Kadiri Yolu

 İtikadi Sapma ve Sapkınlık


İtikadi Sapma ve Sapkınlık

İnsan için zaman ve mekan değişse de, insani özellikler hep aynıdır. Allahu Teala’nın kitabı ve peygamberinin sünneti ile vahyin inişinde o zaman ki, toplumlar hakkında yaptıkları sapıklıklarının neler olduğunu ve kendilerine inen vahyi temelden reddederek, hiç kabul etmeyen değişik topluluklar hakkında kitabında bilgi vermiştir. 

Yüce Allah: “Onların kalplerini birbirine benzemektedir.” Bakara suresi 118

Bugün dünyaya hakim olan görüş; arzularına düşkün, hayatı nefsi tatmin ve dünyevi lezzetleri tatmaktan ibaret gören, bu konuda insana her bakımdan özgürlük tanınmasını isteyen bir yapının topluluklara hakim olduğunu görmekteyiz.  


Dünyadaki siyasi özellik laiklik prensibi üzerine kurulmuş. Bu durumda dinin siyasi hayatla herhangi bir ilişkisinin olmaması sağlanmıştır. Bu sistemde din kontrollü bir baskı altında tutulmaktadır. Bilirsiniz birçok hocamızın yaptığı konuşmalardan dolayı ifade vermeye çağrıldı. Böyle bir uygulama bazı din mensupları ve alimlerin; rahiplerin yaptığı gibi günahlardan korunmak için kenara çekilme anlayışını benimsemesine neden olmuştur.  


İnsanlık içerisinde ferdi sapmaların yanı sıra, toplu sapmalarda ortaya çıkmıştır. Bir partinin yaptığı açıklamaya destek verenler de aynı şekilde sapmanın bir parçası olmaktadır. Veya sokağa çıkıp gösteri ve yürüyüş yapan itikadi sapma ve sapkınlık içinde olanlara da bir şekilde destek verenler aynı sapmanın ve sapıklığın bir ferdi olurlar. Bugün LGBT renkli bayraklar, şemsiye ve amblem (alamet)leri bilinçle destek vererek kişinin taşıması bu sapkınlığın bir parçası olmasına sebep olur. Bugün birçok sapkınlığı ve itikadi sapmayı net bir şekilde toplumda görmekteyiz. 


Bu ve buna benzer gelişmelerin ortaya çıkacağını, Hz. Peygamber (ﷺ) bize önceden haber vermiş ve bu gibi sapmalara karşı bizi uyarmıştır. 


Fatiha-6 ve 7 ayetinde: “Bizi doğru yola nimete erdirdiğin kimselerin, gazaba uğramayanların, sapıklığa düşmeyenlerin yoluna ilet.” 


Kendilerine gadab edilen Yahudiler, sapıklığa düşmüş olan ise Hristiyanlardır. En çok tanınmış olan bu iki dinin durumundaki Yahudilik ve Hristiyanlığın sapmalarından sakınmaya çalışmamız öncelikle gereklidir. Bundan dolayı Müslüman şahsında yaşayışında sevgisinde bağlılığında amellerinde sözlerinde evinde işinde bu sakınmanın bulunup bulunmadığını iyice kontrol edip araştırmalıdır. Yahudilerin Hıristiyanların ve Mecusilerin uygulamalarına muhalefet etmek Resulullah (ﷺ)’in sünnetiydi.


Kur'an-ı Kerim'de bize bütün dinler hakkında fikirler verilmektedir. Kur'an okuyan anlayan hidayet ve sapıklık yollarını tanıması zor değildir. Kur'an-ı Kerim'i okuyup anlayan kişi sadece dini konularda değil felsefi, düşünsel ve toplumsal konuları da ayırt edip tanıması mümkündür. 


Eski dinler artık tarihe karışmıştır. Bir müslüman bu dinlerin incelenmesi ile bilgi sahibi olması mümkündür. Eski Mısır, eski Bizans, Budizm, Konfüçyanizm, Brahmanizm, Yahudilik, Hristiyanlık, sabiilik, Zerdüştlük gibi dinler incelenip sapıklıkları tespit etmek gayet kolaydır. Geçmiş yıllarda ortaya çıkmış çeşitli felsefi ve toplumsal akımlar yani (Yunan felsefesi, ibahiyye ve mezdekiyye bunlardandır.) yakın çağlarda veya günümüzde ortaya çıkmış muhtelif felsefi, toplumsal, ekonomik ve siyasi akımlar da bulunmaktadır. Dinini bilen bir Müslüman bütün bu akımlardaki küfür anlayışlarını ve sapkınlıkları kolaylıkla tespit edebilir. 


Yüce Allah Kur'an'ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır: “Sana her şeyi açıklayan ve Müslümanlara doğruyu gösteren bir rehber, rahmet ve müjde olarak Kur'an'ı indirdik.” Nahl 89

 

İslamiyet'in en önemli özelliklerinden birisi, bu dine bağlanan bir Müslümanın din alanına giren bir konuda başka dinleri takip etmemesi gerekir. 


Bir rivayete göre Hz. Ömer (ra) Ehl-i kitaptan aldığı bir kitabı getirip Hz. Peygamber (a.s.m)’e okuyunca çok kızdı ve şöyle dedi:


“Ey Hattab’ın oğlu! Bu ne şaşkınlık? Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ben size bembeyaz, dupduru tertemiz bir hakikatle geldim. Ehl-i kitaptan bir şey sormayın. Çünkü, size söyleyecekleri bir gerçeği yalanlayabilir veya yanlış bir şeyi tasdik edebilirsiniz. Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, eğer Musa (as) şimdi aranızda yaşamış olsaydı, bana tabi olmaktan başka bir şey yapamazdı.”  (bk. Mecmau’z-Zevaid, 1/173; 8/262) Bu hadisin zayıf olduğu alimler tarafından söylemiştir.



Mevcut topluluklar içerisinde ortaya çıkmış olan sapkınlıklar, nefsin arzu ve şehveti ile her şeyi serbest görme saplantısı ile bu hatalara düşülmekte ve birbirini takip eden sapmalar sonucunda bu benzeri sapkınlıklar çoğalmaktadır. “Doğrusu biz sorumluluğu göklere, yere ve dağlara sunduk da, onlar bunu yüklenmekten çekindiler ve ondan korkup titrediler. Ancak insan onu yüklendi. Şüphesiz o pek zalim ve çok cahildir.” Ahzab-72  


Mevcut topluluklar içerisinde ortaya çıkmış olan sapmaların bizim ümmetimizi dolayısıyla milletimizi etkilemesi de mümkündür. Bundan dolayı Resulullah (ﷺ)’in bizi bu tür sapmalardan haberdar etmiş, bütün bu gelişmelere karşı uyarmış ne böyle sapmalara düşmekten bizi sakındırmıştır.

 

Gelin Resulullah (ﷺ)’in bizi uyardığı bu sapmalar hakkında rivayetlerden bir kaçına bakalım inş..


Ebu Sait el-hudri (ra)'dan rivayet etmiştir: “Resulullah (ﷺ)’in şöyle buyurdular: “Karış karış, zira zira sizden öncekilerin yoluna gireceksiniz. Hatta onlar bir keler deliğinden girseler siz de arkalarından girersiniz. Biz: Ey Allah'ın resulü Yahudilerin ve Hristiyanların yollarına mı? diye sorduk. Resulullah Aleyhisselam başka kimin olacak diye cevap verdi." Buhari ve Müslim


Buhari farklı bir rivayetinde, Ebu Hureyre (ra)’dan rivayet edilen hadiste bu iki millet, Farisi ve Rumlar olarak söylenmektedir.(Buhari (13/300) 96- Kitabu’l İ’tissam bi’l Kitabi ve’s sunne)  


Mustevrid bin Şeddad (ra)’dan şu şekilde rivayet etmiştir:”Resulullah (ﷺ)’in şöyle buyurdu: “Bu ümmet, öncekilerin uygulamalarından hiçbir şey bırakmaksızın aynen taklit eder.” Taberani 


Ebu Vakid Leysi (ra)’dan rivayet etmiştir: “Resulullah (ﷺ)’in Huneyn savaşı için yola çıkınca müşriklere ait bir ağacın yanından geçti. Müşrikler bu ağaca silahlarını asarlardı ve ağacın adına “Zatu Envat” denilirdi. Resulullah (ﷺ) ile birlikte bulunanlar. “Ey Allah'ın resulü onlar için bir zatu envat olduğu gibi, bizim için de bir zatu emvat belirle dediler. Bunun üzerine Resulullah (ﷺ) şöyle buyurdu: “Sübhanallah tıpkı Musa (as)’ın kavminin Musa (as)'ya: “Nasıl onların ilahları varsa sen de bizim için öyle bir ilah belirle” demelerine bu benziyor. Canım elinde olana yemin ederim ki siz de sizden öncekilerin yollarına gireceksiniz." Tirmizi kitabu'l fiten(4/475)


Ebu Musa (ra)’dan rivayet etmiştir: Resulullah (ﷺ) şöyle buyurdu: "İsrailoğulları bir kitap yazdılar ve sonra tevrat'ı bırakıp ona uydular." Tebarani Mecma'uz Zevaid (1/192)


Ebu Zara Ezdi (ra)'dan rivayet etmiştir: Abdullah bin Mes’ud (ra) şöyle söyledi: “Ehli kitap Hristiyan ve Yahudilere bir şey sormayın onlar sizi doğruya iletmezler. Onlar bizzat kendi nefislerini sapıklığa düşürmüşlerdir. Eğer onlara bir şey sorarsanız bakarsınız doğru konuşurlar. Siz yalanlarsınız, yalan konuşurlar siz doğrularsınız." Taberani Mu'cemu'l kebir (9/413) Mecma'uz zevaid (1/192)


Müslüman Allah'ın kitabını ver resulullah'ın sünnetini okumalı kendisine emredilenleri yerine getirmek, nehyedilenlerden de kaçınmak hassasiyeti olmalıdır. Küfür, sapıklık, bid’at ve fısktan söz eden bir ayet ve hadisle karşılaştığı zaman kendini ailesini ve etrafındaki kardeşlerini üzerinde durduğu şeyden kaçındırmalıdır. Böyle olursak söz konusu fenalıklara sapkınlıklara düşmekten ve hayatımızı etkisi altına alacak yanlış yönlenmelerden Allah’ın izniyle kurtarmış oluruz. 


Resulullah (ﷺ)’in dini alana giren bütün uygulamalarda müşrik ve kafirlere ve sapkınlıklara karşı muhalefet etmeyi bize bir ölçü olarak göstermiştir. Ülkemizde oluşan bu taşkınlıklar karşısında tevhidi duruş sergilenmeli, bunu sergileyen alimler, şeyhler ve müminler birbirlerini destekleyenler olmalıdır. Sapkınlıkta önde olan milletler içimize ayrılık tohumlarını ekmek için var güçleri saldırmaktadırlar. Elinizden ve gönlünüzden Kur'an ve Resul sevgisini söküp almanın yolunu devamlı aramaktadırlar. Bu ülkede kullandıkları provokatörler ve sosyal medya silahlarını iyi bir şekilde kullanılmaktadır. Kendileri inen vahyi tahrif etmiş olanların sahte ilahlar oluşturdukları bu dünya hayatı karşısında bizim Allah'ın ve Resullullah (ﷺ)’in sünnetine sarılmaktan başka kurtuluşumuz yoktur. Bu millet özüne dönmeye başladığı için saldırılar daha da çoğalmaktadır. Bu saldırılar artık aşikar bir şekilde ortadadır. Bilinçli müminlerin çoğalması temennisi ile....

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar

Nefs