Süluk Yolunda Can ve Rızık Korkusu
Bu başlık, tevhid yolundaki seyru sülukta insanın en derin imtihan alanlarından birine işaret eder. Çünkü can ve rızık korkusu, insanın bütün çabalarını boşa çıkarabilecek kadar etkili bir iç sarsıntıdır. Nefsin içsel çatışması, şeytandan aldığı vesvese desteğiyle bu kapıdan girerek müminin yolculuğunu içeriden kemirmeye başlar. Bu öyle bir durumdur ki, süluk ehlini kurdeşen gibi içten içe yer bitirir.
Korkutuculuğunun yanında, şeytan bir yandan da kişiyi vaatlerle heveslendirir:
“Şeytan onlara aldatmadan başka bir şey vadetmez.” (Nisâ, 120)
“İşte bu şeytan, kendi dostlarını korkutur. Müminlerseniz, ondan korkmayın, benden korkun.” (Âl-i İmrân, 175)
Tevhid yolunda yürüyenlerin yaşadığı bu sınav çok büyüktür; ancak bunu itiraf eden ve kabul eden kimseler pek azdır. Bu durum, müzmin bir hastalık gibidir. Dünyanın neresinde olursanız olun, bu korkular yaşanır. Çünkü bu, insanın iç âleminde açılmış dipsiz bir kuyudur.
Kur’an bu gerçeğe pek çok ayetle işaret eder:
“Bedevilerden savaştan geri kalanlar sana diyecekler ki: ‘Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu. Allah’tan bizim bağışlanmamızı dile.’ Dilleriyle gönüllerinde olmayanı söylerler. De ki: ‘Allah size bir zarar veya bir fayda dileyecek olsa, buna kimin gücü yeter? Allah yaptıklarınızdan haberdardır.’” (Fetih, 11)
“İnsanlardan öylesi vardır ki: ‘Allah’a inandık’ der; ama Allah yolunda bir eziyete uğrayınca, insanların eziyetini Allah’ın azabı gibi görür. Rabbinden bir yardım gelecek olursa, ‘Biz de sizinle beraberdik’ derler. Oysa Allah kalplerin içindekini en iyi bilendir.” (Ankebût, 10)
“Onlar, kardeşleri için: ‘Bize itaat etselerdi öldürülmezlerdi’ dediler. De ki: ‘Eğer doğru sözlü iseniz ölümü kendinizden savın.’” (Âl-i İmrân, 168)
Tarihten Bir Örnek: Mısır İslami Hareketi
Mısır’da bir dönem halk arasında güçlü bir İslami hareket başladı ve geniş bir ilgi gördü. Ancak kısa sürede yoğun baskılarla karşılaştı. Hasan el-Bennâ gibi birçok kişi şehit edildi, pek çok insan tutuklandı, bir kısmı da sürgüne gitmek zorunda kaldı. Bu süreçte hareket yeraltına çekilmek zorunda kaldı. Baskı o kadar büyüktü ki, saflar yeniden gözden geçirildi; kim gerçek dava ehli, kim çıkar peşinde, ortaya çıktı.
Bu durum, süluk ehli için önemli bir ibrettir. Çünkü hak yolda yürümek külfetsiz bir iş değildir. Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurur:
“Allah’tan korkan, gecenin başında yola çıkar. Gecenin başında yola çıkan, varacağı yere varır. Biliniz ki, Allah’ın ticareti pahalıdır. Allah’ın ticareti ise cennettir.”
“Cennet zorluklarla kuşatılmıştır; cehennem ise şehvetlerle kuşatılmıştır.” (Müslim, Ahmed, Tirmizî)
“İnsanların en çok bela ve musibete uğrayanları peygamberlerdir; sonra da fazilet yönünden onlara en yakın olanlardır. Kişi dinine bağlılığı oranında belaya uğrar. Eğer dininde sağlam ise bela onu sıkıştırır; gevşek ise o ölçüde az bela görür. Bu bela, kul günahsız hale gelene kadar onu terk etmez.” (Buhârî, Ahmed, Tirmizî)
“Dünyada en çok belaya uğrayanlar nebiler ve Allah’ın halis kullarıdır.” (Buhârî)
Evlenme Sonrası İmtihanlar
Kişi, evlenmeden önce aktif bir yapı içinde seyru sülukta başarılı ilerlemeler kaydedebilir. Ancak evlilik sonrası yeni sorumluluklar, fakirlik ve geçim korkusu, çocukların doğumu, bakım ve eğitim masrafları gibi endişeler kalbi sarsabilir. Hanımının “daha çok çalışmalısın” telkinleri, davadan veya süluk yolundan uzaklaşmalara sebep olabilir.
Zamanla oğulların evlilikleri, askerlikleri; kızların çeyizleri, evlilik hazırlıkları derken bu imtihanlar kişiyi manen geriye düşürebilir. Kadının gönlüne bağlanan, farkında olmadan paranın da kulu olur. Böylece “süluk çukuruna” düşer, fakat içinde bulunduğu halin farkına varmaz.
Hz. Peygamber (s.a.v) buyurur:
“Dinar ve dirheme tapan yok olsun! Abenin kolu da yok olsun, başaşağı devrilsin! Ona diken batsa çıkaramasın.” (İbn Mâce)
“Kadının kulu olan da helak olur.” (Buhârî)
Hz. Hasan (r.a) şöyle der:
“Vallahi! Karısının hevasına itaat eden adamı Allah yüzüstü ateşe atar.”
Cimrilik ve Manevi Dökülme
Süluk yolunda en çok görülen düşüşlerden biri de cimrilikten kaynaklanır. Manevi bir çalışma ortamında aidatların eksik veya geç verilmesi, bu hastalığın işaretidir. Cimrilik, kalpteki tevekkül zayıflığını gösterir.
Sonuç
Süluk yolunda can korkusu ve rızık endişesi, insanı manevi ilerlemeden alıkoyar. Bu korkularla mücadele edemeyen kişi, Allah’a olan güvenini zedeler. Oysa rızık da can da Allah’ın elindedir. Gerçek teslimiyet, bu iki imtihanı geçmekle mümkündür.

إرسال تعليق
İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...