Kadiri Yolu

Resulullahın Davetine Tabi olanlar


Resulullah(Sav)’ın Davetine Uyanlar 


Kur'an'daki üslupların önemli bir yanı sık sık örnek vermektir. Resulullah (Sav) Kur'an'ın bu üslubuna uymuş pek çok hadislerde örnek vererek konularını anlatmaya yoluna gitmiştir. Örneğin gerçek hakikatini, ancak alim olanlar anlar. 


Sıradan bir insan da örneği anlayabilir. Ancak anlamak ayrı bir şey, örneğin hakikatini idrak etmek ayrı bir şeydir. Resulullah (Sav) yapmış olduğu davet hakkında birçok örnek vermiştir.


Buhari ve Müslim, Ebu Musa Eş'ari (r.a)'den rivayet etmişlerdir:

"Resulullah (a.s) buyurdu ki: "Allah Teala'nın benimle göndermiş olduğu hidayet ve ilim, toprağa düşen yağmura benzer. O toprağın bir bölümü iyi cinstir, suyu kabul eder ve (üzerinde) çayır ve otlaklar bitirir. Bir kısmı ise sert yapıya sahiptir, suyu emmez, üzerinde tutar. Allah da bu suyla insanları faydalandırır. O sudan hem kendileri içer, hem de hayvanlarını sularlar. Bu yağmur düz ve kaypak bir cins toprağa daha düşer ki, bunu ne su tutar ve ne de çayır bitirir. İşte Allah Azze ve Celle’nin dinini anlayıp, Allah'ın benimle gönderdiği (hidayet ve ilim)den yararlanıp, öğrenen ve öğreten kimse ile, bunun için (kibrinden) başını kaldırmayan (Allah'ın dinine önem vermeyen) ve Allah katından getirmiş olduğum ilahi hidayeti kabul etmeyen kimseler bu örneğe benzerler."


Hz Muhammed Aleyhisselam Kur'an ve sünnetle insanlara yol göstermektedir. Yağmur toprak için ne ise Kur'an ve sünnetle kalpler için odur. Müslümanlar amelleri bakımından çeşit çeşittir. Onlardan bir kısmı Kur'an ve sünnetten ne bir şey okur ne de dinlerler okuyup dinleseler bile ne yararlanırlar ne de başkalarına bir yararları dokunur onların kalpleri çöller gibidir.


Bazı Müslümanlar da okur yararlanır ve başkalarını yararlandırırlar işte onlar bu dünyanın bahçeleridir. Öyle müslümanlarda vardır ki ilmi ezberleyip öğretirler. Onlar insanların su içtiği havuzlara benzer dinleyip de aklında bir şey tutmayan insanlara bir şeyi öğretmediği gibi kendi de amel etmeyen kimseler ise elek gibidirler.


Kur'an ve sünnet gibi kalplerin tabiatını ortaya çıkartan başka bir şey yoktur. Müminlere düşen insanlara ayet ve hadisleri okuyarak kalplerindeki cevheri ortaya çıkarmaktır. Katılıkları yüzünden kalpleri bahçe haline gelemeyen kişilere düşen ise nefislerini cihat edip yenmeye çalışmalıdırlar.


Allahu Teala şöyle buyurmaktadır: “Bu dosdoğru olan yoluma uyun. Sizi Allah yolundan ayrı düşürecek yollara uymayın. Allah size bunları sakınasınız diye buyurmaktadır.” Enam-153 



“Ey Muhammed! Fırka fırka olup dinlerini parçalayanlarla senin hiçbir ilişiğin olmaz.” Enam 159


Buhari ve Müslim de geçmekte olan bir hadis-i şerifte benim ve sizin misaliniz ateş yakan bir adamın misaline benzer kelebekler ve uçan böcekler kendilerine ateşe atarlar. O adam ise onları uzaklaştırmaya çalışır. Ben ateşe düşmeyesiniz diye eteğinizden tutuyorum. Siz ise elimden kurtuluyorsunuz. Buhari'de şu ek vardır “Siz ise kendinizi ateşe atıyorsunuz.”


Buhari, Cabir bin Abdullah radıyallahu anh rivayet etmiştir: Hz peygamber Aleyhisselam uyurken melekler yanına gelmişti. Onlardan bazıları uyuyor dediler bazıları ise gözleri uyuyor ama kalbi uyanık dediler. Kimileri de doğrusu arkadaşınız için verilebilecek bir misal vardır. Onun için bir misal verin dediler. İçlerinden bazıları o uyuyor dediler bazıları da göz uyuyor ama kalp uyanık dediler ki, onun misali bir ev yapan adamın misaline benzer. O adam yaptığı evde bir ziyafet hazırlayıp insanları o ziyafete çağırarak bir davetçi göndermiş. Davetçinin çağrısına icabet etmeyenler ise eve girememiş ve ziyafetten yiyememişler dediler ki, ona bu misali yorumlayın da anlasın. Bazıları o uyuyor dediler bazıları da göz duyuyor ama kalp uyuyarak dediler dediler ki o ev cennettir. Davetçi ise Muhammed'dir Muhammed'e itaat eden Allah'a itaat etmiş olur. Muhammed'e asi olan Allah'a da asi olmuş olur. Muhammed insanları (iyi olanlarını kötü olanlarından, yani müminleri münkirlerden) ayırmıştır.” (Buhari 13/249-97 Resulullah Aleyhisselam'ın sünnetine uyuma babı)


İşte bu eve girmek için davete uyan Müslüman İslam'ı teslimiyet, rıza ve tasdik ile kabul eden kişidir. O Kur'an'a ve sünnete inanıp teslimiyet gösterir. İtikat ve amel olarak o doğrultuda da hareket eder. İnsan Kur'an ve sünnetteki emir ve yasaklara uymaya devam edip daha çok ibadet ederek ve daha çok sakınarak Allah-u Teala'nın kendisine vermiş olduğu nimetler için şükredince şükür makamına ulaşır. Bu makam makamların en üstünüdür. Allah-u Teala buyuruyor ki: “Kullarından şükredenler azdır.” Sebe suresi 13 


Şükredenlerin efendisi Resulullah Aleyhisselam o kendisine neden bu kadar çok ibadet ettiği sorulduğunda şükreden bir kul olmayayım mı? cevabını vermiştir.


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar

Nefs