🌿 Sülûk’te Gurur, Riya ve Ucub: Manevi Yolculuğun Gizli Engelleri
Seyr ü sülûk (manevi ilerleme ve Allah'a ulaşma yolculuğu) davasına gönül verenler için en büyük tehlike, gurur hastalığı, gösteriş sevdası (riya) ve kendini beğenme (ucub) belasıdır. Bu kronik manevi hastalıklar, salikin (yolcu) ilerlemesini engeller, amelleri boşa çıkarır ve akıbeti hayırdan şerre çevirme potansiyeline sahiptir.
💔 Gurur ve Gösterişin (Riyanın) Tahribatı
Sülûk yolundaki kişi, geçmiş büyüklerin hallerine ibret nazarıyla bakarak bu hastalıktan korunmalıdır. Nefsinin gurur ve gösteriş taleplerine uyması, onu şeytanın bile başarılı olamadığı bir sınavda kaybetmeye götürür.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.), bu gizli tehlikeye dikkat çekmiştir:
“Ümmetim için En çok korktuğum şey, Allah'a ortak koşmalarıdır. Güneşe, aya veya puta ibadet edeceklerini söylemiyorum. (Demek istediğim,) Allah'tan başkası için ve gizli şehvetler (arzular) için amelde bulunmalarıdır.” (İbn-i Mace)
Bu durum, kişinin kendi manevi statüsünü veya sosyal konumunu başkasından üstün görme, listede ön sırada olmayı isteme ya da bulduğu boş yere değil de daha önde, kendine lâyık gördüğü yere oturma gibi tavırlarla ortaya çıkar. Bu tavırlar, nefsin kendini yüceltme arzusunun dışa vurumudur ve o kişiyi manevi sınavda kaybetmeye götürür.
✨ Nefsin Aynası: Kusur Aramak
Başkalarının hata ve kusurlarına odaklanmak, nefsin en büyük hilelerinden biridir. Kendi ayıbını görmekten aciz kalan kişi, başkasını eleştirerek gururunu tatmin eder. Oysa mürid, daima kendi nefsini muhasebe etmelidir. Cenab-ı Hakk'ın vaadi, kulun kendisine beslediği güzel zanna ve teveccühe göredir:
“Ben kuluma, kulumun güzel zannına göre muamele ederim. ... Bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir dirsek boyu, bana bir dirsek boyu yaklaşırsa Ben ona Bir kulaç yaklaşırım. Bana yürüyerek gelirse, ben de ona koşa koşa giderim.” (Kutsi Hadis - Buhari, Müslim)
👑 Tevazu: Salikin Vazgeçilmezi
Kibir ve gururun gözleri perdelenmiş olanlar, yaratılış hakikatlerini (bir artığın, meninin ve nutfenin ürünü olduklarını) idrak etmekten uzaktır. Rasulullah (s.a.s.) bu hakikati şöyle vurgular:
«Ey Âdemoğlu, beni aciz mi görüyorsun? Oysa seni bunun gibi bir şeyden yarattım... Ne diye kibirleniyorsun?»
İslami sahada çalışan davetçiler, abidler ve zahidler; sahtekârın, övünenin, büyüklenenin ve gururlananın İslam davasına fayda getirmeyeceğini idrak etmelidir. Davetçi, halkla oturmalı, onlara mütevazı olmalı, hizmet etmeli ve eleştirilerini dikkate almalıdır.
💖 Tevazu Örnekleri
Peygamberimiz (s.a.s.):
“Bir kul gibi yemek yer ve bir kul gibi otururum.” (Taberani)
Huzuruna titreyerek gelen adama: "Kendine gel, sakin ol. Ben Melik (kral) değilim. Ben kurutulmuş et yiyen Kureyşli bir kadının oğluyum" derdi. (Taberani)
Zayıf ve yoksullarla oturmaktan çekinmez, bir kadının derdiyle ilgilenirdi.
Büyük Sahabiler (r.anhüm):
Hz. Ömer (r.a.): Minberden inip nefsini eleştirir: "Nefsim bana 'Sen müminlerin emirisinin, senden daha faziletli kimse yoktur' dedi. Ona haddini bildirmek istedim."
Hz. Osman (r.a.): Mescitte bir örtüye sarılı olarak, çevresinde kimse olmadan uyurdu.
Hz. Ali (k.v.): Çarşı pazarda yalnız başına yürür, satıcılara ayet okurdu: "İşte bu ahiret yurdudur; biz onu yeryüzünde ne büyüklük taslamayı ne de bozgunculuğu isteyenlere nasip kıldık; akıbet muttakilerindir."
Bu büyük şahsiyetler, Allah için tevazu gösterdiler, nefislerini beğenme durumuna düşmediler ve Allah da onları dünya ve ahirette yüceltti.
⚡ En Büyük Tehlike: Ucub (Kendini Beğenme)
Eğitimcilere, abidlere ve zahidlere isabet eden gurur (ucub), siyasilere bulaşandan daha az tehlikeli değildir. Onlarda bu hastalık; kendini beğenme, kendinden hoşnut olma ve başkalarından faziletli olma duyguları çerçevesinde kendini gösterir.
Bu durum, kişiyi en muttaki, en değerli, en vefalı olduğunu düşünmeye iter ki, bu imandan tamamen çıkma tehlikesiyle bile sonuçlanabilir.
Resulullah (s.a.s.) bu hastalığın helak ediciliğini şöyle ifade etmiştir:
“Üç şey helake götürür: Cimrilik, ardısıra gidilen heva ve kişinin kendisini beğenmesi.” (Taberani)
Bir diğer hadiste ise:
“Hiç günah işlenmeseydiniz bile, sizin için bunlardan (günahlardan) daha büyük bir şeyden korkarım; o da kendini beğenmedir, kendini beğenmedir.” (İbn-i Hibban)
Bu bilinçle hareket eden büyükler, nefslerini sürekli kontrol altında tutmuşlardır:
Mutarrif (r.a.): "Geceyi ibadetle uyanık geçirip sabahleyin kendimi beğenmektense, uyuyup (gece ibadeti yapmadığım için) pişman olarak sabahlamayı tercih ederim."
Hz. Aişe (r.anha): Kişi, “Kendisini Muhsin (iyi biri) bildiği zaman” kötü olur.
Salik, nefsini bu sinsi hastalıklardan arındırmak için daima Allah'a yönelmeli, tevazuyu kuşanmalı ve amellerinde yalnızca Allah rızasını (ihlâs) gözetmelidir.

إرسال تعليق
İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...