Kadiri Yolu

 

Yaratma ve sebepler

Yaratma ve sebepler


بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم


Sebeplerin varlığına inanmak müslümanın inancından bir parçadır. Ancak Müslüman'ın inancının diğer bir parçası bunlara da güvenmemesidir. çünkü tümüyle sebeplere güvenilmesi, Allah'a güven ve ona dayanma olan tevekkül anlayışına ters düşer. aynı şekilde sebeplerin mutlak etki gösterdikleri inancına da kapılmamak gerekir. Çünkü böyle bir inanç ilahi iradenin her şeyi kuşattığı ve ilahi iradenin kuşattığı her şeye de ilahi kudretin (gücün) ulaştığı inancına ters düşmektedir. 

“Kim sebepleri tamamen geçersiz sayarsa, küfre düşer. kim de sebeplerin( mutlak anlamda) etkinlik gösterdiğini ileri sürerse, O da şirke düşer.”

Müslüman sebeplerin birbirleri ile bağlantılarının bulunabileceğini inkar etmez. ancak geçmişte ve şimdi, bütün olayların Yüce Allah'ın iradesi ve gücü ile gerçekleştiğine İnanır. Bundan dolayı Müslümanım zikirlerinden biri de: “La havle vela kuvvete illa billah (güç ve imkan ancak Allah ile, Allah'ın dilemesi iledir)” şeklindedir. Bu söylediğimiz için bir örnek olması açısından Yağmur olayını ele alalım, insanın yağmur yağması ihtimalleri üzerinde tahmin yürütmesi mümkündür böyle bir şeyin mümkün olduğu kabul edilmiştir. Yüce Allah ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır: “Rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderen Allah'tır” Araf 57

Eskilerde bir Arap, rüzgarların kokusunu alarak ve bulutlara bakarak yağmur yağabileceği konusunda tahmin yürütürdü. İşte bu sebepler dünyasından bir parçadır. Buna itiraz etmez ve böyle bir şeyin mümkün olabileceğini de inkar etmeyiz. Aksine bunun kabul edilmesi gerekmektedir. Çağımızda, olacak gelişmelerin önceden tahmin edilmesi ile ilgili teknikler daha da geliştir. Ancak  bütün bu tekniklerin yaptığı tespitler, ihtimaller dairesinin içinde kalmaktadır. Dolayısıyla bu düşünceyi tamamlayacak olan şey, olayların Ancak yüce Allah'ın iradesi, İlim ve gücü dahilinde meydana geldiğine inanmamıştır. İnsanlara yarar sağlayan yağmur, Yüce Allah'ın rahmetinin ve inayetinin bir eseridir. Bir kimse inancının düzgün olması ile birlikte bu hususu bilmezse, herhangi bir günaha girmiş olmaz. Ancak yüce Allah'ın olaylara herhangi bir müdahalesinin söz konusu olmadığını ileri süren ve asıl sebepleri yaratanı unutarak kişilere geçici olarak verilmiş gücün etkinlik gösterdiği anlayışından hareketle olayları sadece sebeplere dayandıran ise sapıklık içine düşer. Ama eğer bu kişi ne başlangıç itibariyle ne de sonuç itibariyle Yüce Allah'ın olaylara herhangi bir müdahalesinin söz konusu olmadığını ileri sürüyorsa, o zaman küfre düşmüş olur.

Bu konuda ehli sünnet alimleri doğruyu bulmuş diğerleri ise sapıklığa düşmüşlerdir. Yüce Allah ayet-i kerimede şöyle buyuruyor: “Allah'ın gökten su indirdiğini görmez misin?”  father Suresi 27

Bir başka ayeti kerimede ise: “Rüzgarları gönderip bulutları yürüten, onları gökte dilediği gibi yayan ve kısım kısım yığan Allah'tır. Artık sen de aralarından yağmurun çıktığını görürsün. Allah'ın kullarından dilediğine verdiği yağmurla daha önceden kendilerine yağmur indirilmesinden ümitlerini kesmiş oldukları için onlar sevini verirler. Allah'ın rahmetinin belirtilerine bak. yeryüzünü ölümden sonra nasıl diriltiyor.” Rum suresi 48- 50

Yine bir başka ayeti kerimede şöyle buyurmaktadır: “Bilmez misin ki, Allah bulutları sürer; sonra onları bir araya getirip üst üste yığar. Sen de onların arasından yağmur yağdığını görürsün. gökten içinde dolu bulunan dağlar gibi bulutlar indirir. dilediğini ona uğratır. dilediğinden de uzak tutar.” Nur Suresi 43

İşte bundan dolayı Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Müslüman'ın diğer işlerinde olduğu gibi yağmur konusunda da onu yağdıranın ancak Allah olduğu inancı ile yağmuru bekleyeceğine dikkat çekmiştir. böyle bir şey ise sebepler dünyasına inanılmasının reddi anlamına gelmez. İslam'ın sebeplerin geçerliliğini kabul ettiğini ancak bunların asıl etki unsuru olmadığını, asıl etkinin Yüce Allah katından geldiğini bildirdiğini göstermektedir Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:” o, her gün yeni bir iştedir.” Rahman Suresi 29

Konuyla ilgili rivayetler

Zeyd Bin Halid (radıyallahu anh)'dan rivayet etmişlerdir: “Resulullah (صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم), Hudeybiye'de bize, geceden yağmış olan Yağmurun ardından sabah namazını kıldırdı. Namazı bitirdikten sonra cemaate dönerek şöyle buyurdu: “ rabbinizin ne buyurduğunu biliyor musunuz?” Oradakiler: “Allah ve Resulü daha iyi bilir” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم) şöyle buyurdu: “ Yüce Allah şöyle buyurdu: “Kullarımın içinde bana inanan da, beni inkar eden de çıktı. “Bize yüce Allah'ın ihsanı ve rahmetiyle yağmur yağdırıldı” diyen bana inanmış ve yıldızı (yıldızların etkinliğini) inkar etmiş olur. Ama “İşte şöyle şöyle bir yıldız sayesinde bize yağmur yağdırıldı” diyen ise, beni inkar etmiş yıldızlara inanmış olur.” olur. Buhari Müslim

Yıldızlar ilmi konusunda yasak olan, yıldızların bir araya gelmeleri, ayrılmaları ve bir yerden bir yere geçmeleri gibi hareketlerine dayanılarak gelecekte olacak olaylarla ilgili tahminler yürütülmesi ve bu yolla olmamış olaylar hakkında bilgi çıkarmanın mümkün olacağının iddia edilmesidir. Aynı şekilde yıldızların dünya olayları üzerinde etkilerinin olduğuna inanılması da bu konuyla ilgili yasakların arasına girmektedir. Ama yıldızların durumlarına ve hareketlerine göre vakit hakkında bilgi çıkarılmasında yol için yön belirlemede, kıblenin tespitinde ve benzeri uygulamalarda herhangi bir mahsur yoktur.

Ebu Hureyre (Radıyallahu) rivayet edilmiştir: “Resulullah (صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم) şöyle buyurdu: “Rabbinizin de buyurduğuna dikkat ettiniz mi? şöyle buyurdu: “ her ne zaman kullarıma Nimet versem, mutlaka işlerinden onu inkar eden bir grup çıkar. “ işte Yıldız böyle yaptı, Yıldız sayesinde böyle oldu.” derler.” Müslim

Ebu Said el-hudri (ra)’dan rivayet edilmiştir: “Resulullah (صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم) şöyle buyurdu: “Yüce Allah, kullarına elli yıl bir damla yağmur göndermeyip sonra yağdırsa, mutlaka içlerinden bir grup onu inkar ederek“ işte teberan yıldızının sayesinde bize bu yağmur gönderildi” derler.” Nesai

Abbas İbn Abdulmuttalip edilmiştir: “Resulullah (صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم) ile birlikte Medine'den çıktım. Resulullah (صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم) bir ara Medine'ye doğru dönerek şöyle buyurdu: “Yüce Allah bu yarımadayı şirkten temizlemiştir. Ama yıldızların bu bedelinin insanları sapıtacağından (bu beldenin insanlarının yıldızlarla ilgili birtakım sapık inançları benimseyerek yoldan çıkacaklarından) korkuyorum. yağmur yağar, onlar “Bize şöyle şöyle yıldız'dan yağmur yağdırıldı” derler.” Taberani


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar