Kadiri Yolu
Temkin


Temkin

Temkin hal ve makamlar da özellikle fenadan sonra ki Beka makamında Melike yani yetenek kazanmaktır. Temkin vakur ciddi Uslu ve oturaklı olma halidir ki tasavvuf erbabı önce istikamete derinleşip kazanma yüzüp gezmeden kurtulmak huzur ve itminana ulaşmaktan ibarettir.

Temkin ehli aynı zamanda mal sahibi kendi nefsini arzu ve heveslerine karşı tam bir hakimiyeti kazanılmış hakkın dileklerini kendi isteklerini önünde tutan hakka fani olan Allah’ın has kuludur. Temkinin Bir de şöyle derinliği vardır. Allah sonsuz olduğu için Aslında ona vuslat da sonsuzdur. Bu yüzden hakka vuslatı yaşayan Hak dostu kendi temkini içinde de telvin yaşayabilir. Bu böyledir zira Allahu Teala’nın takdir ve tecellilerinin sonu yoktur. Temkin, Hal ve makamlar da özellikle fena’dan sonraki Beka bakımında yetenek kazanmaktır.

Temkinin Üç derecesi vardır

Birinci derece:

Müridin temkindir. Kendini yürütecek sağlam irade ve niyette yolda taşıyacak Şuhud parıltısına ve rahat yürüyebileceği geniş bir yola sahip olmasıdır

İkinci derece:

Salih’in temkini’dir. Bu da mâsivâdan doğru bir şekilde bağı koparmak ve kendisine keşf şimşeğin çakması, hal ışığının vurmasıdır. Salik, Allah yolunda merhaleleri almaya başlayan müride denilir. Onun kalbi Allah’tan başka her şeylerden, Fikri dağıtacak düşüncelerden kesilmelidir. Böyle olunca kalbine birtakım nurlar doğar, şimşek gibi çakar, geçer. Kalbe doğan bu nurlarla iman, görme gibi olur. hali yoluna ve ışık tutar.

Üçüncü derece;

Arif’in  temekkündür. Bu da arama perdelerinin üstüne çıkmak, vücud nurunu giymek suretiyle hazrette olmaktır. Aradığı hakikatle yaşar. Arif beşeri varlığını yitirir ve hakkın varlığı ile var olur. 

Temkin Hakkında İki Ekolün Görüşü

Iraklı sufilere göre temkin sahipleri, sıfatlar, arzular ve iradeler derecesine geçmişlerdir. Onlar hakkın kendilerine vasfettiği, kendilerinden istediği biçimdedirler. bu makamda yeri yüce olanı, Hakkın nurları Sarar beşeri varlığından geçirir artık o hiçbir halini göremez. Hiçbir halinden lezzet alamaz. Çünkü kendisinde değildir.

Horasan sufilerine göre ise temkin, kula gelip onun, Hak vergilerini taşımasını kolaylaştıran bir haldir. Temkine ulaştıktan sonra kul, Hakk’ın da desteği ile gelen halleri, doğan nurları görebilir.

Hak tecelli eyleyince beşeriyet yıkılır ve temkine ulaşılır. Hak tecellilerinin ve melekûtunun sonu yoktur. Beşer varlığından geçtiği gibi bütün nefsinden, hissinden ve bütün yaratıklardan geçer de ğaybette devam ederse artık o mahvolmuştur. Onun için ne telvin, ne temkin, ne makam, ne hal vardır. Bu vasıfta olduğu sürece ona teklif yoktur. Yalnız Allah’ın onu kulluk fiillerini yürütmek için kendisini döndürmesi müstesnadır. Halk ondan çıkan işleri ondan bilir ama gerçekte o işler ondan değildir haktandır. Onun iradesi dışında zuhur etmiştir. Fakat halk onları O’nun yaptığını sanır.

Cenabı Hak buyurmuştur: ”Uykuda oldukları halde sen onları uyanıklar sanırsın. Biz onları sağa sola çeviririz kehf:18

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar