnek olarak sunulacak hale getiriyordu.

Vahiy ile öncelikli olarak insanlara Allah’a iman emrediliyordu. “İnsanlara Allah’a kulluk edin ondan başka bir ilah yoktur.” diyen peygamberler gönderiliyor. İnsanın ayrıca Dünya hayatını da tanzim eden emir ve yasaklar, ibadetlerden oluşan dini hayatını, Rabbani adaleti sağlayacak şekilde bir kullukla yaşanması emrediliyordu.

“Andolsun biz peygamberlerimizi açık kanıtlarla gönderdik, beraberlerinde kitap ve adalet terazisini de indirdik ki insanlar hakkaniyete uygun davransınlar. Bir de demiri indirdik ki onda büyük bir güç ve insanlar için yararlar vardır. Böylece Allah, görmeden iman ederek kendisine ve peygamberlerine yardım edecekleri ortaya çıkaracaktır. Şüphesiz Allah güçlüdür, üstündür.” Hadid: 25

İnsanlar kendilerinden istenen bu imanı evvela peygamberlerin üzerinde ve hayatlarında görüyorlardı. başka hiçbir güce dayanmadan sadece Allah’a davet o insanların imanlarının kuvvetlenmesini sağlıyor. Neden peygamberler geldikleri toplumlarda hep zulümle karşılandılar? Çünkü o toplumlarda Allah’ın hükümleriyle hükmetmeyen tağutların kurdukları kula kulluğa dayanan bir zulüm sistemi yaşanıyordu. Peygamberler bu hakim gruba karşı düşüncelerini temelden sarsan bir kelime ile geliyordu.

“Allah’a kulluk edin ondan başka ilah yoktur.”

Derin manalar taşıyan bu cümle ile ellerinin altında bulundurdukları imtiyazlar ve insanları köleleştirdikleri, gelir getiren sahte ilahlar oluşturdukları sapık sistemleri reddelip ellerinden alınmasına, topladıkları itibarın ve gelirlerin kaybolmasına, köle ve zayıflarla aynı statüde olup bir tutulacaklarını  anlıyorlardı.

Bu hakimiyeti kaybetmemek için kazandıkları bu imtiyazdan kolay kolay vazgeçmeyip Peygamberleri tehdit edip meydan okumaya başlarlar. İnsanlar kendilerine gelen peygamberlerin bu şiddetli baskı ve düşmanlığının karşısında herhangi bir dünyevi güce dayanmayan tek başına yalnız Allah’a güvenerek durduğunu görmeleri Allah’a imanın manasını daha iyi kavramalarına ve anlamalarına sebep olur.

Uygulanan birçok işkenceye rağmen peygamberler hakim güçler karşısında dini ve akide bir zerre taviz vermeden dururlar. İnsanlar bu kararlı duruş karşısında, Allah’a imanın kararlılığını görürler. Tüm işlenen zulümlere karşı yapılan gizlenen bir iman değil, bütün şiddete rağmen açığa vurulan köklü bir inançtır.

Peygamberler çoğu kez hapis ölüm gibi tehditlerle karşılaşmışlar buna rağmen asla imanlarından vazgeçmediler. Allah’a davet korkuyu öldürür. Tevhidi davet yılmadan işkencelere karşı dik durmayı gerektirir.

Peygamberler sadece Allah’a yönelirler. Allah’a yalvarıp, cahili baskılar karşısında korunma ve yardımı Ondan isterler. Bu da imani bir düşünce sahibinin tavrını nasıl olması gerektiğini ve insanların kime yönelmesi gerektiğini peygamber de görmesine sebep olur.

Böyle bir iman iddia değildir. İmanla yaşanılan bir hayatın, insanlar tarafından görülmesi, yapılan çağrıya cevap vermeyi kolaylaştıracaktır. Peygamberlerin insanlar için olan örnekliği, insanların mümin olarak imanlı nasıl yaşanması gerektiğini öğrenmeleri içindir.

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar