Kadiri Yolu
İlim öğretmenin Fazileti


İlim öğretmenin Fazileti

İlim öğrenmek ve öğretmek farzdır. İlim saklanmamalıdır. Gerçekleri saklamak da haramdır. Yahudiler ve Hıristiyan din adamları kitaplarında yazılı olan bilgileri açıklamak yerine gizlediler ve bunu az bir pahaya değiştirdiler. “İçlerinden bir topluluk hakkı bile bile gizliyor” Bakara 146

İlim sahibi öğretici ise ona ecri çokça verilecektir. “Kim insanlara öğretmek için ilimden bir kısım öğrenirse ona yetmiş sıddık sevabı verilir.” Nesai ilim babı

“Kim ilim öğrenir de amel eder ve başkasına öğretirse göklerde melekler arasında “büyük kişi” diye çağrılır.” Deylemi

“Kim ilim öğrenir de onu saklarsa başkasına öğretmezse, Allah onu kıyamet gününde ateşten bir gemle gemleyecektir.” Ebu Davud, Tirmizi, İbn-i Mace İbni, Hibban, Hakim, Ebu Hureyre'den rivayet etmiştir.

“Gerçekten Yüce Allah ve melekleri, yer ve göklerin ehli, hatta yuvasında bulunan karınca ve denizde bulunan balığa varıncaya kadar her şey insanlara iyi ve yararlı şeyleri öğretene rahmet dileğiyle bulunurlar.” Tirmizi, Ebu Derda'dan

“Müminin dinlemiş olduğu hayırlı bir sözü başkasına öğretmesi ve onunla amel etmesi, onun için bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır.” Deylemi

Bir gün Peygamber(ﷺ) efendimiz mescide geldiklerinde orada birbirinden ayrı iki topluluk gördüler. Bunlardan biri Allah'ı zikirle meşguldü, diğeri de ilimle meşguldü. Bunların hallerine işaret ederek Hz. Peygamber(ﷺ) şöyle buyurdu:

“Şu zikir edip Allah'a dua edenler, Allah'tan istiyorlar; Allah dilerse onlara verir ve dilerse vermez. Fakat şunlar insanlara öğretiyorlar ben de ancak bir öğretici olarak gönderildim.” böyle durduktan sonra Hz. Peygamber(ﷺ) ilimle uğraşanların bulunduğu yere giderek onlarla oturdu.” İbni Mace; Abdullah ibni ömer'den rivayet etmiştir.

“Bir müslümanın kendisine ulaşan sağlam bir hadisi olduğu gibi kardeşine iletmesinden daha üstün bir faydası olamaz.” İbn Abdilber, Muhammed İbni münkedir’den.

“Allah'ın benimle göndermiş olduğu ilim ve hidayetin hali şuna benzer: Tıpkı bol bir yağmur bir araziye isabet etmiştir. Bu arazinin bir parçası suyu kabul etti de çayır ve bol otlar yetiştirdi. Diğer bir parçası suyu tuttu. Allah da o su sebebiyle insanlara fayda verdi. O sudan insanlar içtiler, hayvanlarıda suladılar, ekin yetiştirdiler. O arazinin bir kısmı ise çıplak kayalıktır: Su tutmaz ve ot bitmez.” Buhari ve Müslim Ebu Musa

Hz. Peygamber(ﷺ) ilimden faydalananları birinci kısımdaki araziye, başkasına fayda sağlayanları ikinci kısım araziye ve bu iki faziletten mahrum kalanları da üçüncü kısımdaki araziye benzetmiştir.

“İnsanoğlu ölünce bütün işleri kesilir; yalnız üç şeyden kesilmez: Kendisinden faydalanılan ilim, devamlı hayır işi, iyi evlat.” Müslim Ebu Davut ve Tirmizi

İlimle uğraşma hayra ve hayır üzere olmaya delalet eder. Hem kendi bu ilimden hayır elde eder, hem de öğrettiği kimse. İlmi öğrenen onunla amel işlese ondan da hayır kazanır ve işlemiş olduğu amelin ecrinden de eksilme olmaz. Bir yerde dini soru sorulmazsa Süfyani Servi'nin yaptığı gibi oradan uzaklaşmak gerekir. Hazret bir gün Askalan gitmiş kendisine kimse soru sormayınca oradan hemen uzaklaşmış ve şöyle demiştir “Bu şehirde ilim ölmüştür.”

İlim öğrenmek gibi ilim öğretmek de faziletli bir görevdir. bulunduğumuz asrın ziyalarını bulmalı ilmi sorular sorup alacağımız ilmi çözümlerle önümüzü aydınlatmalıyız. Bakınız Hasan El Basri şöyle buyurmuşlardır: ”Eğer alimler olmasaydı, insanlar hayvanlar seviyesine düşerdi. Alimler insanları layık oldukları insanlık şerefine yükseltirler.”

İlmin seyri şöyledir: “İlmin başı susmak, sonra dinlemek, sonra ezberlemek, sonra onunla amel edip sonunda da o ilmi yaymaktır.”

Biz elimizden geldiğince hadis ve kurandan öğrendiklerimizle amel etmeli ve bu sağlam bilgi kardeşlerimize öğreterek ilmin yayılmasına yardımcı olmalıyız. Allah bizleri muvaffak eylesin inş…

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar

Nefs