Kadiri Yolu

 

Manevî Yolculukta Kibir Hastalığı

Manevî Yolculukta Kibir Hastalığı

(Nefsi Emmâreyi Tanımak ve Kalbi Arındırma Yolları)**

1. Kibir Nedir?

Kibir, kişinin kendini başkasından üstün görmesi, sahip olduğu veya zannettiği bir özellik sebebiyle kalbinde büyümesidir. Tasavvufta kibir, sadece başkasını küçümsemek değil; kendini büyük görme hâlidir. Büyüklenme kalpte başladığı anda, kul ile Hak arasında perde oluşur.

Peygamber Efendimiz (sav) buyurur:
“Kalbinde zerre kadar kibir bulunan cennete giremez.”

Tasavvuf ehli bu hadisi şöyle açıklar:
Kibir, kulun Allah karşısındaki acziyetini unutmasıdır.


2. Kibrin Kaynağı

Kibir çoğu zaman şu sebeplerle ortaya çıkar: İlim, İbadet, Mal ve makam, Soy, nesep, Takva görüntüsü, Hizmet ve davet faaliyeti.

En tehlikeli kibir, ibadet ve ilimden doğan kibirdir. Çünkü bu kibir, kişiye kendini “haklı”, “üstün” ve “seçilmiş” hissettirir.

Sûfîler der ki: “İblisi yakan ateş, Âdem’i yücelten topraktı.” İblis ibadetle kibirlendi, Âdem tevazu ile yükseldi.


3. Nefsi Emmâre ve Kibir

Nefsi emmâre kibirle ayakta durur. Çünkü kibir, nefsin varlık sebebidir. Nefis şunu ister: Üstün görünmek, Takdir edilmek, Haklı çıkmak, Eleştirilmeye tahammül edememe.k

Nefis fısıldar: “Ben olmasam bu iş olmazdı.”,“Ben daha iyi biliyorum.”,“Onlar anlamaz.”,“Benim seviyemde değiller.” Bu cümlelerin hepsi ene (benlik) merkezlidir. Tasavvufta kibir, benliğin şişmesidir.


4. Kibrin Manevî Zararları

Kibir kalpte şu tahribatları yapar:

a) Kalbi karartır

İmam Gazâlî:
“Kibir, kalbi mühürler; mühürlü kalbe hikmet girmez.”

b) İlimden istifade engellenir

Kibirli kişi nasihat kabul etmez. Çünkü öğrenmek, eksikliği kabul etmeyi gerektirir.

c) İbadet ruhunu öldürür

İbadet yapılır ama huşû kaybolur. Çünkü kibir, kul olma bilincini yok eder.

d) Kardeşlik hukukunu bozar

Kibir, insanları küçümsemeye; küçümseme ise yalnızlığa götürür.

e) Tevbeyi zorlaştırır

Kibirli kişi hata yaptığını kabul etmekte zorlanır.


5. Kibrin Belirtileri

Kibir çoğu zaman gizlidir. Şu hâller kibir alametidir: Eleştirilince öfkelenmek, Nasihat dinlememek, Sürekli kendini savunmak, Başkalarının kusurunu büyütmek, Kendi kusurunu görmemek, Tevazu göstereni “zayıf” görmek, Hizmeti kendinden bilmek.

Sûfîler bu durumu şöyle tarif eder: “Başkası konuşunca içi daralan kişi, kibir imtihanındadır.”


6. Tasavvuf Büyüklerinden Kibir Uyarıları

Mevlânâ : "Kibirlenme; toprak ol ki gül bitesin.”

Abdülkâdir Geylânî: “Allah seni yükseltmek isterse, önce seni alçaltır.”

İmam Rabbânî: “Kibir, kulun Allah katındaki değerini sıfırlar.”

Cüneyd-i Bağdâdî: “Tevazu, marifetin meyvesidir.”


7. Kibrin Tedavisi

1. Acziyetini tefekkür

Kul olduğunu, muhtaç olduğunu, her şeyin Allah’tan geldiğini sıkça hatırlamak.

2. Nefs muhasebesi

Her gün:
“Bugün kalbim kimden üstün gördü?”
diye sormak.

3. Hizmeti kendinden bilmemek

Hizmeti bir lütuf olarak görmek, başarıyı Allah’a nispet etmek.

4. Tevazu fiilleri

Bilerek geri planda kalmak, hizmette en alt işleri üstlenmek.

5. Eleştiriye açık olmak

Eleştiriyi nimet bilmek, savunmaya geçmemek.

6. Salihlerle oturmak

Tevazu ehliyle oturanın kalbi yumuşar.

7. Dua

“Allah’ım! Beni nefsimin şerrinden koru.”


8. Tevazuya Eren Kalbin Hâli

Kibir çözülünce: Kalp genişler, İlim bereketlenir, İbadet tatlanır, Kardeşlik güçlenir, Tevbe kolaylaşır, Hikmet konuşur.

Tasavvuf ehli der ki: “Tevazuya eren, Hak kapısına yaklaşır.”


Kibir, nefsi emmârenin en köklü putudur. Bu put kırılmadıkça manevî yolculuk ilerlemez. Kibirden kurtuluş, kendini yok saymak değil; hakiki yerini bilmektir. Kul, acziyetini bildikçe yücelir.

Yükselmek isteyen, önce eğilmeyi öğrenmelidir.

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar