Kadiri Yolu

 

Riyanın Terki Ve İhlas

Riyanın Terki Ve İhlas

Bir kimse, Allah’ın rızası dışında amel ederse, onun için ahirette bir nasibi yoktur. Yeri Cehennemdir. Allah’ın rızası için amel edenlere ise, işlerin makbul olması şartı vardır, ki bu yapılan ameller onlara yeter. Kişi yaptığı amelle, Yüce Allah’ın gayrını dilerse, onun amelinin karşılığı, yorgunluk ve sıkıntı çekmekten başka bir şey olmayacaktır.

İbadetler bütünüyle Allah için olmadıkça riya sınıfına girer. Allah için yapılması gereken amel ve ibadeti kullara gösteriş olsun diye yapılmışsa bu bir ahlaki çöküştür. İnsan saygı duyulmak, bunun altına bütün yüzünü ve içini saklayıp dünyevi menfaat elde etmek amaçlıyla kendisinde olmayan özelleri varmış gibi göstermeye çalışması ve davranışlar sergilemesi dinin yasakladığı kötü ahlak huylarındandır.

ibadetini görülsün ve duyulsun diye yapan kimse şuna benzer ki: Pazara çıkar; kesesine çakıl taşları doldurur; onun bu haline bakan halk söyleşir: Şu adama bakın; nasıl da kesesini doldurmuş? O kesenin içinde taş olduğunu halk bilmez. O kimseye de, halkın sözünden başka bir fayda kalmaz. O, kesesindeki taşlarla gidip bir şey almak istese onlarla hiç bir şey alamaz ona vermezler. İşte, riyakarın, görsünler ve işitsinler diye iş yapanların hali budur. Halkın, üstte gecen sözünden başka, hiç bir menfaati olmaz. Ahirette ise, yaptığının faydalı bir karşılığını bulamaz.

Hz. Ali(ra)’nin şöyle buyurduğu anlatılır: “Riyakarın dört nişanı vardır:

  1. Yalnız kalınca tembeldir
  2. Halk arasında neşelidir
  3. Övülünce amellerini artırır
  4. Yerilince amelini azaltır.”

“Resulullah (ﷺ) söyle buyurdu: “Sizin için korktuğum şeylerin en korkuncu küçük şirktir.” Sahabeler sordular Ey Allah’ın Resulu! Küçük şirk nedir?» Şöyle buyurdu: “Riyadır.” Devam etti : «Allah’u Teala amellerine göre kullara karşılık vereceği gün, riyakarlara şöyle buyuracak: «Dünyada kendilerine gösteriş yaptıklarınıza gidin. Hele bir bakın, onlarda hayır namına bir şey bulabilecek misiniz?

Hz. Peygamber (ﷺ)“Ümmetim için gizli şirk ve şehvetten kaygı duyuyorum” demiş, “Sizden sonra da hala şirk olacak mı?” sorusuna, “Evet, fakat güneşe, aya, taşa ve puta tapmak şeklinde olmayacak, insanlar ibadetlerini riya için yapacaklar” cevabını vermiştir. (Müsned, IV, 124)

En tehlikeli riya, kalpte yalnız Allah’a gösterilmesi gereken tazimi Allah’tan başkasına gösteren kişinin riyasıdır; çünkü bu kişi Allah’a itaat ediyor gibi görünse de gerçekte başkasına itaat etmektedir. Bundan dolayı riya gizli şirk kabul edilmiştir.

“Halbuki onlara, Allah’a kulluk etmeleri, Hanifler olarak O’na yürekten inanıp boyun eğmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeleri emredilmişti. Doğru din de işte budur.” Beyyine:5

“Biz bu kitabı sana gerçeğin bilgisi olarak indirdik; öyleyse içten bir inanç ve bağlılık göstererek sadece Allah’a ibadet et.” Zümer:2

” İblis, “Senin kudretine andolsun ki rabbim, samimi kulların hariç, insanların topunu kesinlikle yoldan çıkaracağım” dedi.” Sad :82-83

“De ki: “Ben, yalnızca sizin gibi bir insanım. Şu var ki bana, ilahınızın, sadece bir ilah olduğu vahyolunuyor. Artık her kim rabbine kavuşmayı bekliyorsa dünya ve ahirete yararlı iş yapsın ve rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.” Kehf: 110

“De ki: “Benim namazım, (her türlü) ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi alemlerin rabbi olan Allah içindir.” Enam:162

ihlas ve  riya ile ilgili görsel sonucuVerdiğimiz ayetlerde  kulların ihlaslı olmaları gerektiği vurgulanmaktadır. Her ibadet ve amel Allah için olmalı dünyalık menfaatler bu hale karıştırılmamalı. İnanç sistemine bağlılık göstermek istenileni yerine getirmek iblisin perişanlığını artırmaktadır. Aynı zamanda sizi onun şerrinden emin kılmaktadır.

Her amel ihlasla yapılırsa muhakkak ki karşılığı fazlasıyla karşılık bulacaktır;

Hz. Peygamber (ﷺ): “Kim ihlas ile ‘LA ilahe illallah”derse cennete girer buyurdu.“Onun ihlası nedir?” diye soruldu. Allah’ın haramlarından kişiyi korumasıdır.” diye cevap verdi. Taberani

Resulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Kim Allah için kırk gün ihlasla hareket ederse hikmet pınarları kalbinden dili üzerine açığa çıkar.” Keşful hafa, 2/372

Resulullah(ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Kim Allah için verir, Allah için meneder, Allah için sever, Allah için buğzeder ve Allah için nikah ederse imanını kemale erdirmiş olur.”

İbadetleri görüldüğü için endişe düşen bir gönül varsa yüreklerde o zaman korkma sana iki defa ecir vardır. Yaptıklarını taklit edenlerle birlikte hayır yolu açmış gibi olursun. İbadetlerin bilinmesi için gayret gösterip açığa çıkartıp bir paye almaksa hedefin işin zor demektir.

İhlasta gaye nedir?

Halkın  övmesini sevmemektir. İhlas olmayınca ameller değer bulmuyor. İbadet esnasında sabırlı olmalı ki, sakin ve huzurla ibadetin size ihlasın huşunun miracın yolunu açsın. İhlasla yapılan amel Allah katında değer bulur.

Resulullah(ﷺ) söyle buyurmuştur: “Allah (c.c.) sözümü işitip onu iyice belleyen sonra da onu işitmeyene aktaran kişinin yüzünü ağartsın. Nice fıkıh (bilgi) taşıyan vardır ki, anlayıştan yoksundur. Niceleri de vardır ki, bilgiyi (fıkhı), kendisinden daha anlayışlı (fakih) olana taşır. Üç şey vardır ki müminin kalbi onlara karşı hıyanet bilmez:
a) Amelde ihlas
b) Emir sahiplerine (yöneticilere) nasihat.
c) Cemaatten ayrılmamak. Bu üç şeyin bulunması, kalbi gerisinden korur.” Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace, Ahmed

Resulullah (ﷺ) buyuruyor: Allah Teala (Kudsi hadiste) şöyle buyuruyor: “Ben ortakların şirkten en müstağnisiyim. Her kim bir amel işler de, onda benimle birlikte başkasını ortak ederse, onu şirkiyle baş başa bırakırım.” Müslim, İbni Mace, Ahmed

Ä°lgili resim

Zünnûn şöyle der: “Üç şey vardır, ihlasın alametlerindendir:
a) Halktan gelen övgü ve yerginin kişi yanında eşit olması.
b) Amellerde amellerin unutulması.
c) Amelin ahirette sevap getireceğinin unutulması.

Abdulkadir Geylani Ks: “Mümin Halık’tan, münafık halktan utanır. Amellerinizde ihlaslı olun yoksa boşa yorulmayın. Eğer alaka duyduğun şeyler senden kesilir ve yüzüne kapılar kapanırsa sana Hakkın tarafı, Onun kurbiyet kapısı açılır. O’na giden yol sana gösterilir. Kul hakkı tanıyınca kalbi her şeyi ile O’na yaklaşır. Amelinde zerre miktar ihlas yoksa ikramda yakınlıkta sana yoktur unutma. Toplumla birlikte iken ihlaslı olamayanınız ibadetlerini halvetlerinde yapsın amel edipte ihlaslı olmayana amelin bir faydası yoktur.” (Cilaul Hatır İlas ve İnfak )

Cüneyd de şöyle demiştir: “İhlas, Allah ile kul arasında bir sırdır. O sırrı melek bilmez ki yazsın, şeytan bilmez ki bozsun ve herhangi bir heva bilmez ki kaydırsın.” Kuşeyri risalesi

 

Hamid Lukaf diyor ki:
Allah’u Teala bir kimsenin helakini dilerse, onu şu üç şeyle cezalandırır:
a) Ona ilim verir, ama, ilim sahibi amelini işlemekten men eder.
b) Salih zatlarla sohbet nasib eder, ama, onların hakkına riayet nasib etmez.
c) Taat kapısını açar, ama, ihlas yolunu kapatır.

Fakih der ki:

Bütün bu işler o kimsenin başına kötü niyeti sebebiyledir. Bir de içinin bozukluğundan dolayı gelir. Eğer niyeti doğru olsaydı, Allah’u Teala ona: ilmin faydasını, amelde ihlası, salih zatlara saygıyı nasip ederdi. Kişi ister ibadet türünden olsun ister muamelat, her ne yaparsa yapsın, o yaptığı şeydeki Yüce Allah’ın (с.с.) gözetmiş olduğu maksat üzere bulunmalı ve amacının Allah’ın (с.с.) maksadı ile aynileşmesine çalışmalıdır. İşte o zaman her işinde ihlas sahibi olacak, muamelat türünden olan amelleri dahi ibadet şeklini alacaktır.

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar

Nefs