Kadiri Yolu

 

İnsanın Dini Yükümlülüğü


Bu ikinci yazımızda sırlı olan varlıklardan birisinin de insan olduğundan bahsetmiştik. İnsan hakkında araştırma yapıldığında, bedensel, psikolojik olarak, ruhi olarak bir takım kitaplarda çokça ve çeşitli soyut gözlemler mevcuttur. İnsanın hayatı, ruhu, kalbi, duygularını incelediğimizde bunlar hakkında pek çok şey bilmemize rağmen onların meçhul alemler olduğunu görüyoruz ve ne kadar az bilgi sahibi olduğunu anlıyoruz.

İnsan başıboş bırakılmamıştır. Onu kendi eliyle düzenleyip, sonra ruh üflenen ve kendisine halifelik verilen insan sorumlu tutulmuştur. İnsan döndürülüp sorumluluğunun karşılığını nasıl verdiğini nasıl teslimiyet gösterdiğinin hesabını mülkün sahibi olan Allah'a verecektir. İnsan tekrar diriltilecektir. Buna hayret etmek yanlış olur. Akıl İnsaf ve düşünce sahibi olmayanlar bu gerçeği yalanlarlar.

Allah (CC) İslam'ı akıl, kalp ve ruha uygun kıldı. Emirlerini yasaklarını ve yüklediği sorumlulukları bedeninin ihtiyaçlarıyla uyumlu hale getirdi. Bundan dolayı islam insanın fıtratına en uygun dindir.

İslam, akli imandan, kalbi imana geçişle sağlanır. Bedeviler: "İnandık" dediler, de ki: "İnanmadınız ama İslam olduk deyin; inanç henüz gönüllerinize yerleşmedi; eğer Allah'a ve Peygamberine itaat ederseniz, işlediklerinizden bir şey eksilmez; doğrusu Allah, bağışlar, merhamet eder.” Hucurat-14

İnsanın islamı kabul ederek ve müminlerin safında yer alması ve bir takım emir ve yasaklara uyması kendisinden istenir. Farzlar ve nafileler olarak insanın bizatihi kendisini yapması istenen yükümlülükler 70 civarındadır. Bunlara imanın şubeleri de denilir. 

Dini yükümlülükleri yerine getiren kimseleri Allah övmüş ve bu kimseleri mükafatlandıracağını da belirtmiştir. İman etmiş kimselerin bazı vasıflara sahip olması için Allah'ın övdüğü bazı sıfatlar vardır. Müminler bu sıfatları elde etmeye çalışır. Takva, İhsan, iman, İslam, şükür, tevekkül ve sabır gibi. Dini yükümlülükleri yerine getirenlerin durumuna göre de Allah katında Müminlerin makamı ve dereceleri olacaktır; Sıddıklıklık, Şehitlik, Salihlik, Rabbaniyet (kendini olanca gücüyle Rabbına veren) gibi. Aynı zamanda İslam'a aykırı ameller yüzünden de insanlar cürmünün şiddetine göre bir takım çirkin sıfatları hak ederler; Küfür, nifak, delalet, İsyan, fısk, bidatçılık, irtidat ve zındıklık gibi. 

İslam'ın peygamberinin ve ashabının ve onlara yakın olanlardan çok uzak olan şu zamanda insan imani eğitim ve imanını açıklamaktan uzak bir yaşayışla aynı seviyede islam'ı anlamayabilir. 

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), yanlışlıklarla ve cahiliye ile savaşmıştır. Yanlış inançlardan yanlış ibadetler ve ahlaklar doğmuştur. O yüzden Akaid bir ihtiyaçtır. İnsan akıl sahibi olmazsa sorumlu tutulmamıştır. Ceset taşıdığı bütün organlarla birlikte yükümlü kılınmıştır. Kalbin yükümlülüğü vardır, nefsin de ruhun ise çeşitli halleri söz konusudur. 

İnsanın oluşumunda bir araya gelen beden, ruh, akıl, kalp ve nefisle  ilgili genel bir bakışla tek tek başlıklar altında kısıtlı olsa da bize ulaşan bilgiler ışığında incele yapmaya başlayalım.

Kalp nifakın ve küfrün merkezindedir. Eğitim; kalbi, aklı, bedeni, nefsi ve ruhu dikkate alınmadan yapılırsa her şey çöpe gider. Bu yüzden akaid ve ahlak açısından konulara eğilmek gerekir.

