Kadiri Yolu

 

Manevî Yolculukta Tamah Hastalığı

Manevî Yolculukta Tamah Hastalığı

(Nefsi Emmâreyi Tanımak ve Kalbi Kanaatle Arındırmak)**

1. Tamah Nedir?

Tamah, kişinin elinde olana razı olmayıp, başkasının elindekine göz dikmesi; verilmemiş olana kalben uzanmasıdır. Hırsla akrabadır fakat aynı değildir. Hırs, çok istemektir; tamah ise hak olmayanı istemektir. Tasavvufta tamah, kalbin edebe aykırı bir şekilde uzanması olarak tarif edilir.

Sûfîler der ki:
“Tamah eden, izzetini kaybeder.”
Çünkü tamah, kulun onurunu başkasının eline bırakır.


2. Tamahın Kaynağı

Tamah, kalpteki güvensizlik ve kanaat eksikliğinden doğar. Nefsi emmâre şu fısıltılarla tamahı besler:

** “Biraz daha alsan ne olur?”

** “Sen de hak ediyorsun.”
** “İstemezsen geri kalırsın.”
** “Fırsatı kaçırma.”

Bu sesler, kulun Allah’ın taksimine güvenini zayıflatır.

İmam Gazâlî:
“Tamah, kalbin fakirliğidir.”


3. Tamahın Manevî Zararları

a) Kalbi küçültür

Tamah, gönlü daraltır; insanı sürekli başkasına bakar hâle getirir.

b) İzzeti zedeler

İsteyici konumuna düşen, vakarını yitirir.

c) Tevekkülü zayıflatır

Rızkın Allah’tan geldiği unutulur.

d) Kardeşliği bozar

Tamah hasedi, hased düşmanlığı doğurur.

e) İhlâsı zedeler

Menfaat niyete karışır.


4. Nefsi Emmâre ve Tamah

Nefis, tamahla ayakta kalır. Çünkü tamah, nefsin doymazlığını besler. Nefis şöyle der:

** “Alabildiğin kadar al.”

** “Kimse vermezse sen iste.”
** “Fırsatlar bir daha gelmez.”

Tasavvuf ehli bu noktada uyarır:
“Nefis tamahla beslenir, kanaatle aç kalır.”


5. Tamahın Belirtileri

** Başkasının elindekini sürekli düşünmek

** Hak edilmemiş beklentiler
** Verilmeyince kırılmak
** Menfaat ilişkileri kurmak
** Şükürsüzlük
** İçten içe rahatsızlık

Sûfîler der ki:
“Verilmeyince gönlü daralan, tamah imtihanındadır.”


6. Tasavvuf Büyüklerinden Uyarılar

Hz. Ali (ra)

“Tamah eden zelil olur.”

İmam Rabbânî

“Tamah, kul ile Allah arasındaki güven bağını zedeler.”

Mevlânâ

“El açma; kalbin düşer.”

İbn Atâullah

“Allah’tan istemeyen, kuldan istemez.”


7. Tamahın Tedavisi

1. Kanaati ahlâk edinmek

Kanaat, kalbin zenginliğidir.

2. Rızık taksimine iman

Her rızkın vakti ve miktarı olduğuna inanmak.

3. İstememeyi öğrenmek

Tasavvufta “istememek” bir terbiyedir.

4. İnfak

Tamah, vermekle söner.

5. Şükür

Şükür arttıkça tamah azalır.

6. Dua

“Allah’ım! Kalbimi kanaatle zengin eyle.”


8. Kanaate Eren Kalbin Hâli

Tamah terk edilince:

** Kalp rahatlar

** İzzet artar
** Tevekkül güçlenir
** Şükür çoğalır
** İlişkiler temizlenir

Tasavvuf ehli der ki:
“Kanaat eden, kimseye muhtaç olmaz.”


Sonuç

Tamah, nefsi emmârenin yüz kızartıcı hastalığıdır. Manevî yolcu için en büyük zenginlik, elindekini yeterli bilmektir. Tamah eden küçülür; kanaat eden yücelir. Seyr-i sülûkta ilerlemek isteyen kimse, kalbini istemekten değil teslimiyetten beslemelidir.

İstemek nefsi büyütür, razı olmak ruhu büyütür.


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar