Kadiri Yolu

 

Velayet Ve Velilik



Velayet Ve Velilik

Bismillahirrahmanirrahim

 Velayet Makamı Ve Velilik :

Dostluk manasına gelen velayet ve dost demek olan Veli iki manaya gelmektedir. Allah’ın Dünya ve ahiret her işini üstlendiği kimsedir. Bu manada Kur'an-ı Kerim’de “O Salihlerin işini üstlenir” Araf 196 da böyle buyrulmaktadır. Allah Cc. nefsi ile Velisini bir an dahi baş başa bırakmaz.  Bütün işlerini üstlenir ve onu özel himayesine alır. 

İkinci mana olarak da Veli, Allah’a ibadet ve taatte bulunan, bunda devamlı ve azimli olan, isyana düşmeden halini süreklilikle devam ettiren kimsedir. Bir insanın veli olabilmesi için bu iki manayı da kendisinde toplaması, Gizli ve aşikar Allah’ın emirlerine uyması gerekir bu şarttır. Velayet Halk içinde hak ile tasarruftur. 

Veli’nin Alametleri:  

Kendisiyle Rabbi arasında olan sırlarını muhafaza eder, kalbine gelen musibetler Kimseye Şikayet etmez, kerameti koruması Rüya ve su Maya alet etmemesi, Allah’ın yarattıklarının  eziyetlerine meşakkatli ne katlanması kendisi onlara yük olmaması, Allah kullarını huylarına ve mezheplerine göre idare etmesidir Çünkü belli mahlukatı Allah’ın kudret ve hükmünde görür Allah’tan ona verilmiş olan ne ise ona razı olup geçinir.  (Vasıti)

o Veli her halinde Allah ile meşgul olur, Belaya sabreden kazaya razı olan nimetlere şükredendir. Veli’nin fiilleri Allah’a itaat üzerine geçer. hep Allah’a Firar edip yönelir ve bütün Zikri fikri Allah'tır. 

İlk sufiler, Velinin halktan bir kimse olarak yaşamasını isterlerdi.

Veli’nin Kendisini Bilmesi:

Bu konuda itilaflar edilmiştir bazı  sufiller, Veli kendisinin Veli olduğunu bilirse akıbetinden emin olacağından dolayı kibre düşebilir. Bunun için bilmesi caiz değildir demiştir. Bir kısmı ise akıbetinden emin olmak Allah’a daha çok tazim ve hürmetle anmak gerektirir. Aşere-i Mübeşşerenin akıbetini bilinmesi hallerini değiştirmemiştir. Veli’nin de veliliğini bilmesi caizdir kanaatini ileri sürmüşlerdir. Kuşeyri Risalesi sayfa 139

Allah Teala Hazretleri şöyle dedi:” kim Benim Veli kuluma düşmanlık ederse Ben de ona harp ilan ederim oğlum kendisine farz kıldıklarını dan daha sevimli başka bir hiçbir şeyle bana yaklaşamaz Nafile ibadetlerle de bana yaklaşmaya devam eder ta ki ben onu severim onu bir sevdin mi artık onun işiten kulağı gören gözü tutan elim yürüyen ayağı olurum benden bir şey isteyince onu veririm benden sığınma talep ettiği mi onu himaye ve alır, korurum.  ben yapacağım bir şey de Mümin kulumun ruhuna Kabul etmekte tereddüt kadar hiçbir tereddüde düşmedim o ölümü sevmez Ben de onun sevmediği şeyi sevmem.” Buhari, Rikak 38

Velilerin çeşitleri:

Veliler yeryüzüne serpilmiş Dağlar gibidir üst makama sahip olan veliye Kutup denir bu bütün velilerin üstündedir Bununla birlikte Abdal, Nücebâ, Evtad ve Aktab şeklinde veliler vardır. Konu Ricali Gayb meselesinde işlendiği gibi 3’ler ve 7’ler denilen bir yapı vardır. Kutbul Aktab ve Gavs, Gavsı Azam sıfatı da Abdülkadir Geylani’ye aittir.

Bu konu hakkında aşırı sert tavırlar sergileyen neler olmuştur. Bunlardan bir tanesi de İbni Teymiye’dir. İmam Ahmed bin Hanbel’in rivayet ettiği hadisten dolayı da “Abdal” meselesini reddetmemiştir.

Hadis şu şekildedir:

“ Bu ümmetin içerisinde 40 kişi İbrahim meşrebine üzerine, 7 kişi Musa meşrebi üzerine, 3 kişi İsa meşrebi üzerine, bir kişide Muhammed SAV mezhebi üzerine bulunur. Bunlar meşreplerine göre insanların efendileridirler.” Hz Peygamberin hadisin devamında belirttiğine göre Bunlar ile Yağmur yağdırılır, Allah Bunlar vasıtasıyla belayı defeder ve bunlar yüzü hürmetine insanları rızıklandırır.” İmam Ahmed bin Hanbel kitabı zühdünde bu hadisin sahih, Hatta Mütevatir olduğunu söylemektedir. 

Ebu Osman diyor ki:” Budala Abdal kırk kişidir ummana yedi kişidir hulefa Üç kişidir Kutup bir kişidir kutup bunların hepsini bilir ve İdare eder ama kendisini Kimse bilmez ve idare etmez o velilerin imamıdır. Hulefa olan üç kişi de yedileri bilir ve İdare eder. Yedilerde kırıkları bilirler fakat kırklar yediler üçleri ve kutbu bilmezler. Ümmet arasında bulunan diğer veliler bilirler yer verilerde kırıkları bilmezler.

“Şayet kırklardan biri ölürse Ümmet arasında bulunan velilerden biri onun yerine getirilir.  yedilerden biri ölürse kırklardan biri getirilir üçlerden biri ölürse yedilerden biri getirilir. Sayıda tek fakat bütün yaratıkların sayısına denk olan Kutup ölürse yerine İçlerinden biri getirilir. Bu da Allah’ın iznine kıyamete kadar böyle sürüp gider.” Hakaik varak 67a no 77

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar