Kadiri Yolu

 

İstinca

بِسْمِ ‬‮اللّٰهِ ‬‮الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يم

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın adıyla. Hamd, O’nadır. Hz. Muhammed salât ve selam O’nun temiz ailesine, ashabına ve kıyamete kadar tâbilerinin üzerine olsun.


İstincanın anlamı Onunla isticmar ve istibra vb. Arasındaki Fark


İstinca: Sözlük anlamı, “İnsanın dışkısının giderilmesi”; ıstılah anlamı, “necasetin su gibi bir şeyle yok edilmesi veya taş gibi bir şeyle azaltılması yani temizlik için taş veya suyun kullanılması”dır. Ya da, kan, mezi ve vedi gibi nadiren de olsa çıkan her necasetin, hemen değil de ihtiyaç halinde su ya da taşla giderilmesidir.

Yahut ön veya arkadan gelen pisliğin giderilmesi demektir. Yel, mesanedeki taş, uyku ve kan aldırma için lazım gelmez. İstinca veya istitabe (necaset yerini temizleme) su ve başkası ile olmasından daha genel bir mana taşır.

İsticmar: Pisliğin taş vb. ile giderilmesi, aslı “cemerat” (taşlar) olan bir kelimedir.

İstibra: Eserin kayboluşundan emin olana kadar, çıkan pislikten kurtulmanın (temizlenmenin) ya da çıkış yerinin, sidiğin akıntısının kalmamasının istenmesi

İstinzah: Pislikten uzaklaşmayı isteme demektir, istibra manasınadır.

İstinka: Temizliği isteme demektir. İstinca durumunda kalçanın taş ya da su kullanarak parmaklarla olması kasdedilir.

Bütün bu vesileler necasetten temizlenmek içindir. Sidik akıntısının eserinin giderildiğinden emin olmadıkça abdeste başlamak caiz değildir. 


İstinca, İsticmar ve İstibranın Hükmü


Hanefilere göre: Normal durumlarda, necaset çıkış yerine tecavüz etmedikçe,  Peygamber(صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم)’in devamını yapmasına ve şu hadisine binaen erkek ve kadınlar için sünneti müekkededir: “İsticmar eden tek sayılı yapsın; yapan güzel yaptı, yapmayana da günah yoktur.” (Ebu Davud, İbni Mace, Ahmed, Beyhaki, İbni Hibban Ebu Hureyre'den rivayet etmiştir.


Necaset çıkış yeri geçer ve bu miktar da dirhem kadar ise su ile giderilmesi vacip olur

Tecavüz eden dirhem miktarını aşarsa, su ile yıkanması farz olur.


Hanefilerin dışındaki cumhura göre: Sidik, Mezi ya da idrar gibi iki yoldan çıkan her mutat şey için istinca veya isticmar gerekir. Delili Allahu Teala'nın: Müddessir Suresi 5 ayetidir. Bu da, elbise ve bedenin her mahallini içine alan bir emirdir. Çünkü su ile istinca necasetin giderilmesinde asıldır. Resulullah (صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم) buyurdu ki: “Sizden biriniz büyük abdeste çıktı mı üç taşla gitsin, ona yeter.” Ebu Davud

Ulemanın ittifakı ile uyuyana veya yel kaçırana istinca gerekmez.


İstibra: yürüme, öksürme ya da sol yanına uzanma veya ayakları hareket ettirme, kımıldama vb. ile olur. Bu, zekerindeki sidik yolunda hiçbir damla kalmayacak şekilde dibinden başına kadar üç defa zekerini sol eliyle ovmak yoluyla yapılır. Orta parmağını zekerin altına, baş parmağını da üstüne koyar ve zekerin başına doğru çeker. Varsa kalanın çıkması için üç defa hafifçe çekmek müstahaptır.


Kadının istibrası, sol elinin parmak uçlarını avret yerinin üzerine koyması ile olur.


İstibra umumen insandan insana değişir. Amaç, sidik yolunda çıkmasından korkulan bir şeyin kalmadığı kanaatinin hasıl olmasıdır. Kimi hafif bir sıkma ile bunu sağlarken kiminin de öksürmesi gerekir, kimi de hiç birine ihtiyaç duymaz. Bazı durumlarda zekerden sidiğin çıkış yerine pamuk gibi bir şeyle tıkamak gerekir.


İstibranın delili ibn Abbas'ın hadisidir: “Resulullah (صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم) iki kabirden geçti ve buyurdu ki: “onlara azap ediliyor; büyük bir şeyden de azap edilmiyorlar: Biri sidiğinden sonra istibra etmiyordu, diğeri de koğuculuk yapıyordu.” Buhari ve Müslim

Vacip değil de mendup olduğu söyleyenlerin delili ise Resulullah (صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم)’in şu sözüdür: “sidikten sakının! Kabir azabının ekserisi ondandır.” Sidiğin kesilmesinden maksat tekrar gelmemesini sağlamaktır. Hadis kendi adedine göre istibra yapmazsa kendisinden bir şey çıkacağını kati olarak bilen veya o şekilde kanaat getiren kimse hakkında varid olmuştur. 


İstincanın Araçları, Şekli ve Keyfiyeti


İstinca su yada taş gibi kendisine hürmet edilmesi icap edilmeyen her katı, temizi kazıyıcı şeyle olur. Yaprak, bez parçası, ağaç ve tuğla-kiremit gibi… Bunları kullanmakla gaye hasıl olur. 


Efdal olan, katı ile suyun birleştirilmesidir. Önce yaprak vb. sonrada su kullanılır. Çünkü necasetin kendisi yaprak veya taşla gider, eser de su ile kaybolur.


Yalnız su kullanmak, sadece taş vb. kullanmaktan efdaldir, çünkü su, taş, kağıt vb. aksine necasetin kendisini ve eserini de giderir. Hanefiler ve Malikiler 3 rakamı vacip değildir demişlerdir. Temizlik hasıl olursa ondan azıda yeterlidir denilmiştir. Üçten fazla olursa tek sayılı yapmak sünnettir. 


Buhari ve Müslim de Ebu Hureyre'den Peygamber (صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم)’in şöyle dediği bir rivayet ederler “Sizden biriniz isticmar ederse tekli yapsın hükmü vacip olmaktan Ebu Davud'un şu rivayeti çıkartmaktadır. isticmar eden tek sayılı yapsın yapan güzel yapmıştır. Yapamayana da günah yoktur.” Su ile istinca durumunda yıkama sayısına gelince sahih olan bunun kalp yakin veya galib zan ile temizliği mutmain olana kadar kişinin kanaatine görüşüne bırakılmasıdır.


İstincanın şekli pisliğe değdirmeden önce sol eline su döker sonra ön tarafı istedikten sonra özellikle çıkış mahallini, mezi halinde de zekerin tamamını yıkar. Sonra da arka tarafı yıkar. Suyu art arda döker, sol eliyle o var, biraz ara verir iyice temizlenene kadar güzelce o var sağ eliyle isteyince yapmaz zekerini tutmaz.

Oruçlu ıslak parmağını dürüne sokmaktan  sakınır, Çünkü bu hareket orucu bozar. 


Def-i hacetin  Edebleri


1- Üzerinde Allah'ın ismi yazan, melekler, Aziz, Kerim, Muhammed ve Ahmed gibi tazim edilen bir ismin bulunduğu yazıyı taşımamalıdır.


2- Terliklerini giymeli, Başını örtmeli, isteyince taşları almalı ya da necaseti gidermek için su vb. şeyleri hazırlamalı.


3- Helaya sol ayağıyla girer, sağ ayağıyla çıkar. Çünkü hürmet gereken her şey de sağla tersinde solla başlar. Mescide de eve girerken aksi olur. İkisinde de sağ ayağını önce atar helaya girmek istediğinde şöyle söyler: “Bismillah Allahümme İnnî eûzü bike minel hubsi vel habâis.” der.


4- Oturma halinde sol ayağına yüklenir. Bu ihtiyacı görmesi için daha kolaydır. Elbisesini yere yakın oluncaya kadar kaldırmaması müstehaptır. Bu avret mahallini örtme hususunda uygundur. Üzerine necaset sıçramaması için oturarak işeme müstehaptır. Özürsüz ayakta işemek mekruhtur. Hz Ömer, Hz Ali gibi ahşaptan bir cemaatten ayakta işemeye ruhsat rivayet edilmiştir. Üzerine sıçramaması için sert olmayan yumuşak bir yere işemesi müstehaptır.


5- Necaset kendi üzerine dönmemesi için rüzgarın estiği tarafa, durgun ve az akıcı suya (Hanefilere göre Buhari ve Müslimin hadisine binaen çoğuna da) göre mezarlara, yollara ve insanların konuştukları yerlere işemez. Resulullah (صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم): Üç lanet yerinden sakının: Su kaynaklarına, yol ortasına ve gölgeye def’i hacet etmeyin.” Ebu Davud Bir yarığa veya deliğe işenmez. Çünkü Peygamber (صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم) yerdeki yılan Keler vesairenin girdiği deliklere işemeyi reddetmiştir.


Meyveli bir ağacın, meyvesinin üzerindeyken altına işenmez meyvesi sidiğin üstüne düşer halifelere göre az suya işemek haramdır çok suya ise tahrimen mekruhtur Kalkan suya da tanıyan mektup Çünkü su onunla necis olur.


6- Hanefiler de binaların içinde de olsa Def’i Hacet halinde kıbleye ön ve arkayı dönmek tahrimen mekruhtur hanefilerin halindeki cumhura dedi ki: Hz. Cabir hadisine binaen dese Hacet için hazırlanmış yerlerden mekruh değildir: Peygamber (صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم) Bevil'de kıbleye dönmemizi nehyetti. Vefatından bir yıl önce kendisinin döndüğünü gördüm.” Tirmizi, İmam Ahmed


7- Gökyüzüne, fercini, kendisinden çıkan dışkı, idrara bakmaması müstehaptır. Def’i Hacet halinde eliyle oynamaz, sağa sola dönmez, misvak kullanmaz. Bunların hepsi onun durumuna uygun değildir. Oturuşunu uzatmaz; Çünkü bu Basura sebep olur. Kalkmadan önce elbisesini az az salar.


Bir kaba da olsa mescitte işemek haramdır; mescitte uygun değildir. Bir kabrin üzerine işemek haramdır. Ona ihtiram gerektiğinden dolayı bir kabrin yanında da işemek mekruhtur. Aksırma durumunda Kalbi ile Allah'a hamd eder. 


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar