Sâlikin İlmî Derecesi ve Nefs Tezkiyesi Dengesi
Seyr-i Sülûk eden sâlikin (manevi yolcunun) ilim ile nefis tezkiyesi arasındaki dengeyi nasıl kurması gerekir, Bu tasavvufun temel meseleleri arasındadır. Büyük mutasavvıfların tavsiyesi, bu iki alanın birbirini tamamlayan, ayrılmaz iki kanat olduğu görüşündedirler. Birini diğerine feda etmek, sülûkun aksamasına neden olur.
Sâlikin temel görevi, nefsini arındırmak (tezkiye) olsa da, bu arındırma sürecinin doğru ve şeriat sınırları içinde ilerlemesi için sahih ilim şarttır. İlimsiz tezkiye, kişiyi bid’at ve sapmaya götürebilir; tezkiyesiz ilim ise gurur ve nefis hastalığına yol açar.
İlim: Sülûkun Başlangıç ve Rehberi
Sâlikin ilmi derecesi, en azından farz-ı ayın denilen temel dini bilgileri (itikad, fıkıh, ahlak) tam olarak kapsayacak düzeyde olmalıdır.
- İlmin Önemi: İlim, sâlikin yol haritasıdır. Doğru ile yanlışı, helal ile haramı, sünnet ile bid’ati ayırt etmesini sağlar. Mürşidin sözlerini ve manevi halleri şeriat terazisinde tartabilmek için ilim şarttır.
- Farz-ı Ayın: Sâlik, imanın esaslarını, ibadetlerin (namaz, oruç vb.) hükümlerini ve muamelata (günlük yaşam kuralları) dair temel fıkhî bilgileri öğrenmekle yükümlüdür. Bu, kulun vazgeçilmezidir.
İmam Gazâlî (r.h.) bu konudaki dengeyi şöyle ifade etmiştir: “İlmin zirvesine ulaşmadan zühde (dünyadan yüz çevirmeye) kalkışan kimse, yol bilmeden sefere çıkan yolcuya benzer. Bu kişi, yürüdüğü kadar helake yaklaşır.” (İhyâ’u Ulûmi’d-Dîn)
Nefs Tezkiyesi: İlmin Gayesi ve Amelî Neticesi
İlim öğrenmenin nihai amacı, kişinin kendini bilmesi ve nefsini terbiye etmesidir. Öğrenilen teorik bilgiler amel yoluyla kalbe indirgenmelidir. Bu noktada tezkiye devreye girer.
- Tezkiye ve İhlas: Nefis tezkiyesi, sâlikin kalbini kin, haset, riya, kibir gibi kötü huylardan arındırıp, yerine tevazu, cömertlik, ihlas (samimiyet) gibi güzel ahlakı yerleştirmesidir.
- Kuru Bilgiden Kaçınmak: Sâlik, sadece bilgi biriktiren, fakat bu bilgiyi kalbine indirmeyen ve amele dönüştürmeyen “kitap yüklü eşek” (Kur'an, Cum’a: 5’e atıfla) durumuna düşmekten kaçınmalıdır.
Abdülkadir-i Geylânî (k.s.) daima şeriata (ilme) bağlı kalmayı emrederek, kuru bilginin tehlikesini şöyle belirtmiştir:“Şeriat ağaç, tarikat meyvedir. Ağaç olmadan meyve olmaz. Amelsiz ilim sahibi, meyvesiz ağaç gibidir.”
Büyüklerin Tavsiyeleri: İki Kanatlı Uçuş
Büyükler, hem ilim hem de amel/tezkiye olmadan sülûkun tamamlanmayacağını vurgularlar:
Cüneyd-i Bağdadî (r.h.) tasavvuf yolunun temel prensibini şu sözlerle formüle etmiştir: “Bizim bu yolumuz (tasavvuf), ancak kitap (Kur’an) ve Sünnet’e sarılan kimseler için doğrudur.”
Bu söz, sülûkün, ilmin rehberliğinden asla ayrılmaması gerektiğini vurgular. Seyr-i Sülûk eden sâlik, kendini temel dini ilimlerde (farz-ı ayın) yetiştirmekle yükümlüdür. Bu ilim, nefsin tezkiye sürecini yönlendiren bir rehberdir.
Doğru tavır: Önce İlim (Rehberlik), sonra Tezkiye (Uygulama). İlim öğrenme gayreti asla bırakılmamalı; ancak öğrenilen her bilgi, vakit kaybetmeden nefs üzerinde amel ve ahlak olarak uygulanmaya çalışılmalıdır. Nefs tezkiyesi, ilmin hedefini gerçekleştirdiği için, sâlikin ana meşguliyeti olmalıdır, fakat ilimden bağımsız olarak değil.
Sâlik, farz-ı ayın seviyesini tamamladıktan sonra, fikrî ve manevî gelişimini desteklemek amacıyla okuma programını genişletmelidir. Bu program, temel altyapıyı sağlamlaştırmak (Başlangıç), konuları derinlemesine anlamak (Orta) ve ümmet meselelerine hikmetle yaklaşmak (İleri) hedefini taşır. Kendine ilmi bir program çıkarır bu yol haritasına nefsin tezkiyesinde destek olur.
Mürşid Tavsiyesi: Sâlikin temel görevi, Kur’an ve Sünnet’e yaklaşmak olduğu için, ilmi amel etmek maksadıyla öğrenmeli, akademik derinleşmeyi ise nefs tezkiyesinden sonra ikinci plana atmalıdır.
Cüneyd-i Bağdadî (r.h.) gibi büyükler, tasavvuf yolunun Kur’an ve Sünnet üzerine bina edildiğini netleştirmişlerdir. Bu iki kaynağa ulaşmak için ise ilim şarttır.
Akaid (İnanç Esasları) Allah’ın sıfatlarını, nübüvveti ve âhiret esaslarını kesin delillerle bilmek. Amaç: İman esaslarını şüpheden arındırmak ve Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat akidesine (Mâturîdî veya Eş’arî) sağlam bir şekilde bağlanmak. Yanlış inanç, bütün ameli helak eder. Tahâvî Akîdesi ve belirlenecek bir eser okunabilir.
Fıkıh (Ameli Hükümler) Günlük ibadetleri (taharet, namaz, oruç vb.) ve muamelâtı (alışveriş, helal-haram) mezhebinin hükümlerine uygun olarak hatasız yerine getirmek. İbadetlerin sahih olma şartlarını, rükünlerini ve bozan durumları ezberlemek. Ömer nasuhi bilmen veya belirlenecek bir eser okunabilir.
Ahlak ve Nefs Tezkiyesi İlmi İbadetlere ruh katmak (İhsan) ve nefs hastalıklarını (kibir, haset, riya, öfke) tanıyıp onları tedavi etmek. Kalbin kötülüklerini tanıma (Mühlikât) ve kalbi iyi huylarla donatma (Münciyât) bilgisi. İmam Nevevî – Riyâzü’s-Sâlihîn: Amel ve ahlaka dair temel Hadis külliyatı. İmam Gazâlî – İhyâ’u Ulûmi’d-Dîn: Özellikle Münciyât (Kurtaranlar) ve Mühlikât (Helak Edenler) bölümleri. Okunabilir bununla birlikte belirlenecek bir eserde programa dahil edilebilir.
Tefsir Elmalı hamdi yazır ve belirlenecek bir tefsir kitabı takip etmek. Rivayetlere dayalı (Me'sûr) sahih tefsire giriş. Ayetlerin nüzul sebeplerini ve genel fıkhî çerçevesini anlamak.
Uygulama Metodu (Nasıl Çalışmalı?)
Büyüklerin Tavsiyesi: İlim yolculuğunda kitap okumak yeterli değildir; tahsil esastır.
- İcazet ve Rehberlik: Öğrenme sürecini, güvenilir, Ehl-i Sünnet’e bağlı bir âlimden/muallimden (tercihen mürşidin rehberliğinde) almak. Tek başına okuma, anlam kaymasına (sapma) neden olabilir.
- Tedricilik (Aşamalılık): Zor ve detaylı kitaplardan başlamak yerine, önce özet metinleri (metin) bitirip, ardından açıklamalarına (şerh) geçmek.
- Amel Önceliği: Öğrenilen her bir hükmü (özellikle ahlak ve ibadetlerdeki incelikleri) hemen uygulamaya başlamak. Bu, bilginin kalbe yerleşmesini ve nefs tezkiyesini hızlandırır.
Abdülkadir-i Geylânî (k.s.): "Amelsiz ilim sahibi, meyvesiz ağaç gibidir."
Sâlik, ilmî programını bu üç temel alanda yeterli seviyeye ulaştırdıktan sonra, vaktinin büyük kısmını zikir, tefekkür ve hizmete ayırmalıdır.
Seyr-i Sülûk eden bir sâlikin fikrî ve manevî gelişimini desteklemek amacıyla tasavvuftan fıkha, tefsirden güncel meselelere kadar beş farklı alanda, üç seviyeye (Başlangıç, Orta, İleri) ayrılmış okuma programı aşağıdadır.
Bu program, sâlikin temel ilmi altyapısını sağlamlaştırarak (Başlangıç), konuları derinlemesine anlamasını (Orta) ve nihayetinde ümmet meselelerine hikmetle yaklaşabilmesini (İleri) hedefler.

إرسال تعليق
İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...