Kadiri Yolu

 

Kalbin Korunuşu, Aşkın Terbiyesi

Takva: Kalbin Korunuşu, Aşkın Terbiyesi

Takva Nedir?

Takva, kişinin kendisini Allah’tan uzaklaştıran her şeyden uzak durmasıdır.
Bu uzak duruş yalnızca zahirî bir sakınma değil; kalbi, niyeti ve yönelişi kuşatan derin bir bilinç hâlidir.

Abdülkerîm el-Kuşeyrî takvayı iki yönüyle ele alır:

“Takvanın biri şekli, diğeri mânevî olmak üzere iki yönü vardır.
Şekli yönü, dinin sınırlarını korumak; mânevî yönü ise iyi niyet ve ihlâstır.”

(Risâletü’l-Kuşeyriyye)

Dinin sınırlarını korumak, kalpte ihlâs ve samimiyetin kapılarını açar. Samimiyet ise hayatın özüdür. Hayat; kalpleri takvayla atan, zikirle huzur bulan insanların hayatıdır.

Nasıl ki süt emen bir çocuk annesinin kucağında huzur bulur; takva ehli insan da şüpheden arınmış imanın nuru içinde huzur bulur.



Takva ve Korku Kavramı

Kur’an’da takva ile birlikte zikredilen “korku”, vahşi bir hayvandan ya da zalim bir otoriteden duyulan korku değildir. Bu korku: Sorumluluk bilincinden, Derin bir sevgi hissinden doğar.

Din psikolojisinde bu hâl, korkuya dayalı itaatten ziyade sevgiye dayalı itaat olarak tanımlanır. Takva sahibi kul, Allah’ı o kadar sever ki O’nun sevgisini kaybetmekten korkarBu korku, kul ile Rabbi arasındaki bağı zayıflatmaz; bilakis daha da kuvvetlendirir.



Takva, Kulluk Bilinci ve Toplumsal Etkisi

Takva sayesinde gelişen kulluk bilinci: İbadetleri canlı kılar. Duaları derinleştirir. Toplumsal bütünleşmeyi güçlendirir. Özellikle cemaatle yapılan ibadetler, insanın hem Allah’a hem de insanlara karşı sorumluluk duygusunu artırır. Takva, insanda: Sevgi, Bütünlük, Aidiyet, Merhamet, duygularını besler.


Takva ve Ruhun Arınması

Nevzat Tarhan bu süreci şu benzetmeyle açıklar: “İnsan ruhu bir tarlaya benzer. Yabani otlar temizlenir, güzel tohumlar ekilirse; rahmet güneşi ve merhamet yağmuru geldiğinde çiçekler açar.”

Takva, ruh tarlasındaki: Günahları, Nefsânî arzuları, Ayrık otlarını temizleyen manevî muhafızdır.



Takva: Allah’tan Başkasını Terk Etmek

Kelâbâzî’nin tarifi son derece özlüdür: “Takva, Allah’tan başkasını terk etmektir.”

Hayatın manasını kavrayabilmek; Allah’ın şefkat ve merhametini hissedebilmek,
ancak O’nun emir ve yasaklarına sorumluluk bilinciyle bağlanmakla mümkündür.



Takva, Huzur ve Güven

İnsan, musibetler ve belirsizlikler karşısında; kalbinden geçen gizli düşünceleri bile bilen mutlak bir güce yönelince rahatlar. Takva ile yapılan ibadet ve duanın peşin mükâfatı şudur:

“Yalnız olmadığını hissetmek.”

Bu huzur yalnız bireysel değildir; toplumsal hayata da güven, merhamet ve denge olarak yansır.



Takva, İbadet ve Vicdan

İbadet: Allah’la sürekli bağ kurma hâlidir, Kalbin yabancılaşmasını önler, İradeyi kuvvetlendirir. 

Takva ile korunan ibadet: Vicdanı canlı tutar. Hesap gününü diri kılar. Kişiyi kendi nefsini aşmaya sevk eder. 

Hayati Hökelekli’nin ifadesiyle: “İbadet, hem sorumluluk bilincinin sonucudur hem de onu içselleştirmenin sebebidir.”



Takvanın Üç Derecesi

Tasavvuf ehli takvayı üç mertebede ele alır: 1- Şirk ve küfürden korunmak; Bu, insanı cehennem azabından kurtarır. 2- Günahlardan tövbe etmek Bu, seçkin kulların takvasıdır. 3- Masivâdan arınmak; Allah’tan başka her şeyi kalpten çıkarmaktır. Bu üçüncü mertebeye ulaşan kul, takvayı hakikatiyle yaşamış olur.



Takva, Merhamet ve Sonsuzluk Duygusu

Kalbini Allah’tan başkasından temizleyen insan: Bütün varlığa merhametle yaklaşır, Bütünlük ve sonsuzluk duygusunu tadar. Ölümü düşünmek, insanı karartmaz; bilakis sorumluluk bilincini derinleştirir.

Nevzat Tarhan’ın ifadesiyle: “Aklın en büyük göstergesi, geleceği öngörebilmektir.” Takva, insanı ölüme hazırlar, hayatı anlamlandırır.


Takva ve İlahi Aşk

Takva, kuru bir korku hâli değildir. Resûlullah ﷺ buyurur: “Takva buradadır.” (Kalbini işaret ederek) Tasavvufî manada takva: Kalbi günahlardan temizlemek, Allah’a sevgiyle bağlanmak, İtaati aşka dönüştürmektir,

Hasan Kâmil Yılmaz’ın ifadesiyle: “Takva, Allah dışındaki her şeyi terk etmek değil; Allah’ın emirlerine uymak ve yasaklarından sakınmaktır.”



Kalbin Güneşi ve Takva

İsmail Hakkı Bursevî şöyle der: “Kalp güneşe benzer. Gizli şirk ve günahlar, güneş tutulması gibi kalbin nurunu örter.” Takva, bu tutulmayı kaldıran manevî güçtürKalp ekrar nurlanır; aşk ve muhabbetle Rabbine bağlanır.



Son Nefes: Takva ve Adanmış Sevgi

Anne sevgisi nasıl koşulsuzsa; takva ehlinin Allah’a sevgisi de öyledir. Niyazî-i Mısrî’nin gönlünden dökülen şu söz, takvanın zirvesini anlatır: “İlâhî! Senin derdin, benden öbür dertleri sildi.”

Takva; Kalbin korunması, İbadetin ruhu, Vicdanın merkezi, Aşkın terbiyesidir. Takva olmadan ibadet şekil, takva ile ibadet hayattır.

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar