Kadiri Yolu

 

Marifetullah Allahu Teâlâ'yı Tanımak

Marifetullah Allahu Teâlâ'yı Tanımak

Biz deriz ki, işaret ve deliller ile Allahu Teâlâ'yı kısaca tanımak, Allahu Teâlâ'nın bir, tek, eşsiz ve kimseden doğma olmadığını, benzeri, ortağı, bir ikincisi bulunmadığını, yardımcısı, destekleyicisi, müşaviri olmadığını, şeksiz, şüphesiz bilmektir. Allahu Teâlâ cisim değildir. Duygularla anlaşılan cevher değildir. Zatı ile kaimdir.  Araz değildir. Bileşim değildir. Gökleri yükselten, yeri yaratan O’dur.

O, doğan bir parlaklık. zahir olan bir karanlık, görünen bir ışık değildir. Eşyayı İlm-i huzuru ile bilici, dokunmadan müşahede edicidir. Aziz’dir, Kahir’dir, Hakim’dir, Kadir’dir, Rahim’dir, Gafir (mağfiret edici) dir. Satirdir. Muiz’dir, Nasır’dır, Rauf’dur. Halik’dır. Fatır’dır Evvel’dir. Ahir’dir. Zahirdir. Batın’dır. Ferd-i mabuddur. Yani ibadet olunacak tek zat odur. Ölümsüz diridir. Ezelidir. Varlığının başlangıcı yoktur. Ebedidir, varlığının sonu yoktur. İzzet ve azameti nihayetsizdir. Bir an dalgınlığı yoktur. Kayyumdur, her şeyi varlıkta tutan O’dur.

Azizdir. Kavidir (kuvvetlidir). İntikam alıcıdır. Hiç kimse Onunla dövüşemez, karşı duramaz. Allahu Teâlâ'nın yüksek isimleri çok ihsanları vardır.

Bütün yaratılmışların yok olmasına hükmetmiştir. Nitekim süre-i Rahmanda: “Onun üzerindekiler yok olucudur. Ancak Celal ve İkram sahibi olan Rabbinin vechi devamlıdır», buyuruyor.

Allahu Teâlâ Arştan yüksektir. İlmi eşyayı kaplamıştır. Fatır süresi 10. ayetinde: “Kelime-i şehadet ve zikir Allahu Teâlâ'ya sunulur. Amel-i Salih, bunları o dergaha çıkarır.” buyruldu.

Yaratılmışları ve işlerini O yarattı. Onların rızık ve ecellerini O takdir etti. Onun tehir ettiği şeyi takdim edecek: takdim ettiğini tehir edecek kimse yoktur. Alem ve alemdeki işler, Onun dilemesiyle meydana gelmiştir. Hepsini günahsız yaratsaydı, kimse Ona uymamazlık yapamazdı.

Bütün insanların ve cinlerin muti’ olmasını dileseydi, bütün alem Ona elbette itaat ederdi. Örtülü, gizli olanları, kalpte bulunanları bilir. Böyle olduğu ayet-i kerime ile bildiriliyor. Hareket ve hareketsizlik Onun dilemesiyledir. Vehimlerin tasavvurundan ve zihinlerin takdirinden münezzeh ve mukaddestir. İnsanlara benzetilemez. Allahu teala kendi yarattıklarına benzemekten, yaptıklarına benzetilmekten uzaktır. Yaratılanların nefeslerinin sayısını bilir. Herkesin kazandığı şeye her şeyin hal ve hareketlerine vakıftır. Herkese iyi ve kötü işlerine göre, iyi ve kötü karşılık verecektir. Nitekim Taha süresi, 15. ayet-i kerimede: “Kıyamet günü gelince, herkese yaptığının karşılığı verilir.” buyruluyor. “Kötülük yapanlar, yaptıklarının karşılığını, iyilik yapanlar da iyilik bulacaktır.” ayet-i kerimedir.

Allah tealanın, yarattıklarına ihtiyacı yoktur. Yaratıkların rızkını O verir. Onların, rızkına muhtaç değildir. Her şeyin melekut, saltanat ve hükümranlığı onun kudret elindedir, istediğine azab etmez. Hiç kimsenin bir kimseyi onun azabından korumaya gücü yetmez. Bütün mahlukat O’na muhtaçtır.

Nitekim Muhammed suresi, 38. ayet-i kerimede: “Allah’ın kimseye ihtiyacı yoktur, siz ise muhtaçsınız” buyuruldu. Mahlukatı yaratması fayda veya zarar için değildir. Alemi yaratması mücerred iradesine, dilemesine bağlıdır. Nitekim, Büruc suresi, 15-16 ayetlerinde: “Arşın sahibi ve yaratıcısı yüksektir. Dilediğini yapar” buyurdu.

Allahu Teâlâ varlıkları yaratmada, zarar ve belayı keşfetme ve gidermede, halleri değiştirmede izzet ve kudretiyle yalnızdır. Dilemesi gereğince, her anda kudretini icra etmede ve ilahi mukadderatın takdirini, takdir ettiği vakte sevk etmektedir

Allahu Teâlâ Hayat sıfatıyla diri, ilim sıfatıyla bilici, Kudret sıfatıyla gücü yetici, irade sıfatıyla dileyici, Sem’i sıfatıyla işitici, Basar sıfatıyla görücü, idrak sıfatıyla anlayıcı, Kelam sıfatıyla söyleyici, emir ile emredici, nehyle nehyedici, haber ile haber verici, hüküm ve kazasında adalet sahibi, ihsan ve ikramında, ihsan edici ve ikram edicidir.

Allahu Teâlâ bahillik etmez. Cevvaddır (cömerddir). Acele etmez. Halim ve Hafizdir (koruyucudur) Unutması, gevşekliği ve dalgınlığı yoktur.

Allah Teâlâ kabz ve bast eder (daraltır ve açar). Güldürür ve sevindirir. Sever ve beğenmez. Razı olur ve buğz ve gazab eder. Acır, bağışlar, ihsan eder mani olur.

İbn-i Abbas (ra), Allahu Teâlâ yerleri ve gökleri kabza-i ilahisinde öyle tutar ki, göklerin ve yerin hiçbir tarafı görünmez dedi.

Musa (as)a vasıtasız söyledi. Müminlerin kalbi Rahman’ın iki parmağı (kudreti) arasındadır. Kulların kalbini dilediği gibi değiştirir, dilediği şekilde korur.

Cennettekiler, Allahu Teâlâ'ya bakarlar, onu görürler. Görmede hiç şüpheleri olmaz. Bazı rivayetlerde Allahu Teâlâ kıyamet günü kullarına tecelli eder ve onlara temenni ve arzu ettikleri şey’i verir.

Kıyamet Suresi 22 ayette: “Mü’minlerin yüzü (kıyâmette) parlak olup, hiç perdesiz Rablerine bakarlar.” buyurmuştur.

Kulları kıyamet günü Allahu Teâlâ'nın huzuruna çıkarılır. Hesaplarını bizzat kendisi görür. Bunun için başkasını görevlendirmez.

Yedi kat göğü birbirinin üstünde yarattı. Yerin tabakalarını da O yarattı. Arzın merkezinden dünya göğüne (birinci kat göğe) kadar beş yüz senelik mesafedir. Her göğün arası böyledir. Arş-1 ilahi ise hepsinden üsttedir. Allahu Teâlâ Arş’dan yüksektir. Arş’ın içinde nur ve zulmetten ve ancak Allahu Teâlâ'nın bildiği şeyden yetmiş bin perde vardır. Arşı tutan melekler vardır.

Alahu Teâlâ yedi kat gökte ve aralarında ve altlarında olanı, yerde ve yerin altında, denizin dibinde bulunanı, her kılın, her bitkinin ve her ağacın bitmesini, bittiği yeri, her yaprağın düştüğü yeri ve sayısını, ince taş, toprak ve kumların sayısını, dağların ağırlığını, denizlerin ölçüsünü ve her damlasını, kullarının işlerini ve gizli şeylerini, nefeslerini, sözlerini, velhasıl her şey’i bilir

Allahu Teâlâ her yerdedir demek caiz değildir. Allahu Teâlâ Arşın üstündedir demek mücesseme ve kiramiyyenin dediği gibi otur şeklinde demek değildir. [Arştan da üstün, Arş’ı da o yarattı, Arş Onun kudreti altındadır demektir.]

Kaynak: Gunyetüt talibin- Abdülkadir Geylani


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar