Kadiri Yolu
Günlük vazife ve virdlerde usul

Günlük vazife ve virdlerde usul

Vird ve evrad kulun Allahu Teala'ya ibadet etmek üzere gece ve gündüz belirli bir vakitte tekrar ettiği ibadetlerin ismine verilir. Kul bu belirlediği vakitte kendisini sevgilisi olan cenabı Hakk'a verir ve o da bunun karşılığını ahirette ona ikram eder.

Günlük virdin/amelin en azı 4 rekat namaz kılmak veya mesani diye tabir edilen ayetleri 100'den az olan bir sure okumak veya iyilik ve takvada diğer insanlara yardım etmeye koşmaktır.

Vakti belirlenen ve devamlı yapılmak üzere vazife edinilen amellere vird ismi verilmiştir. Kur'an'ın hizb ismini verilen belirli bölümlerinden herhangi birinin belli bir vakitte okunmasına da vird denir. Bazı amel sahiplerinin virdi her gün belirli miktar Kur'an okumaktı. Bazısının virdi nafile namaz kılmaktı. Bazı alimler virdlerini gece ve gündüz belirledikleri vakitlerde yapıyorlardı. Virdlerini bir ayetle meşgul olmak, namaz kılmak, tefekkür etmek veya bir müşahede bulunmak şeklinde yapanlar da vardı.

Ariflere gelince: Âriflere gelince onlar, virdleri için bir zaman belirlemiyor ve vakitlerini belirli işlere taksim etmiyorlardı. Aksine onlar, virdlerini, Rablerine tahsis ettikleri tek vird haline getirmişlerdi. Dünyadan ihtiyaçlarını zaruret ölçüsünde karşılıyor ve bütün vakitlerini yüce Rablerinin rızasına ulaşmak için aynı uyanıklık içinde geçiriyorlardı. Dünyevî ihtiyaçlarını görürken de kendilerini kulluk makamında tutuyor ve her anlarını bir çeşit ibadetle dolduruyorlardı. Böylece onlar, her vakit, ilâhî takdirce sevk edildikleri amelin gereğini yerine getiriyor, kendilerinden o anda istenen iş ve ibadeti yaparak virdlerini/günlük vazifelerini gerçekleştiriyorlardı. 

Onların müşahedeleri zikirleridir. Muhabbet besledikleri tek şey yüce sevgiliye yakın olmalarıdır. Onlar, biricik sevgilileri olan Allah'tan başkasında hiçbir fazilet görmezler. Yakinen tanıdıkları Rab'leri dışında hiçbir şeyi yakınlık sebebi görmezler. O'nunla O'na yaklaşırlar. O'nunla O'na doğru yol alırlar. Yalnız O'na tevekkül eder ve yalnız O'ndan korku içinde bulunurlar. Sadece O'na ve O'nun için muhabbet beslerler.

Allah [celle celâluhu], Ariflerin kalplerini mâsivadan/kendinden başka her şeyden boşaltmıştır. Kalplerinin tek noktada toplanması sayesinde bütün dağınık işler onlar için bir olmuştur. Yüce Allah onları kendisi için şahit yapmıştır. Artık her şey onlar için manen bir ilerleme sebebidir. Onlar her şeyde tevhide ulaşırlar. İçlerinde meydana gelen her düşünce, kendilerini Allah'a sevkeder. Nazar kıldıkları her şey, onlara Allah'ı gösterir. Her bakış, her hareket, onlar için, O'na götüren bir yoldur. Onların tevhid inançları, her vesile ile devamlı artmaktadır. Yakine ermiş imanları bir değişme, bozulma, durma ve sınırlama olmadan daima yenilenmektedir. Onlardan biri, sebepleri kullanmak istediğinde Rabbü'l-âlemîn hemen o sebepleri onun için bir araya getiri verir. Çünkü onların bir araya gelmesinden istenen, O'dur. Arif kulun kalbi, yüce sevdiğine güvenerek ve inanarak O'na teslim olduğundan, başına gelen farklı her şeyde huzur hali devam eder. Çünkü kendisinin hakkı talep ettiğini bilir ve kendisini Rabb'i sevk ve idare etsin diye nefsini O'nun önüne atar. Yüce Allah da onun işlerini üstlenir, onu nefsine ve hevâsına bırakmaz.

Allah tarafından sevilmiş kullar makam ve hallerin ilmiyle yüz yüze getirilirler ve onun yolunda sülük ettirilirler. Kendilerine o yolda lazım olan azık verilir. Bu, sadece onlara ait ve onlar için tahsis edilmiş bir durumdur. Ve onlar bu yolda ilerlemişlerdir.


Allah'ın evliyası, O'na ibadet edenlerdir. Onlar kalplerini ibadet ettikleri yüce Rabb'e bağladılar. Sadece bağlandıkları mabutlarına nazar ettiler. Allah'ın kendilerine lütfettiği hükmünü müşahede etme nimeti sayesinde ilâhî kitabın hükmünü bizzat yüce Allah'tan öğrenip anladılar.


Kulların birçoğu yüce Rabbiyle olan muamelelerinde sıkılınca ondan uzaklaşır. Ya da halka gider onlarla rahatlar ve onlarda huzur bulur. Eğer bu kimselerin yüce Rab'lerine yakınlıkları devam etseydi, O'nunla buldukları rahatlık da devam ederdi. Şayet hep O'na nazar etselerdi, O'ndan başkasına bakmazlardı. 



Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar

Nefs