İnsan beden ve ruhtan oluşur. Allah (CC) insana ruhumdan üfledim buyurmaktadır. Ölüm esnasında ruh bedeni terk ettiğinde bütün hareketler bedende durur. Ruh bedenle birleştiğinde ortaya nefs çıkar. Vefat esnasında kabzedilen ruhu Allah (CC) nefs olarak isimlendirmektedir. 

“ Allah, nefislerin ruhlarını, ölüm anında alır.” Zümer-42 

Nefiste iki önemli şey vardır. Biri akıl diğeri kalptir. Aklın hitabı olarak idrak merkezidir aklın olduğu Bir bedende yükümlülük vardır kalp ise teklifin yani yükümlülüğün kabul edildiği yerdir kabul veya reddetme kararını kalp vermektedir bu kalbin kan pompalayan maddi kalp ile irtibatı vardır. 

Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki, orada olanları akledecek kalpleri, işitecek kulakları olsun. Ama yalnız gözler kör olmaz, fakat göğüslerde olan kalpler de körleşir.” Hacc - 46

“Allah kimin gönlünü İslam'a açmışsa, o, Rabbi katından bir nur üzere olmaz mı? Kalpleri Allah'ı anmak hususunda katılaşmış olanlara yazıklar olsun; işte bunlar apaçık sapıklıktadırlar.” Zümer-22

Kalp hükmünü verirken aklında yükümlülükleri vardır. Onun görevi düşünerek sebeplerle müsebbipler (bir şeyin olmasına yol açan nedenler) arasında bir bağlantı kurmaktır. Yine onun görevi delilleri delalet ettikleri şeylerle irtibatlandırarak gerçeğe ulaşmaktır. Kalp hükmünü ona göre verir, aklın kendisine ulaştırdığı gerçeği ve İslam kabul ederek onun nuruyla nurlanması gereken bir arınmadır.

“Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran (Nurlandıran) kurtuluşa ermiştir. Onu kötülüklere (karanlığa) gömüp kirleten kimse de ziyana uğramıştır.”  Şems- 7/10

Öyleyse Ruh ve bedenden oluşan insan yükümlüdür bedenine karşı; “Bedeninin senin üzerinde hakkı vardır” ( Buhari Müslim) ruhun hakkında; “Sana ruhun ne olduğunu soruyorlar, de ki: "Ruh, Rabbimin emrinden ibarettir. Bu hususta size pek az bilgi verilmiştir." İsra - 85   nefsin hakkında: “Nefse ve ona düzen verene” Kalbin hakkında; “ bedende bir et parçası vardır. o doğru olduğunda bedenin tamamı doğru olur. o bozulduğunda bedenin de tamamı bozulur. işte o kalptir.” (Müslim)  aklın hakkında; “ akletmez misiniz?”  Bakara- 44

İnsanı Hak'tan uzaklaştıran onun bu gerçekleri idrak etmesine engel olan etkenler vardır; 

1- Bir duyguyu düşünceyi belleğe sokma Telkin

2- Dünyanın cazibesi

3- Bedeni İhtiyaç ve arzu var

4- Şeytanın vesvesesi

5- Olumsuz çevre

İnsanın doğru yola ulaşmasına etken olan şeyler de vardır:

1-  Allah ve resulüne İman ederek emirlerine uymak

2-  Delile dayalı düşüncelere ve bu düşüncelerin üzerine bina edilen kararlar

3- Zikir

4- Sahip bilgi ve marifet( Allah'ı bilme)

5- Hakkı arayışta çaba göstermek ve nefisle mücadele

6- Olumlu yönde sevk edici çevre

İnsanın mükellefiyeti akıl baliğ olunca başlar. Bu uzun bir süreçtir. Bu süreçte eğitim, araştırma ve hüküm çıkarma yoluyla bilgiyi anlayıp uygulayacak bir hale gelince akıl ve kalp mükellefiyeti yüklenmiştir. Cinler doğumdan itibaren yükümlülük altına girerler. Bu konu ayrıca akaid dersimizde işlenecektir.

Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu Kitabın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve hem de gönülleri Allah'ın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu Kitap, Allah'ın, dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz. Zümer-23


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar

Nefs