Kadiri Yolu

 

Faiz (Riba) Hakkında Ayet ve Hadisler

Faiz (Riba) Hakkında Ayet ve Hadisler

İslam dini topluma ve insanlara zarar veren, adaletsizliği ve haksızlığa yol açan işlemleri haram saymıştır. Bu yanlış uygulamalardan biride faizdir. Faiz açık bir haksızlığa yol açan sermayeyi belli bir sınıfın elinde toplayan ve geniş halk kitlelerinin sömürülmesine yol açan bir araçtır. 

Arapçada artma çoğalma anlamına gelen riba kelimesi ile ifade edilen faiz verilen borcun geri ödenmesinde şart koşulan veya belli malların değişiminde elde edilen ve karşılığı bulunmayan farklılıktır. İslam’a göre verilen borçta alacaklının hakkı yalnızca ana paradır ve ana paraya eklenecek olan her türlü ilave faiz sayılmaktadır. Böylece bir haksızlığın yapılmasına hemde önlenmesi sağlanıp yapılacak yanlış işlemlere engel olunmuştur. 

Cahili toplumlarda faiz uygulaması zenginlerin elinde çok etkili bir silah olarak kullanılmaktadır. Alınan borç para altında ezilen borçlu artan borcun sonunda bütün mallarına haciz gelmekte ve eşyalarının satılmasıyla da Ailenin dağılmasına sebep olmaktadır. Mekke toplumunda insanların aldıklarını ödeyememeleri sonucunda köle olarak kalmalarına sebep oluyordu. Allah Faiz (Riba)nın oldukça yaygın olduğu bu toplumda, faiz yasağını bildiren ayetleri dört evrede indirerek toplumun bu hastalıktan temizlenmesini murat etmiştir. Faizle ilgili olarak ilk inen ayet Mekke’de inmiştir. 

Faizle İlgili Ayetler 

“Verdiğinin kat kat fazlasını kendisine ödemesi için Allah’a güzel bir borç (isteyene faizsiz ödünç) verecek yok mu? Darlık veren de bolluk veren de Allah’tır. Sadece O’na döndürüleceksiniz” Bakara / 245.

“Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların «Alım-satım tıpkı faiz gibidir» demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helal, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah’a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar.” Bakara / 275

“Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez.” Bakara / 276

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terk edin. Şayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resulü tarafından (faizcilere karşı) açılan savaştan haberiniz olsun. Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.” Bakara / 278-279

*-*

“Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah’tan sakının ki kurtuluşa eresiniz.” Al-i İmran / 130

“Yahudilerin zulmü sebebiyle, bir de çok kimseyi Allah yolundan çevirmeleri, men edildikleri halde faizi almaları ve haksız (yollar) ile insanların mallarını yemeleri yüzünden kendilerine (daha önce) helal kılınmış bulunan temiz ve iyi şeyleri onlara haram kıldık; ve içlerinden inkara sapanlara acı bir azap hazırladık.” Nisa / 160-161

“Andolsun ki Allah, İsrailoğullarından söz almıştı. (Kefil olarak) içlerinden on iki de başkan göndermiştik. Allah onlara şöyle demişti: Ben sizinle beraberim. Eğer namazı dosdoğru kılar, zekatı verir, peygamberlerime inanır, onları desteklerseniz ve Allah’a güzel borç verirseniz (ihtiyacı olanlara Allah rızası için faizsiz borç verirseniz) andolsun ki sizin günahlarınızı örterim ve sizi, zemininden ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkar yolunu tutarsa doğru yoldan sapmış olur.” Maide / 12

“ İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz. Allah’ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekata gelince, işte zekatı veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat arttıranlardır.” Rum / 39

*-*

Ayetlerde, faizin bereketsizliğini, zekatın fakirin hakkı olduğu ve Allah rızası için verildiğinde faziletine değinilmektedir. Allah’ın rızasının gözetilmesi gerektiği istenmiştir. Önceki ümmetlerde faiz yasaklanmıştır. İslam toplumunda da faizin vahyin son dönemlerde yasaklanmıştır ve mubah olan yollarda faizi bırakanlara gösterilmiştir.

Hadislerde Faiz (Riba)

Hz. Peygamber (Sav)’in Kur’an’ın faizle ilgili hükümlerini açıklamış ve nasıl uygulayacağını  göstermiştir. Resulullahın, faizin insanı helak eden büyük günahlardan olduğunu belirterek (Buhari,”Vesaya”,23) faizi yiyene, yedirene, yazana ve hepsinin günahta eşit olduğunu belirtmiştir. (Müslim, “Müsakat”, 106) 

Hz. Peygamber, “Faiz yoluyla mal çoğaltan hiç kimse yoktur ki, sonunda durumu (malında) azalmaya dönüşmesin” buyurmuştur (İbn Mace, “Ticarat”, 58).

Hz. Peygamber faize konu olabilecek peşin veya veresiye her türlü ticari işleme dikkat çekerek Cahiliye tefeciliğinin kökünü kazımayı hedeflemiştir.

İnsanların birbirlerine haklarının geçebileceği şüphesi uyandıran her konuda oldukça hassas davranmıştır. Faiz niyetiyle olmasa dahi borçlunun alacaklıya menfaat sağlaması veya hediye vermesi şeklinde gerçekleşen haksız kazançların da faize konu olabileceğini bildirmiştir. Ayrıca bugün çok uygulanan şekliyle faizli borç almanın yanı sıra bir malın kendi cinsinden mal ile veya bir paranın kendi cinsinden para ile aynı miktarda bile olsa vadeli satışını faize yol açacağı gerekçesiyle yasaklamıştır.

Hz. Peygamber faiz yasağının ayrıntılarını öğrettiği bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Altına karşılık altın, gümüşe karşılık gümüş, buğdaya karşılık buğday, arpaya karşılık arpa, hurmaya karşılık hurma, tuza karşılık tuz, eşit miktarda ve peşin olarak satılır. Her kim daha fazla verir veya alırsa muhakkak faiz uygulaması yapmıştır. Alanla veren bu hususta eşittir” (Müslim, “Müsâkāt”, 82). 

Hz. Peygamber bu malların değişimine ancak peşin ve tartılarının eşit olması halinde izin vermiştir. O dönemde iktisadın temel unsurları arasında bulunan bu maddelerdeki değişim genel olarak ekonomik değeri olan her mal için geçerlidir. Esasında Hz. Peygamber bu şekilde temel ihtiyaç ve ticaret maddelerinde söz konusu olan haksızlığın önüne geçerek, ticaretin can damarını faizden korumak istemiştir.

Hz. Peygamber’in Veda hutbesinde verdiği mesajlardan biri de hem o günün hem de günümüzün sorunlarından biri olan faiz konusu idi. Veda hutbesinde o, kumar, hırsızlık, rüşvet ve gasp gibi meşru olmayan kazanç yollarından biri olan faiz konusunda şöyle buyurmuştur: “İyi bilin ki Câhiliye dönemi faizi kesinlikle kaldırılmıştır! İlk kaldırdığım faiz de (amcam) Abbas b. Abdülmuttalib’in faizidir” (Müslim, “Hac”, 147).

*-*

Eba Said yolu ile gelen bir rivayette. Ebu Hureyre (ra) Resulullah (sav)’in şöyle buyurduğunu anlattı:

– «Miraca çıktığım gece, başımın üstünde, gök gürültüsü, yıldırım sesi duydum. Bir de şimşek çakması gördüm. Birtakım kimseler de, gördüm ki: Mideleri önlerine ev gibi çıkmıştı. İçinde yılanlar vardı, dıştan bakılınca görülüyordu.

Sordum:

Ya Cebrail, bunlar kimlerdir?

Şöyle dedi:

Bunlar faiz yiyenlerdir.»

Haris’in nakline göre Hz. All (ra) şöyle anlattı:

– Resulullah (s.a.v.) faiz yiyene, vekiline, şahidine ve katibine, dağlayana ve dağlatana, hulleciye ve kendisi için hulle yaptırana, zekatın verilmesine engel olana Allah’ın lanet etme olduğunu bildirdi.

Abdullah b Mesud (Ra). Resulullah (sav)’in şöyle buyurduğunu anlattı:

– Kulun haram olarak kazandığı maldan sadaka vermesine, hiç bir

sevap verilmez. Kendisine faydası dokunacak bir nafaka da veremez. Ondan geride bıraktığı do, ancak cehennemdeki ateşini artırır.”

İbn Mes’ud (ra) şöyle anlattı:

Biz ribaya düşmek korkusundan, on dokuz helali bıraktık. 

Aynı şeyi Hz. Ömer (ra)’in söylediği de rivayet edilmiştir.

Denilmiştir ki:

Bir beldede, zina ve riba açıktan yapılırsa ora harap olur.

Hz. Ali (ra) şöyle anlattı: 

– Bir kimse yapacağı işteki dini inceliklere vukuf peyda etmeden

Ticarete başlarsa, ribaya dalar. Sonra dalar. Sonra yine dalar.

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar