Kadiri Yolu

 

Şeyhin Makamına Göz Dikmek ve Gizli Hırs

Şeyhin Makamına Göz Dikmek ve Gizli Hırs

Seyr-i sülûk yolunda müridin en büyük imtihanlarından biri; gönlünde farkında olmadan beliren “şeyh gibi olma, şeyhin yerine geçme, liderliği kazanma, mürşid olma” arzularıdır. Bu niyet, bazen açık bazen gizlidir, bazen de kişi kendi nefsine bile fark ettirmez.

Tasavvufta Makama Göz Dikmenin Tehlikesi

İmam Rabbani (k.s.) şöyle buyurur: “Seyr ü sülûkta en büyük engel nefsi müzeyyen bir halde kişinin önüne çıkan manevi makam arzusudur. Kişi Allah’ı değil, makamı ister.” Yani salik, farkında olmadan şöhret, bağlılık, hürmet arayabilir. Bu ise idraksiz bir nefis tuzağıdır.

Mevlana (k.s.) şöyle der: “Sen makam ararsan Allah seni makamdan düşürür. Sen hizmet ararsan Allah seni makamla şereflendirir.” Demek ki hedef makam değil, hizmettir.

Şeyhin Makamını İstemek, Şeyhe Düşmanlıktır

Abdülkadir Geylani (k.s.) buyurur: “Mürid şeyhinin makamını imrenirse Allah onu ondan mahrum eder. Çünkü imrenme gizli düşmanlıktır.”

Burada dikkat edilmesi gereken:
İmrenme = düşmanlık değil…
Ama gizli bir rekabet duygusu beslemektir.

Mürid kendi içinde şöyle der: "Bir gün ben de şeyh olacağım.”,“Benim de talebelerim olacak.”,“Ben de onlardan üstün olacağım.” İşte bu gizli hırs, bir karanlık gölge gibi ruhun üzerine düşer.

Gizli Gizli Çalışmak, Nefesin Zehre Dönüşmesi

Sühreverdi (k.s.) der ki:

“Nefis gizliliği sever. Kalp ise açıklığı ve şeffaflığı sever.”

Eğer kişi gizli gizli zikir yapıyorsa bu güzeldir. Ama gizli gizli makam için çalışıyorsa bu felakettir. Çünkü gizlilik burada kalbî bir karanlık oluşturur. Şeyh Efendi’nin haberi olmadan mürid toplamak, Şeyh’ten önce konuşmaya kalkmak, Şeyhin önüne geçmek, Şeyhin adına konuşmak, Şeyhi isteklerine göre yönlendirmeye çalışmak, Şeyhin haberi olmadan denetlemelerde bulunmak. Sohbetlerinde “ben de böyle görüyorum” diye üstünlük iddia etmek… Bunlar küçük görünen ama kalbi yiyen virüslerdir.

Makam, Liyakat Değil Lütuftur

Tasavvufta makam hakk edilmez — verilir.
İmam Kuşeyri der ki: “Makama çalışmak felakettir. Makama layık olmak nimettir. Makamı beklemek ahmaklıktır.”

İşte bu çok önemlidir. Mürid şeyh olmayı istemez. Sadece Allah’a yakın olmayı arzular. Şeyhlik Allah’ın bir emanetidir – bir kariyer değil.

Şeyhe Saygı Ve Makam Hassasiyeti

Ahmed er-Rufai (k.s.) şöyle buyurur: “Müridin kalbinde şeyhinden önde olma arzusu varsa o kalbin nuru söner.”

Çünkü burada aslında şu duygu vardır: “Ben daha iyi bilirim.”, “Ben daha derinim.”, “Ben daha hakikatliyim.” Bu, şeyhe değil, Hakk’a karşı adapsızlık olur.

Esas Makam: Hizmet Ve Kendini Yoklama

Hakiki salik şunu der: “Şeyhimin önünde bir hiç olayım.”, “Onun eteğini tutayım.”, “Bana düşen hizmettir, öne geçmek değil.”

Bişr-i Hafi (k.s.) buyurur: “Allah en çok kendi varlığını unutan kulları yükseltir.” Demek ki yükselmek: susarak, hizmet ederek, tevazu ile olur.


Bir salikin asıl hedefi: Allah’a yakınlık kalp huzuru tefekkür ve edep olmalıdır. Şeyhlik makamına yanaşmak posta göz dikmek, onu arzulamak veya içten içe o rolü makamı kendine yakıştırmak, aslında şeri ve batıni ilerleyişi durdurur. Hakiki mürid makam değil, hizmet ister. Hakiki makam da hizmetkârlara verilir. 

Kimi dosta yakınlık için çalışır, kimi post’a çalışır. 



Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar