Kadiri Yolu

Sehiv Secdesi


Sehiv Secdesi


Sehiv secdesini namazdaki farz veya vacip hareketlerden birinde yanılmaktan ötürü namazın sonunda yapılan secdedir. Buna yanılma secdesi denilir. Yanılma secdesinin meşru olduğunu hususunda şüphe yoktur.  İmam Ahmet b. Hanbel’de demiştir ki: Hz. Peygamber (ﷺ)'dan beş şey ezberledik: “İki rekatta selam verdi, sonra secde etti. Üç rekatta selam verdi, sonra secde etti. Fazla yaptı, sonra secde etti. Eksik yaptı, sonra secde etti. İkinci rekattan sonra teşehhüt için oturmaksızın ayağa kalktı. 


Ebu said el-Hudri hadisi şöyledir: “Resulullah (ﷺ) buyurmuşlardır ki: “Sizden biri namazı dört mü, üç mü diye kaç rekat kıldığı hakkında şüpheye düşerse şüphesini atsın ve kesin olarak bildiği ne ise onun üzerinden namaza devam etsin, namazın sonunda sehiv secdesi yapsın. Eğer beş kılmış ise bu secdeler namaza şefaatçi olur, eğer tam kılmış ise bu iki secde şeytanın kendisinden uzaklaştırılmasına vesile olur.” (Ahmed ve Müslim) Sehiv secdesinin meşru kılınmasının sebebi namazlar rükün olmayan bir işi terk etmek yahut bir şeyi ilave etmekten ötürü onu yeniden yapmak yerine namazını noksanını tamamlamaktır. 


Bir işi bile bile yapmaktan ötürü yanılma secdesi yapmak meşru değildir. Hanefilerde sahih olan görüşe göre Sehiv secdesi vacip genel olarak diğer mezheplere göre sünnettir. 


Sehiv secdesi imama ve yalnız başına namaz kılana vaciptir. İmama uyan kişi namazında yanılırsa, onun üzerine sehiv secdesi yapmak vacip olmaz. Eğer İmam yanılmışsa cemaatin ona uyması vacip olur. Sehiv secdesi vakit namazı kılmaya müsait olduğu zamanlarda ki durumlarda vaciptir. Mesela sabah namazını kılarken selam verildikten sonra güneş doğsa yahut ikindi namazında güneş ufuktaki kırmızılığı iyice ortaya çıksa, bu kimseden sehiv secdesi düşer. Çünkü bu secde kazada olduğu gibi, noksanlığı tamamlamaktır. Noksan şey ise kaza edilmez. 


Bir kimse sehiv secdesini yaparken yanılsa ayrıca bir sehiv secdesi daha yapmasına gerek yoktur. Sehiv secdesinin vacip olmasının dayandığı delil İbni Mesud radıyallahu hadisidir. Hadis şöyledir: “Sizden biri namazında şüpheye düşerse, doğrusunu araştırsın ve namazını ona göre tamamlasın, sonra selam versin ve sehiv secdesi yapsın, yani yanıldığı için iki secde yapsın.” (Tirmizi-Ahmed b. Hanbel) Sehiv secdesinin dayandığı ikinci delil Sevban hadisedir: “Namazda her bir sehiv için selamdan sonra iki secde yapmak gerekir.” (Ahmed- Ebu Davut ve Nesai) 


Hz. Peygamber(ﷺ)in bu haberini doğrulamak için sehiv ötürü secde yapmak vaciptir. Hz. peygamber (ﷺ) ile sahabenin gerektiği durumda sehiv secdesi yapmaları bu secdenin vacip olduğunun delilidir. Çünkü sehiv secdesi namazın noksanını tamamlamak için meşru kılınmıştır. Hacdaki noksanları tamamlamak için de kefaret kurbanı kesilmesi gibi sehiv secdesi de namazdaki noksanların tamamlanması için vaciptir. Sehiv secdesi ile namazda vaki olan hata giderilmiş, namaz tamamlanmış olur.


Müçtehitler, sehiv secdesinin sebeplerinde itilafa düşmüşlerdir. Her mezhebe göre bu sebepler farklı farklıdır:


Hanefi Mezhebine Göre Sehiv Secdesi:


Hanefi mezhebine göre, bilerek yahut yanılarak namazda bir şeyi terk etmek yahut yanılarak namaza bir şey ilave etmek yahut bir şeyin yerine yanılarak değiştirmekle sehiv secdesi yapmak gerekir. Bu da aşağıdaki durumlarda olur:


1- Kasten yapılan işlerden dolayı 3 yerde sehiv secdesi yapmak gerekir: İlk oturuşu terk etmek yahut ilk rekatın bir secdesini namazın sonuna bırakmak, yahut bir rüknü eda edecek kadar zaman tefekküre dalarak bir şeyi yapmamak.

2- Namazın vaciplerinden birini yanılarak terk etmekle sehiv secdesi yapmak gerekir: Bu da ya o vacibi geriye bırakmakla yahut öne almakla yahut namaza bir şey ilâve etmekle yahut bir şeyi eksiltmekle olur ki, bunlar on bir vacipten ibarettir. Bu vaciplerin altısı aslî vacip olup onlar da aşağıda sıralanmıştır:

a-Farz namazların ilk iki rekâtında Fatiha'nın tamamını yahut çoğunluğunu terk etmek.

b-Farz namazların ilk iki rekâtında Fatiha'dan sonra üç kısa ayet veya uzun bir ayet okumayı terk etmek.

c-Namazlarda açıktan veya gizli okuma düzenine aykırı davranmak. Bir kimse öğle ve ikindi namazları gibi kıraatin gizli yapılması vacip olan namazlarda açıktan okusa yahut akşam, yatsı ve sabah namazları gibi açıktan okunması vacip olan namazlarda gizli okusa bundan ötürü namazın sonunda sehiv secdesi yapması vacip olur.

d - Üç veya dört rekâtlı farz namazlarda ilk oturuşta teşehhüdü terk etmek.

e - Son oturuşta teşehhüdü terk etmek.

f - Bir rekâtın içinde tekrarlanması gerekin bir işi yapmakta tertibe riayet etmemek. Bu fiil her rekâtın ikinci secdesidir. Bir kimse bir secde yapar da sonra yanılarak öbür rekâta kalkarsa ve o rekâtı iki secdesi ile yerine getirdikten sonra namazın sonunda terk ettiği secdeyi hatırlayıp o secdeyi de yerine getirirse, tertibi terk ettiğinden ötürü bu kimseye sehiv secdesi yapmak vacip olur. Çünkü bu kişi, aslî bir vacibi yanılarak terk etmiştir. Dolayısıyla yanıldığından ötürü secde edecektir. 


İftitah tekbirini aldıktan sonra rükûya varıp sonra rükûdan kalkarak Fatiha ve sure okumak durumunda olduğu gibi, tekrarlanmayan hareketlerde tertibe riayet etmemek, rükûyu yeniden yapmayı icap ettirir. Böylece yapan kişi sonunda sehiv secdesi yapar. Bunun gibi tilâvet secdesini yerinde yapmayarak terk etmek sehiv secdesini icap ettirir. Ayakta duracak yerde oturmak, oturacak yerde ayağa kalkmak durumlarında olduğu gibi, bir farzın yerini değiştirmek yahut tehir etmek de sehiv secdesini icap ettirir.


g-Rükû ve secdede tadil-i erkânı terk etmek. Her kim tadil-i erkânı yanılarak terk ederse sahih olan görüşe göre, o kimseye sehiv secdesi yapmak vaciptir.

h-Farz namazlarda kıraatin yerini değiştirmek. Meselâ, zammı sureden sonra Fatiha okumak yahut dört rekâtlı namazların son iki rekâtında sure okumak gibi, yahut sadece ikinci ve üçüncü rekâtlarda Kur'an okumak gibi durumlarda sehiv secdesi yapmak gerekir.

ı - Vitir namazının kunutunu terk etmek: Bu da kunutu yapmadan rükûya varmakla gerçekleşir. Kunutu terk eden kimse sehiv secdesi yapar.

i - Kunut tekbirini terk etmek.

j - Bayram tekbirlerinin tamamını yahut bir kısmını terk etmek yahut bayram namazının ikinci rekâtının rükû tekbirini terk etmek gibi durumlarda da sehiv secdesi yapmak gerekir. Çünkü bunlar vacip tekbirlerdir. Birinci tekbir, yani rükûya varırken alınan birinci tekbir böyle değildir.

3- Namaza Namaz Cinsinden Olmayan Bir Şeyi İlâve etmek: İki kere rükû etmek durumunda olduğu gibi, namazdan olmayan bir işi yapmak sehiv secdesini gerektirir.


4-Sehven Terkedilen Fiile Geri Dönmek.


Bir kimse, sehven birinci oturuşu yapmasa sonra bu durumu hatırlasa bakılır: Eğer oturma hâline daha yakın ise döner ve oturup teşehhütte bulunur; eğer ayakta durma hâline daha yakın ise geri dönmez; sonunda sehiv secdesi yapar. Son oturuşu sehven terk edip beşinci rekâta kalkan kimse beşinci rekatın secdesini yapmamışsa geri döner ve oturur sonunda sehiv secdesi yapar. Eğer bu kişi beşinci rekâtın secdesini yapmışsa farzı batıl olur ve kıldığı namaz nafile namaza dönüşür. Böyle bir kimsenin bu namaza bir rekât daha ekleyerek altıya tamamlaması menduptur. Bu hüküm Ebu Hanife ile İmam Muhammed'e göredir. Eğer bu kişi dördüncü rekâtta teşehhüt miktarı oturmuş sonra da ayağa kalkmışsa, bu oturuşu birinci oturuş zannederek selâm vermemişse bakılır: Beşinci rekâtın secdesini yapmadıysa tekrar oturur. Eğer beşinci rekâtın secdesini yapmışsa müstehap olarak bu namaza bir rekât daha ilâve eder. Bu kimsenin kıldığı farz namaz tamamdır. Çünkü son oturuş, mahallinde vuku bulmuştur. Fazladan kılınan iki rekât ise onun için nafile hükmündedir.


5-Namazda Şüphelenmek.


Bir kimse namazında şüphelenerek üç mü yoksa dört mü kıldığını hatırlamasa eğer yanılma olayı bu kişinin başına ilk defa gelmişse, yani bu gibi şüphelenmeler o kişide devamlı bir âdet hâline gelmemişse namazını yeniden kılmalıdır. O namaz batıl olmuştur. Bunu yeniden kılmak için oturarak selâm vermesi daha iyidir. Çünkü bu konuda şu hadis vardır: "Sizden biri namazında kaç rekât kıldığı hususunda şüpheye düşerse namazını yeniden kılsın." (Zeylâî bu hadis için garip demiştir. Nasbu'r-Râye II, 173) İbni Ebu Şeybe de İbni Ömer'den şu hadisi rivayet etmiştir: "Üç rekât mı, dört rekât mı, kaç rekât kıldığını bilemeyen kişi, kaç kıldığını hatırlayıncaya kadar namazını yeniden kılacaktır." Hem böyle bir namazı yeniden kılan kaç rekât kıldığı hususunda kesin bir bilgiye tam olarak sahip olur. Fakat aynı namaza devam edecek olursa onu bu şekilde tam olarak yapamaz. Eğer selâm verdikten sonra, şüphe ortaya çıkacak olursa bu namazı yeniden kılmak gerekmez. Nitekim selâm. vermeden önce ve teşehhüt miktarı oturduktan sonra da bu şüphe hâli arız olursa, yine namazı iade etmek gerekmez.


Eğer böyle bir kimseye çoğu kez şüphelenme durumu geliyorsa galip olan kanaatine göre namazına devam eder. Üç veya dört rekâttan hangisi hakkında kanaati ağır basıyorsa o tarafı tercih eder. Çünkü sık sık vesveseye düşen bir kimsenin namazını yeniden kılmasında güçlükler vardır. Ayrıca Hz. Peygamber (ﷺ) de şöyle buyuruyor: "Her kim namazında şüphelenirse, doğrusunu araştırsın." (Buhari-Müslim)


Namazda şüphelenip kaç rekat kıldığı hususunda kesin bir görüş ve kanaate varamayan kimse, en az rekâtı esas alarak namazına devam eder. Çünkü en azı hakkındaki bilgi kesindir. Böyle bir kimse, oturması lâzım geldiğine kanaat getirdiği her yerde oturmalıdır. Bu suretle farz veya vacip olan oturuşu terk etmemiş, bunları kolayca yerine getirmiş olur. Yine bir kimse dört rekâtlı bir namazda, kılmakta olduğu rekâtın birinci mi, yoksa ikinci mi olduğu hususunda şüphelenirse araştırmasına göre amel eder. Eğer araştırması bir sonuç vermezse, o takdirde en azını esas kabul ederek namazına devam eder. Yani kılmakta olduğu rekâtı birinci rekât kabul eder ve ikinci rekât olma ihtimalinden dolayı oturur. Çünkü ikinci rekâtta oturmak vaciptir. Sonra kalkıp başka bir rekât daha kılarak oturur. En azı ile amel etmek gerektiğinin delili, Ebu Saîd el-Hudrî hadisidir. Hz. Peygamber (ﷺ) şöyle buyurdu: "Sizden biri namazın da şüphelenir de, üç mü, yoksa dört mü kıldığını bilemezse, şüphelenmeyi bıraksın ve en az rekâtı esas olarak namazına devam etsin." (a.g.e II, 174.)




Sehiv Secdesini Gerektiren Haller

Namaz işlemlerindeki Değişmeler

Rekat Sayısındaki Değişmeler

Namaza ait olmayan  İşlemi Yapmak

İmamaet ve iktidanın uygulanmasındaki Haller

1- Kılınan rekat sayısında şüphelenmek

1- Kasıtlı yapılması namazı bozan fiili unutarak yapmak (Şafii)

1- İmamın Sehiv secdesi yapması

2- Eksik veya fazla yapmak

2- Namaza ait olmayan işlemi fazladan yapma (Maliki)

2- Namazında bozukluk bulunana iktida (Şafii)

işlemlerin dökümüne göre düzenleme

Bazı hallere göre karma biçiminde düzenleme (Hanbeli-Maliki)

Farzlardaki değişmeler var

Vaciplerdeki değişimler

Sünnetlerdeki Değişmeler  

1- Önce veya sonra yapmak (rüknü rükne takdim )

1- Unutarak yapmamak vacibin Terki

1- Sünneti müekkedelerin Terki Şafi Maliki Hanbeli

2- Eksiklik veya tekrarlama

2- Önce veya sonra yapmak vacibin takdim veya tehiri Hanifi

2- Müekket olmayan sünnetlerin Terki Maliki

3- Rüknün Terki 

  1. benzeri bulunan rüknü yapmak (Şafii)

  2.  son rekattaki rüknün Terki(Maliki)

3- Eksik veya ilaveli yapmak Hanefi



3- Sözlü sünneti yerinde okumamak Şafi

4- Lahn ve teganni (Hanbeli)

5- Şüphelenme (Hanbeli)



Kaynak: İslam Fıkıh Ansiklopedisi ve Mukayeseli İbadetler İlmihali


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar

Nefs