Keşf
Fehmi kapalı olan şeyin açılması, münkeşif hale gelmesi, sanki gözle görülür gibi olmasıdır. Yani karanlık bir gecede Çakan bir Şimşeğin ortalığı aydınlatması gibi keşifte ani bir aydınlanma ile bazı örtülü ve karanlık şeyleri ortaya çıkartır. Gizli olan bir takım hususlar zahir ve açık hale gelir.
Sufilerin, ulema ve fakihlerin kavramakta güçlük çektiği bazı meseleleri kendilerine göre birtakım keşif yollarıyla kavrama usulleri mevcuttur. Çünkü sofilerin ibaredeki bazı Latif manaları kavrama gücü vardır. Onların görüş beyan ettikleri ince manalı konular, genellikle dünya bağ ve ilgisi ile masiva perdesi, İhlas makamları, marifet ahvali, Ubudiyet gerçekleri, ezeli varlık karşısında kainatın yok sayılması, Kadim ile mukayese edildiğinde muhdesin kaybolması, fena, baka ve itirazı terk gibi özel konulardır.
Keşf ve ilham konularında sufiler sadece kendi aralarında konuşmaları gereken birtakım Sırrı ve kesbi bilgileri vardır. Bunlar konuşulduğunda herkes tarafından hemen Hüsnü kabul görmeyebilir.
Hz Peygamber (sav): “Ümmetim içinde İlhan ve Mazhar bazı insanlar vardır. Ömer de bunlardan biridir.” Buhari, Fezail,16
Sufilerin Keşf Hakkında Söyledikleri
Vasıti der ki: “Mana ile yakine eren müşahede haline ulaşır. Kendisine mana gerçekleri münkeşif olan halkın sıkıntılarından kurtulur ve halka Hakka yaklaştırıcı şekilde hitap eder. Bu türde olan keşfe “sıddıki” denir. Allahu Teala sıddıkları “müşahede” lafzıyla yad etmekte ve şöyle buyurmaktadır: “Sıddıklar, Şehidler (müşahede ehli) ve salihler” Nisa: 69 Şehitler canlarını Allah’a satan kimselerdir salihler ise emanet eve ahidlerine bağlı kalanlardır” el Müminun: 8
Hüseyin bin Abdullah der ki: “ kitap ve sünnetin kabul etmediği her türlü vecd ve keşif bâtıldır.”
Ebu Süleyman Darani de şöyle konuşur: “Hakikate ait bazı keşfi Bilgiler 40 gün süreyle kalbimi Sarar Ben iki şahit olmadan onların gönlüme girmesine izin vermem O iki şahit kitapta sünnettir.”
Ebu Muhammed Ceriri şöyle der: “Kim kendisi ile Allah arasında olan işlerde takva ve murakabe ile amel etmezse keşfe müşahedeye ulaşamaz.”
Nuri de Şöyle söylemiştir: “ Gözle görülenlerin keşfi bakmakladır. Kalplerin keşfi ise ittisal(birleşme) kavuşma iledir.
Kalp Üzerindeki Kilit Keşifle Açılır
Kalbin üzerinde kilit; günah çokluğu sebebiyle kalbin üzerinde oluşan pas; Hevaya uymak, dünya sevgisi, hırs, rahata düşkünlük, övmekten ve övülmekten hoşlanmak, gaflet, hata, ihanet ve emri ilahiye muhalefet gibi şeylerden kalplerde oluşan perdeler vardır. Allah azze ve celle kalplerde günahtan tevbe ve pişmanlık sebebiyle keşf verince kilitler çözülür ve gaybın zevaid ve fevaidi kalplere gelmeye başlar. Kalp bu zevaid ve fevaidi tercümanı vasıtasıyla anlatır. Bu tercüman bilgi ve hikmetle konuşan dildir. Mürid ve talihliler diri kalpleri sayesinde Derya’dan cevherleri bu dil sayesinde devşirirler bunlardan istifade eder ve bu sayede mutlu olurlar.
Zevaid: Gayba İmanın ve yakının artmasıdır. İman ve yakın arttıkça hallerde, makamlarda, iradelerde ve muamelelerdeki sıdk ve ihlas da artar. Amr b. Osman Mekki der ki: “Huzuru ilahide gayb perdesinin gizlediği şeylerden kalp örtülerinin açılmasıyla keşf nurları yayıldığından buna “zevaidü’l-yakin” denir.
Fecvaid: Muamele ehli olanlara anlayışlarının artması için hakkın ihsan ettiği lütuflardır Ebu Süleyman Darani der ki: “Fevaid gece karanlığında varid olur gördüm.”
Abdulkadir Geylani Keşf Hakkında
Keşf, kuvvetli bir cazibe, şiddetli bir çekimdir. Özelliği, gaybdan gelen feyezan ve feyzi basiret gözünün nurunun görmesidir. Lambanın ışığının temiz cam fanusa aksettiği gibi, basiret nuru da aynen öylece gaybın feyzine ulaşır. Nur oradan tertemiz kalp yansır. Sonra oradan da akıl âlemine akseder. Onunla manevi bir şekilde birleşir, akıl nurunun artması için nurun kalp üzerinde bir izi ve eseri olur. Aklın nuru sır gözünü aydınlatır. Böylece insan, gözlerin göremediği, fehimlerin tasavvur edemediği, herkese gizli kalan şeyleri görür. Nehrul-kadiriyye,207
إرسال تعليق
İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...