Sülûk’te Sıkıntıların Baskısı
Seyrü sülûk yoluna giren kimse, farklı mizaçların, farklı mesleklerin, farklı geçmişlerin harmanlandığı bir âlemden gelir. Her birinin hayat tecrübesi, alışkanlıkları ve nefsî eğilimleri ayrıdır. Bu sebeple, Hak yoluna giren salik, o eski hayatının gölgeleriyle, iç dünyasındaki çelişkilerle ve dış âlemdeki imtihanlarla karşı karşıya kalır.
İşte bu imtihanların en büyüğü, sıkıntının bizzat kendisidir.
Sıkıntı: Sülûkün Gizli Mürşidi
Salik, evvelce dünyevî işlerinde gayretli, mücadeleci ve kararlı bir kimse olabilir.
Ancak sülûk yoluna girdiğinde, artık gayretinin yönü değişir:
Dünya için değil, Hak için çalışmak söz konusudur.
Bu yeni hâl, nefis için ağırdır.
Çünkü nefis, kendi hevesiyle koşmayı sever; Allah için sabretmeyi değil.
Bu yüzden sülûkün başlarında gelen sıkıntılar, aslında Hak Teâlâ’nın terbiyesidir.
Nitekim Allah buyurur:
“Elif Lâm Mîm. İnsanlar ‘inandık’ demekle, imtihandan geçirilmeksizin bırakılacaklarını mı sandılar? Andolsun, onlardan öncekileri de sınamıştık.”
(el-Ankebût, 1–2)
Her sıkıntı, bir ayıklamadır; sahih imanı sahte olandan, sabrı zayıf olandan ayırır.
Sıkıntının Hikmeti
Kur’an, sıkıntıların inananların kalbini arındırmak, safları belirlemek ve sabır cevherini ortaya çıkarmak için gönderildiğini bildirir:
“Andolsun, sizden cihad edenleri ve sabredenleri bilmek için sizi imtihan edeceğiz.” (Muhammed, 31)
“Onlara insanlar, ‘Düşmanlarınız toplandı, onlardan korkun’ dediklerinde, bu onların imanını artırdı ve dediler ki: ‘Allah bize yeter; O ne güzel vekildir!’”
(Âl-i İmrân, 173)
Sıkıntılar, sâliki kırmak için değil, parlatmak için gelir. Altın, ateş görmeden saflaşmaz.
Mürid de mihnet görmeden kemale ermez.
Tasavvuf Büyüklerinin Hikmetli Sözleri
Seyyid Abdülkâdir Geylânî (k.s.):
“Ey oğul! Musibet geldiğinde sabret; çünkü o, senin için Hakk’ın nazarıdır.
Bil ki mihnet, Allah’ın kulunu seçme yoludur. Nimetle değil, mihnetle yakın olunur.” (Fütûhü’l-Gayb, 13. Makale)
İmam Gazâlî (r.h.):
“Sıkıntı, Allah’ın kuluna hitabıdır; ‘Bana dön’ demesidir. Zira rahat, gafleti çoğaltır; mihnet, kalbi uyandırır.” (İhyâ, c.4, Kitâbü’s-Sabr)
Kuşeyrî (r.h.):
“Sabrın tadını tatmayan, vuslatın lezzetini bulamaz. Mihnet, müridin mizacını olgunlaştırır; sıkıntı, kalbin kabuğunu kırar.” (er-Risâle, Bab: es-Sabr)
İmam Rabbânî (k.s.):
“Mihnet, velâyetin kapısıdır. Allah, dostlarını nimetle değil, bela ile imtihan eder; zira sevdiğini dener.” (Mektûbât, I/260. Mektup)
Mevlânâ Celâleddîn Rûmî (k.s.):
“Gam çek ki, gönül olgunlaşsın. Çiçek, toprağı yarıp çıkmazsa koku vermez.
Gül, dikensiz açmaz.” (Mesnevî, III/1125)
Sülûk’te Sıkıntının Rolü
Sıkıntılar, sâliki ya tökezletir ya yüceltir.
Bu fark, kalbin niyetindedir.
Kimi sıkıntı karşısında “Neden ben?” der, düşer.
Kimi ise “Ya Rabbi, beni terbiye ediyorsun” der, yükselir.
Hakikatte sıkıntı, bir terbiye aynasıdır.
Nefsin karanlığı, sabırla aydınlanır.
Kalp, mihnetle parıldar.
Bu yüzden mürşidler şöyle demiştir:
“Sıkıntı, müridin öğretmenidir; sabır, onun kitabıdır.”
Seyrü sülûk yolunda, mihnetsiz ilerleme olmaz.
Zira Allah, dostlarını hep darlıkla sınar.
Hz. Peygamber (sav) buyurur:
“İnsanların en şiddetli belalara uğrayanı peygamberlerdir; sonra derecesine göre salihler gelir.”
(Tirmizî, Zühd, 57)
Sabrın İki Yüzü
-
Zahiri sabır:
Sıkıntıya isyan etmemek, şikayetle dili kirletmemek.
Çünkü şikayet, nimetin perdesini yırtar. -
Batınî sabır:
Kalpte rıza hâlini bulmak, sıkıntıyı “Rahmetin tecellisi” bilmek.
Bu mertebeye gelen salik, acıda tat, darlıkta huzur bulur.
Seyyid Abdülkâdir Geylânî yine buyurur:
“Sıkıntıya sabır, sabra rıza, rızaya muhabbet gerek.
İşte bu üç basamak, velayet yolunun merdivenidir.”
(Fütûhü’l-Gayb, 21. Makale)
Sonuç: Mihnetin İçindeki Rahmet
Her sâlik bilmelidir ki, mihnet Hak’tan bir hitaptır:
“Ey kulum, hâlâ Ben’i mi istiyorsun, yoksa hâlini mi?”
Sıkıntı, kalpteki yönelişi ölçer.
Kim Hakk’a yönelirse, sıkıntı onun için nur olur;
kim nefsine yönelirse, sıkıntı ona zulmet olur.
Sülûk, kolaylıkta değil, zorlukta belli olur.
Rüzgâr olmadıkça deniz sakin kalır; fakat gemici, fırtınada öğrenir yelken açmayı.
O hâlde ey Hak yolcusu:
“Mihnet geldiğinde, sevin.
Zira o, Rabbinden gelen bir haberci, seni O’na yaklaştıran bir davettir.”
🌸 “Sabrın sonunda vuslat vardır; her zorluk bir sır taşır.
Mihnetin kalbinde rahmet gizlidir.”
— Tasavvuf ehlinin özlü sözü

إرسال تعليق
İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...