Seyr-i Sülukten Kaçma Hastalığı Ve “Büyük İşler” Aldanması
Seyr-i sülûkten kaçma, “hiçbir şey yapmıyorum”, “Allah için büyük işler gerekir, cihada çıkmak lâzım” gibi düşüncelerin şeytanın ve nefsin salike kurduğu en tehlikeli tuzaklardan biri olduğunu tasavvuf büyükleri açıkça ifade etmişlerdir. Seyr-i sülûk yolunda salikin önüne çıkan en büyük tuzaklardan biri, nefsin fısıldadığı şu aldatıcı düşüncedir:
“Sen büyük işler için yaratıldın; bu zikirle, rabıta ile, hizmetle vakit kaybediyorsun. Allah için cihad etmek gerekir; böyle küçük amellerle uğraşma.”
Bu söz kulağa yüksek görünse de gerçekte nefsin en sinsi hilelerinden biridir. Tasavvuf büyükleri buna “büyüklük vehmi”, “manevî kibir”, “hizmetten kaçış” veya “seyrden firar” demiştir.
Büyükler: “Nefs seni büyük işlere değil, kendi hevasına çağırır.”
İmam Kuşeyrî (ks.)
“Nefis, saliki daima yapamayacağı şeylere teşvik eder; maksadı onu yapabileceği şeylerden de mahrum bırakmaktır.”
Yani nefis, “cihad et, ümmeti kurtar” diyerek seni kandırır; aslında küçük bir virdi bile yaptırmak istemez.
Abdülkadir Geylânî (ks.)
“Nefs, sana dağa çıktığında da hükmetmek ister; mağarada tek başına kaldığında da… Onun için ilacın: şeriat ve hizmet içinde ezilmektir.”
Büyük cihad (nefisle cihad) gerçekleşmeden küçük cihadın (harb) kalıcı olmayacağını beyan eder.
İmam Rabbânî (ks.)
“Nefis, yüksek makamlara sıçramak ister ama ilk kapının eşiğinden bile içeri giremez. Onu ilk kapıda tutmak en büyük cihaddır.”
“Seyr-i sülûk yerine büyük işler yapmak” düşüncesi, şeytanın oyunudur
Cüneyd-i Bağdâdî (ks.)
“Şeytan, abidin ibadetine karışamazsa ona daha üstün görünen amelleri gösterir; maksadı onu istikrardan düşürmektir.”
Yani şeytan; zikir, murakabe, nefis muhasebesi gibi amelleri küçültür; “Sen büyük düşün” diye kışkırtır.
İbn Atâullah el-İskenderî (ks.)
“Seni Allah’a ulaştıracak amel, şu anda önünde durandır.
Nefsin ise seni başka amellere yönlendirerek mevcut imkânı senden çalmak ister.”
Sufiler buna “elindeki küçük hakikatten kaçıp hayalî büyük hakikate koşmak” derler.
Sahih tasavvuf: “Cihadın da kapısı kalptir.”
Tasavvuf büyükleri ittifakla şöyle demiştir:
“Kalbini temizleyemeyen, Allah için savaşamaz.”
İmam Gazâlî (rh.)
“Nefsi emmâre galip olanın kılıcıyla yaptığı savaş, din için değil nefsi içindir.”
Yani dış cihadın hakiki olabilmesi için iç cihadın tamamlanması şarttır.
“Hiçbir şey yapmıyorum” düşüncesi, nefsin moral bozma hilesidir
Hasan-ı Basrî (rh.)
“Nefis sana yaptığını az gösterir ki yaptığını terk edesin.”
Bâyezîd-i Bistâmî (ks.)
“Az zikirle ısrar eden, çok zikre ulaşır.
Azdan utandırmak şeytanın işidir.”
Salik bazen 1 tesbih kadar bile küçük gördüğü bir amelle yükselebilir.
Seyr-i sülûkten kaçma bir “firar”dır ve büyük bir düşüştür
Sülemî (ks.)
“Yoldan kaçan, nefsinin dostu olur.
Nefsine dost olan ise şeytanın kardeşi olur.”
Mevlânâ Celaleddin Rûmi
“Nefisten kaçmak ‘cihad’ diye görünür;
fakat hakiki cihad nefse karşı olan cihaddır.”
Tasavvuf ehli der ki:
“Henüz sabah namazını cemaatle kılamayan, cihad meydanında sabit duramaz.”
En büyük emanet: istikrar ve devam
İbn Atâullah (ks.)
“Seyr-i sülûkten kaçış, varidatı kaybetmenin ilk sebebidir.”
Hâris el-Muhâsibî (ks.)
“Sülûk terk edilince kalb ölür;
ölünün cihada gitmesi nasıl mümkün olur?”
Sufi büyüklerinin tavsiyesi:
1. Dersine devam et
3. Sohbetten kopma
4. Hizmeti küçük görme
5. ‘Büyük işler yapacağım’ diyen nefse sakın aldanma
Cüneyd-i Bağdâdî (ks.)
“Bu yol, adım adım yürüyenlerindir.
Sıçrayarak gitmek isteyen, uçurumdan düşer.”
“BÜYÜK İŞLER” DİYE YOLU TERK ETMEK, NEFSİN OYUNUDUR
Seyr-i sülûk yolunu terk etmek isteyenlerin çoğu, “büyük hedefler”, “ümmet için büyük işler” gibi aslında nefsin ürettiği gurur cümlelerine aldanırlar.
Hâlbuki tasavvuf büyükleri der ki:
“Allah yolunda en büyük amel, istikrardır.”
(İmam Rabbânî)
Ve:
“Küçük adımda sadâkat, büyük adımın kapısıdır.”
(Sühreverdî)
Dolayısıyla seyr-i sülûkten kaçmak, kişiyi hem kendi nefsine, hem şeytana hem de dünyevî aldanışlara teslim eder.

Yorum Gönder
İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...