Kadiri Yolu


Evtas Olayı

Hicretin sekizinci yılında Huneyn gazvesinden sonra meydana gelen olay.

Mekke'nin fethinden sonra Nasroğulları kabilesinden Malik b. Avf liderliğinde Hevazin ve Sakıf kabilelerinden oluşan müşrik ordusu müslümanlara savaş açmış ve kadın, çocuk ve eşyalarını da ordunun arkasına alarak Huneyn vadisine gelmişlerdi. Hz. Peygamber (s.a.s.) de müslüman ordunun hazırlanmasında henüz müslüman olmamış müşrik Savfan b. Umeyye'den ordunun silah ve teçhizatını borç almak şeklinde sağlamış ve İslam ordusu asilerin üzerine gitmişti. Ancak müslüman askerler çokluklarıyla övünerek tedbirsizce ilerlerken Malik b. Avf'ın askerleri onları ok yağmuruna tutarak bozguna uğrattılar. Savaş alanında Hz. Peygamber (s.a.s.) ve en yakın ashabı kalırken, müslüman askerler geri kaçmaya başladılar.

Müslümanlar çokluklarıyla mağrur olmuşlardı. Kelede b. Hanbel, "Bugün sihir bozuldu" derken, Şeybe b. Osman b. Ebı Talha adlı müşrik de Uhud savaşında öldürülen babasının intikamını almak için Hz. Peygamber (s.a.s.)'e saldırdı; ancak bir mucize eseri eli kolu bağlandı kaldı. Daha sonra o şöyle dedi: "Resulullah'ı öldürmek istedim, ancak başıma bir hal geldi, hatta kendimden geçtim, onu öldürmeye güç yetiremedim, nihayet onun korunmuş olduğunu anladım" (İbn Hişam, es-Sire, IV, 72-80).

Bu sırada Abbas b. Abdülmuttalib'in gür sesini duyan müslümanlar tekrar toplandılar ve mevzilerinden çıkan kafirleri bozguna uğrattılar. Malik b. Avf Taif'e kaçarken, bir kısım düşman askeri de çocuk, kadın ve eşyalarıyla Nahle ve Evtas ovalarına çekildiler.

Hz. Peygamber (s.a.s.) esir ve ganimetlerin Cirane'de bekletilmesini emrederek Malik b. Avf'ı takip etti; onun sığındığı Taif'i haram aylardan Zilkade girinceye kadar kuşattı, sonra Cirane'ye döndü (İbn Sa'd, Tabakat, II, 114 vd.; İbn Hişam, es-Sire, IV, 128).

Hz. Peygamber (s.a.s.) Ebu Amir Eş'ari'yi Evtas'daki asilerin üzerine yolladı. Ebu Amir savaşırken şehid düşünce yeğeni Ebu Musa el-Eş'ari, yerine geçerek asileri yendi; başlarında bulunan Düreyd b. Sımme'yi öldürdü; esirler ve ganimetlerle Hz. Peygamber'in yanına döndü. Esirler arasında Hz. Peygamber'in süt kardeşi olan Sa'd b. Bekiroğulları kabilesinden Şeyma binti Haris de bulunuyordu. Onu Hz. Peygamber'in huzuruna çıkardılar. Hz. Peygamber, onun süt kardeşi olduğunu ve sütannesi Halime'nin yıllar önce öldüğünü duyunca, gözleri doldu. Süt kardeşine yanında kalabileceğini söyledi; fakat o, kabilesine dönmek istedi. Hz. Peygamber de onu yanına bir köle, iki cariye v.b. hediyelerle kabilesine geri gönderdi.

Allahu Teala, Kur'an-ı Kerim'de, müslümanların bu savaştaki halini şöyle anlatmaktadır; "Huneyn gününde de hani çokluğunuz, sizi gurura sevketmişti de, size fayda vermemişti. Yeryüzü, bunca genişliğiyle size dar gelmişti. Sonra ardınıza dönüp, kaçmıştınız. Sonra Allah, Resulune ve müslümanların üzerine sükunet ve huzurunu indirdi" (et-Tevbe, 25/26).

Hz. Peygamber, Taif'ten döndükten sonra Cirane'de Havazin kabilesinin heyetini kabul etti. Onlar, müslüman oldular, esir ve ganimetlerini istediler. Hz. Peygamber, kadınlarını verdi, mallarını ise ganimet olarak bıraktı. Bu sırada kadın esirlerden bazılarını ellerinde bulunduran müslümanlardan yeni İslam'a girmiş olan Mekkelilerden Akra b. Habis, Uyeyne b. Hısn, Abbas b. Mirdas, ellerindeki esirleri vermek istemediler. Resulullah, "Onları bırakınız; o esirlerden herbiri için kendisine düşecek ilk ganimetten size altı hisse verilecektir" dedi (H. İbrahim Hasan, İslam Tarihi, çev.: İsmail Yiğit ve diğerleri, İstanbul 1983, I,191). Hz. Peygamber, bu yeni müslümanlara, kalpleri İslam'a ısınsın diye, ganimetten fazlaca verince, ensar, bu taksimden kırılmıştı. Bunu belli edince, Hz. Peygamber, onları bütün Arap kabilelerinden daha çok sevdiğini söyledi; kendisinin de onlardan olduğunu belirterek, dua etti. Bunun üzerine ensar, sevinçten ağladı. Hz. Peygamber, onlara şöyle hitap etmişti:

"Ey ensar topluluğu, sizden gelen bir söylenti ve nefsinizde hissettiğiniz öfke, bana ulaştı. Siz müşrikken, Allah (c.c.) sizi benimle hidayete ulaştırmadı mı?.. Birtakım kimseleri İslam'a kazandırmak, kalplerini İslam'a Isındırmak için verdiğim biraz dünyalık yüzünden bana kırıldınız. Halbuki ben, sizin dindeki samimiyetinize güvenmiştim. Allah'a yemin ederim ki, eğer Hicret olmasaydı, ensardan bir fert olmayı tercih ederdim..."

Ensar, "Biz, Allah'ın Resulunün bizim payımıza düşmesine razıyız..." dediler (Taberi, III, 138-139).

Kaynak : İslam Ansiklopedisi

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar

Nefs