Kadiri Yolu

Lokmân Suresi 20-34. Ayetlerin Tefsiri

 Lokmân Suresi 20-34. Ayetlerin Tefsiri

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم


Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.

20. Allah'ın, göklerde ve yerdeki (nice varlık ve imkânları) sizin emrinize verdiğini, nimetlerini açık ve gizli olarak size bolca ihsan ettiğini görmediniz mi? Yine de, insanlar içinde, -bilgisi, rehberi ve aydınlatıcı bir kitabı yokken- Allah hakkında tartışan kimseler vardır.

21. Onlara «Allah'ın indirdiğine uyun» dendiğinde: Hayır, biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız, derler. Ya şeytan, onları alevli ateşin azabına çağırıyor idiyse!

22. İyi davranışlar içinde kendini bütünüyle Allah'a veren kimse, gerçekten en sağlam kulpa yapışmıştır. Zaten bütün işlerin sonu Allah'a varır.  

23. (Resûlüm!) İnkâr edenin inkârı seni üzmesin. Onların dönüşü ancak bizedir. İşte o zaman yaptıklarını kendilerine haber veririz. Allah kalplerde olanı şüphesiz çok iyi bilir.

24. Onları biraz faydalandırır, sonra kendilerini ağır bir azaba sürükleriz.

25. Andolsun ki onlara, «Gökleri ve yeri kim yarattı?» diye sorsan, mutlaka «Allah...» derler. De ki: (Öyleyse) övgü de yalnız Allah'a mahsustur, ama onların çoğu bilmezler.

26. Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır. Bilinmeli ki, asıl ganî ve övülmeye lâyık olan Allah'tır.

27. Şayet yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de arkasından yedi deniz katılarak (mürekkep olsa) yine Allah'ın sözleri (yazmakla) tükenmez. Şüphe yok ki Allah mutlak galip ve hikmet sahibidir.

28. (İnsanlar!) Sizin yaratılmanız ve diriltilmeniz, ancak tek bir kişinin yaratılması ve diriltilmesi gibidir. Unutulmasın ki, Allah her şeyi bilen ve görendir.

29. Bilmez misin ki Allah, geceyi gündüze ve gündüzü geceye katmaktadır. Güneşi ve ayı da buyruğu altına almıştır. Bunların her biri belli bir vâdeye kadar hareketine devam eder. Ve Allah, yaptıklarınızdan tamamen haberdardır.

30. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir; O'ndan başka taptıkları ise hiç şüphesiz bâtıldır. Gerçekten Allah çok yüce, çok uludur.

31. Size varlığının delillerini göstermesi için, Allah'ın lütfuyla gemilerin denizde yüzdüğünü görmedin mi? Şüphesiz bunda, çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır.

32. Dağlar gibi dalgalar onları kuşattığı zaman, dini tamamen Allah'a has kılarak (ihlâsla) O'na yalvarırlar. Allah onları karaya çıkararak kurtardığı vakit içlerinden bir kısmı orta yolu tutar. Zaten bizim âyetlerimizi, ancak nankör hâinler bilerek inkâr eder.  

33. Ey İnsanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ne babanın evlâdı, ne evlâdın babası nâmına bir şey ödeyemeyeceği günden çekinin. Bilin ki, Allah'ın verdiği söz gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmazsın ve şeytan, Allah'ın affına güvendirerek sizi kandırmasın.  

34. Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır.  

Lokmân Suresi 20-34. Ayetlerin  Tefsiri


20.  Allah'ın, göklerde ve yerdeki (nice varlık ve imkânları) sizin emrinize verdiğini, nimetlerini açık ve gizli olarak size bolca ihsan ettiğini görmediniz mi? Yine de, insanlar içinde, -bilgisi, rehberi ve aydınlatıcı bir kitabı yokken- Allah hakkında tartışan kimseler vardır.

İnsanın görebildiği ve göremediği şu alemde idrak ettiği ve edemediği birçok nimetin Allah tarafından kendine amade kılınmış olduğunu görmeden buna rağmen O’nun hakkında ellerinde her hangi bir delil, bilgi bulunmaksızın O’ndan gönderilmiş aydınlatıcı bir kitap olmasına rağmen, hali daha Allah’ın birliğine ve kulluğun sadece ona yapılması hususunda düştükleri tartışma ne aptallıktır. Eğer insan akıl, kalp, anlayış ve bilgi gibi gözle görülmeyen nimetlerden yoksunsa, Allah'ı inkar eder, Onun birliği ve sıfatları hususunda bilgisizce, anlamadan mücadele edip tartışması birçok nimeti verene karşı nankörlüktür. Görünmeyen bu nimetleri kendi içinde insanın kullanmasıyla o nimetleri tevhitle süslenip aşikar etmesi ile tüm şüphe ve hastalıkları gidermiş olur.  


21. Batıl yollara tevessül edip mücadele edenlere ellerinde hiçbir bilgi olmadan Allah hakkında tartışanlar vardır. Onlara «Allah'ın peygamberine indirdiğine kitaba tabi olup uyun» dendiğinde: Hayır, biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız, derler. Ya şeytan, onları alevli ateşin azabına çağırıyor idiyse!  Şeytan atalarının dinlerini onlara süslü göstermek ve onları saptırıp peşine takarak Alev Alev yanan cehennem azabına çağırmış olsa yine de ona mı uyacaklar Bu ne ahmaklıktır Bu ne şaşkınlıktır. 


22. Allah'ın emrine bağlanarak yasaklarından imtina edip kaçınırsa ve İyi davranışlar içinde kendini bütünüyle Allah'a ihsan üzere hareket edip kendini veren kimse, gerçekten en sağlam kulpa yapışmıştır. Zaten bütün işlerin sonu Allah'a varır.  


23. Allah'a yönelmeyip Kendini ona teslim etmeyerek (Resûlüm!) İnkâr edenin inkârı seni üzmesin. Onların dönüşü ancak bizedir. İşte o zaman yaptıklarını kendilerine haber veririz. Amellerinin karşılığını onlara, Biz bildiririz cezalarını veririz. Çünkü Yüce Allah kullarının kalplerinde neler gizlediklerini bilir ve buna uygun olarak onlara muamele eder. Allah kalplerde olanı şüphesiz çok iyi bilir.


24. Onları biraz faydalandırır, sonra kendilerini ağır bir azaba sürükleriz.  Dünya hayatında kısa bir süre onları geçindirir sonunda şiddetli korkunç nefislerinin tahammül edemeyeceği kaçınılmaz olan azaba onları mahkum eder. Onların azap çekmek zorunda bırakılmaları ve azaba mahkum edilmeleri bir şeyi yapmak zorunda kalan ve başka bir çaresi bulunmayan kimsenin haline benzetilmiştir. 


25. Ey Muhammed! Mekke kafirlerinden o müşriklere; Andolsun ki onlara, «Gökleri ve yeri kim yarattı?» diye sorsan, mutlaka «Allah...» derler. Bunu itirafa mecburdurlar. Onlara de ki: Delil aleyhinize gerçekleştiği ve iman delilleri açıkça ortaya Çıktığı için (Öyleyse) övgü de yalnız Allah'a mahsustur, ama onların (Müşriklerin) çoğu bilmezler.   


26. Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır. Bilinmeli ki, asıl ganî ve övülmeye lâyık olan Allah'tır. Kainatta ne varsa hepsi yüce Allah'ın mülkü mahluku ve idare ettiği şeylerdir. Kuşkusuz Allah yarattıklarına ve onların ibadetine muhtaç değildir yaptıklarını da ve nimetlerinde övgüye layıktır Allah hamd edenlerin hamdine muhtaç olmayan Gani’dir. Hamde layık olan Hamid’dir. İsterse hiç kimse ona hamd etmesin.


27.  Şayet yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de arkasından yedi deniz katılarak (mürekkep olsa) yine Allah'ın sözleri (yazmakla) tükenmez. Şüphe yok ki Allah mutlak galip ve hikmet sahibidir. Yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem olsa denizler yedi kat fazlası ile mürekkep olsa ve bu kalemler de bu mürekkepler yazı için kullanılırsa, Allah'ın kelimeleri tükenmez fakat kalemler ve mürekkepler bitip tükenir. Hiçbir şeyin acze düşüremediği azizdir. Muhakkak ki Allah yaratmasında fiillerinde şeraitinde ve bütün durumlarda hikmeti sonsuz ve hakimdir. Bu ayet Medine'de bulunan yahudi Hahamların sorusu üzerine inmiştir.


28. (İnsanlar!) Sizin yaratılmanız ve diriltilmeniz, ancak tek bir kişinin yaratılması ve diriltilmesi gibidir. Bir tek nefis yaratmak ve bir tek nefsi diriltmek gibi yani onun kudreti açısından çoğun veya azın farkı yoktur biriyle işle uğraşması bir başka işle uğraşmasından onu alıkoymaz. Unutulmasın ki, Allah her şeyi bilen ve görendir.  Şüphesiz ki Allah sözlerini işten Semi fiillerini gören Basir'dir. Bir tek kişinin durumunu nasıl görüyorsa nasıl sözlerini işitiyorsa, bütün mahlukatın da öyledir. Aynı şekilde onun kullarına Kadir olması bir tek nefse Kadir olması gibidir.


29. Bilmez misin ki Allah, geceyi gündüze ve gündüzü geceye katmaktadır. Yani bunları birbirinin içerisine son derece hassas bir düzene göre sokar adeta kaynaştırır. Güneşi ve ayı da buyruğu altına almıştır. Bunların her biri belli bir vâdeye kadar hareketine devam eder. Ve Allah, yaptıklarınızdan tamamen haberdardır.  Görünen de gizli olan da ona saklı kalmaz.


30. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir; O'ndan başka taptıkları ise hiç şüphesiz bâtıldır. Gerçekten Allah çok yüce, çok uludur. Allah bu zikredilenleri böyle yapmıştır Zira o gerçek bir ilahtır bunları yapmaya ancak onun gücü yetmektedir müşriklerin Allah'ı bırakıp da ilah olarak taptıkları diğer şeyler ise batıldır yok olmaya mahkumdur Allah bu Allah insanları böyle yapmıştır Zira o yücedir büyüktür Onun şanına yaraşan da budur.


31. Size varlığının delillerini göstermesi için, Allah'ın lütfuyla gemilerin denizde yüzdüğünü görmedin mi? Şüphesiz bunda, çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır. Ey akıllı görmüyor musun Allah’ın lütfu ve iradesiyle gemilerin denizde akıp gittiğini, eğer Allah dileseydi suya gemilerin taşıma kuvvetini vermeseydi gemiler yüzebilir miydi? Allah azze ve cellenin yaratış sanatındaki harikalıklarını, birliğini, kudretini gösteren delillerden bir tanesi olarak bunu yapmıştır. 


32. Dağlar gibi dalgalar onları kuşattığı zaman, Müşrikler denizde bulundukları sırada üzerlerine dağları andıran dalgalar gelip de onları örttüğünde, dini tamamen Allah'a has kılarak (ihlâsla) O'na yalvarırlar. Allah'tan başka kendilerini kurtaracak hiç kimse olmadığını anlayınca kurtulmak için başkasına değil sadece Allah'a dua ederler. Allah onları karaya çıkararak kurtardığı vakit içlerinden bir kısmı orta yolu tutar. Zaten bizim âyetlerimizi, ancak nankör hâinler bilerek inkâr eder. Nimetleri inkar edip onlara şükretmeyen hatta onları unutur gibi olan ve hatırına getirmeyen kimse gibi olur.


33. Ey İnsanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ondan korkarak takva sahibi olun buda onun kitabına uymak, namaz kılmak, zekat vermekle gerçekleşir. Ne babanın evlâdı, ne evlâdın babası nâmına bir şey ödeyemeyeceği günden çekinin. O günde baba oğlunun yerine hiç bir ödeme yapamayacaktır. Oğul da aynı şekilde olacaktır. Hatta canı karşılığında babasını kurtarmak istese bile bu ondan kabul edilmeyecektir. Bilin ki, Allah'ın verdiği söz gerçektir. Allah'ın öldükten sonra diriltmek, hesap ve cezaya dair tüm vaadleri olacaktır. Öyleyse sakın dünya hayatı sizi aldatmazsın ve şeytan, Allah'ın affına güvendirerek sizi kandırmasın.  


34. Kıyamet vakti hakkındaki ne zaman kopacağı bilgi, ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Erkek midir dişi midir hilkatı tam mıdır eksik midir ve buna benzer bütün hususları eksiksiz bir bilgi ile bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Kişi bir yerde ikamet etmeye başlar tam anlamıyla oraya yerleşmiştir bir daha buradan ayrılmayacağını düşünür, fakat kader onu hatırına gelmeyecek bir başka yerlere alır götürür ve nihayet tahmin edemeyeceği bir yerde ölü verir.  Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir Allah gaybları gizlilikleri bilen Alimdir, her şeyden haberdardır.  Olanı ve olacağı bilen de Habir'dir.


   




Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

أحدث أقدم

Öne Çıkanlar

Nefs