Kadiri Yolu

 

İmamiye Fırkası

İmamiye Fırkası


İmamiye: Bugün, İran, Irak, Pakistan ve diğer İslam ülkelerinde bulunan Şii mezhebine mensup olanların çoğu «Şii-İmamı» diye adlandırılan guruba dahildirler. «Şii İmamı» fırkasına, Kuran-ı Kerimin ayetlerinden birine veya dinin kesinlikle bilinen bir emrine ters düşecek derecede, inançları sapık olmayan bazı Şii gurupları dahil olduğu gibi, inançları sapık, yaptıkları, İslam ile bağdaşmayan diğer bazı guruplar da dahil olmaktadır.

Bu mezheplere kısaca temas edeceğiz. Bu gurupların üzerinde durduğu nokta: «imamiye» sıfatıdır. Çünkü bunların hepsi, Zeyd b. Ali (R.A.)`ın dediği gibi, imamın sıfatla tayin edilmeyip şahsen tayin edildiğini iddia ederler. Hz. Ali, Peygamber tarafından tayin edilmiştir. O da, Peygamber (S.A.V.)`in vasiyeti gereği, kendisinden sonra gelecek imamları tayin eder.

Bunlar, imamları «Vasiler» olarak adlandırırlar. imamiye mezhebinde olanlar, Hz. Ali (R.A.)’ın, Peygamber Efendimizden gelen açık ve kesin bir delille bizzat imam tayin edildiği, imamın, sıfatlarıyla tayin edilmediği hakkında ittifak etmişler ve şöyle demişlerdir :«Dünyada Halifeyi tayin etmekten daha önemli bir iş yoktur ki Resulullah (S.A.V.) İslam ümmetinin bu önemli işini kalbinde bulundurmayarak vefat etsin. Zira, Resulullah (S.A.V.) insanlar arasında­ki anlaşmazlıkları gidermek ve onların arasını bulmak için gönderilmiştir.

Resulullahın, insanları her birinin, diğerinin katılmayacağı bir yolda olacakları bir şekilde başıboş bırakarak vefat etmesi caiz değildir. Bilakis, kendisine başvurulacak bir kişiyi tayin etmesi, kendisine güvenilen ve itimat edilen birini açıkça halifeliğe tayin etmesi, ona vaciptir. İşte Resulullah`m tayin ettiği o şahıs, Hz. Ali`dir.»

İmamiler, Resulullah (S.A.V.) tarafından bizzat Hz. Ali (R.A.)’ın halife olarak tayin edildiğine delil olarak, doğru ve sahih olduğunu zannettikleri bazı hadisleri gösterirler. Bu hadisler şunlardır. «Ben kimin dostu isem Ali de onun dostudur. Ey Allah’ım Sen ona dost olana dost ol, düşman olana düşman ol.»

«Sizin en iyi hüküm, vereniniz Ali’dir.» Şiilere karşı çıkanlar, bu zikredilen delillerin, Resulullah’dan gelip gelmediği hususunda şüphe etmektedirler. İmamiye mezhebi mensupları, Peygamber Efendimiz (S.A.V.) zamanında görülen bazı hadiselerden de, Hz. Ali’nin, Peygamber tarafından halife tayin edildiğine dair deliller çıkarmaya çalışırlar,

Mesela: Resulullah (S.A.V.) hiçbir sahabeyi Hz. Ali’ye amir tayin etmemiştir. Hz. Ali, Resulullah’dan ayrı bulunduğu her harp ve müfreze harekatında amir kendisi olmuştur. Ebubekir, Ömer ve diğer sahabeler böyle değildirler. Çünkü onlar bazan amir olmuşlar, bazan da başkaları onlara amir tayin edilmiştir.

Bunun en güzel örneği; Hz. Ebubekir ve Ömer`in de içinde bulundukları ve Resulullah`m, başına komutan olarak Üsameyi tayin ettiği ordudur. Şiilerin, kendi inançlarına göre Peygamber Efendimiz (S.A.V.) Hz. Ebubekir ve Ömeri, Hz. Ali’ye vasiyet ettiği hilafet mevzuunda Ali`­ye karşı çıkmamaları için Üsamenin emri altındaki ordu ile gönder­miştir.

Yine Şiiler, Peygamber Efendimiz (S.A.V.), Hz. Ebubekir’i Hac için amir tayin ettiği vakit, Tevbe süresinin nazil olduğunu, Hac mevsiminde bu sureyi insanlara tebliğ etmek için Hz. Ali’yi gönderdiği., Haccın emiri olduğu halde Hz. Ebubekir`i vazifelendirmediğini de bu hususta delil olarak gösterirler.

Görüldüğü gibi İmamiler, doğru olduğuna inandıkları bir kısım haberleri ve nass mahiyetinde sandıkları bazı davranışları, Hz. Ali (R.A)`ın bizzat halife tayin edildiğine delil getirirler.

İslam alimlerinin çoğunluğu ise delil gösterilen bu haberlerin doğruluğunda ve kendilerinden hüküm çıkarılmak istenen icraatın sıhhatında imamilere muhalefet etmişlerdir.

İmamiler, Hz, Ali’nin nas yoluyla Resulullah`m halifesi olduğu hususunda ittifak ettikleri gibi, Hz. Ali’nin, Hz. Fatıma’dan doğma oğulları Hasan ve Hüseyin`in, Hz. Ali`den sonra sırasıyla, hilafete gelmesi icap eden vekiller oldukları hususunda da ittifak etmişler ancak, bunlardan sonra gelecek olan halifeler hakkında ihtilafa düşmüşlerdir. Hatta bu hususta yetmişten fazla fırkaya ayrıldıkları söylenilmektedir. Aralarında en büyük iki fırka isnaaşeriyye ve İsmailiyyedir.

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar

Nefs