Kadiri Yolu

 

Kur’an Dinlemek

30. Sohbet: Kur’an Dinlemek


Ey oğul!

Sağlam bir tevbe ve tefekkür üzerinde olduğun müddetçe dünyalığı terk eder, ahiret ameli ile meşgul olursun; halk için olanı terk eder, Halik için olanla meşgul olursun; şerri terk eder, hayır ile amel edersin.

Ey tevbe ve tefekkürü terk eden!

Sen ziyanlardasın da haberin yok. Kazançlı değil, zararlısın. Senin misalin, bir şeyler alıp satan, fakat harcanması gereken ve gerekmeyen yerlerin hesabını tutmayıp para biriktiremeyen kimse gibidir. Bir müddet sonra bakar ki, sermayesi bitmiş, yanında sâdece sahte gümüşler kalmış!

Eyvahlar olsun sana!

Sermayen olan ömrün tükendi de haberin yok! Bütün kazancın süs. Oysa diğer mü’minlerin kazancı hep cevher. Mü’minler yakında amellerinin karşılığını alacak; sen de elinde tuttuğunun karşılığını alırsın! Seninle beraber olan Hak, senden ancak ihlâs kabul eder. Hz. Peygamber’in: “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin. Ölçüye çekilmeden önce kendinizi ölçün. En büyük satış, en büyük fuar için kendinizi süsleyin, hazırlayın” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, “Zühd” hadis no: 149.) buyruğunu işitmedinmiz mi?

Denir ki: Allah’u Teâlâ bir kimseyi ariflerinden bir arif, velilerinden bir veli, muhiblerinden bir muhib, Muradlarından bir murâd yapmak istediğinde, onun başına halvetinde de celvetinde de bir melek koyar. Nebisini terbiye ettiği gibi onun kalbini terbiye eder. Ona hayrı ilham eder, serden ona yüz çevirtir. Tıpkı Yusuf (a.s.) hakkında: “… Onu kötülüklerden ve çirkinliklerden korumak için Çünkü o “muhlas” (kendisine ihlas verilmiş) kullarımızdandır” (Yusuf, 12/24) dendiği gibi. İşte bu O’nun nebilerine, resullerine, velilerine, Salihlerine ve sadıklarına muamelesidir. İsa (a.s.) çocuklara rastladı. Ona dediler ki: “Gel, oynayalım. “Dedi ki: “Sübhanallah, biz oyun oynamak için yaratılmadık!”

Sufilerin nefisleri şerri değil, hayırı çokça emredicidir. Mücahededen sonra onlar kalplere karışmış, kalp olmuştur. O ne zaman ki, mücahedeye alınsa mutmain olmuş ve Refik-i A’lâ’nın hasretini çekmiştir. Onun Kur’an dinleyişi her şeyiyle birlikte olur; daha önce o sureten dinlerdi, mana olarak dinlemez idi. Hezeyanları ve boş lafları sakın dinlemeyin. Muhakkak ki, Kur’an dinlemekle kalpler hayat, sırlar da safa bulur. Cennette Rahman’ın komşuluğunu kazanmanın esası da Kur’an dinlemektir.

Mü’min halkı bilir, onların alâmetlerini tanır. Kalbi hassastır, Allah’ın nuru ile bakar. Çünkü kalbinde O’nun nuru vardır, kalplerin nuru…”Taharet” (temizlik) kalp, sır ve halvet taharetidir. Kalbin temiz olmadıktan sonra, halvetin temiz olmadıktan sonra, zahirini temizlemenin sana ne faydası vardır? Zahirini günde bin kere temizlesen bile kalbinin kirlerinden bir tanesi dahi gitmez. Günahların kötü bir kokusu vardır. Allah’ın nuru ile bakanlar onu bilirler, fakat bunu halktan gizlerler ve onları rüsvay etmezler.

Yazık sana!

Sen tembelsin. Şüphesiz, bu şekilde eline bir şey geçmez! Komşuların, arkadaşların ve akranların yollara düştüler, araştırıp incelediler, istedikleri yere vardılar ve hazinelere kavuştular. Bire on, bire yirmi aldılar. Zengin olarak geri döndüler. Sen ise yerinde oturuyorsun. çok yakında bu gücü ve elindeki bu kolaylığı da kaybedersin. Ondan sonra da insanlardan dilenirsin.

Yazık sana!

Hak yolunda çalış, didin. Kaderine güvenme. “Bizim uğrumuzda mücahede edenleri hidayet yolarımıza erdiririz” (Ankebût, 29/69) buyruğunu duymadın mı? Çabala ki, sana hidayet gelsin. Böyle tembel olduğun müddetçe sana bir şey gelmez. Tek başına bir şey elde edemezsin. Haydi! Gayrete gel, işini tamamla. Her şey Allah’u Teâlâ’nın elindedir, başkasından bir şey isteme. O Kelâm-1 Kadim’inde: “Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri bizim yanımızda olmasın; ancak biz onu belli bir ölçüde indiririz” (Hicr, 15/21) buyuruyor, işitmedin mi? Bu ayetten sonra söz olur mu?

Ey dünyanın ve dirhemin talibi!

Bunların ikisi de birdir. İkisi de Allah’u Teala’nın elindedir. Öyleyse niçin halktan istiyorsun? Niçin dünyayı ve dirhemi, diline şirk koşarak sebeplere güvenerek halktan talep ediyorsun?
Allah’ım!

Ey halkın yaratıcısı! Ey sebeplerin müsebbibi! 

Bizi halkı ve sebepleri şirk koşmak bağından koru “Bize dünyada da, ahirette de güzellik ver ve cehennem azabından bizi koru.”


Kaynak: Abdulkadir-i Geylani (Ksa.), Cilâü’l-hâtır

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar

Nefs