Kadiri Yolu
Tasavvuf Kısmet Açma değil Hakka Vüsûl Yoludur


Tasavvuf Kısmet Açma değil Hakka Vüsûl Yoludur


Tasavvuf Yolunda Kısmetini Ve Rızkını Açmaya Çalışanlar, Değeri Nasıl Göstereceklerini Bilmeden Yerinde Sayıp Nefsin Kötülüklerinden Kurtulamazlar…

İnsanlar hangi gözle bakıyorlar bilmem ama bize de değer veriyorlar.

Değer verilmek güzel, gösterilen değere değmek ve onu taşıyabilmek daha da güzel. 

Gel gör ki o verilen değere Değen biri değiliz o hal ve makam bizde yoktur. 

Bize düşen doğruyu söylemek, değer bizim gibilerin bedeninde işkence çeker. 

Değer verenler kime değer vereceklerini bilemeden değer verir olmuşlar. 

Nasıl bilsinler ki, dışı başka içi başka, birlenmemiş olan bir sürü değerli görünen insan var. 

Değer vereceğin insan nefsine iltifat eden olmamalı. 

Nefsinin de iltifat ettiklerinin peşinde koşan da olmalı. 

Hakk Aşıkları şöyle demişler:

Ruhuma ne gündüz, nede gece ferahlık var 

Gökyüzünde yıldızlar ve ay başkaymış banane 

Geceler uzunmuş kısaymış bana ne…. 

—-*—

Aşkımı Maşuka sunamadıktan sonra  

Ona kavuşuncaya kadar rahat yoktur bana…

—-*— 

Hak aşkının çırasını yakanlar 

Hiçbir şeyi hatırlamazlar 

Etrafında vara veya yoka bakmazlar 

Allah’ın nurlandırdığı bir gönül Onun aşk nurundan gıdalanır. 

Bela gelse acısını duymaz 70 Kılıç darbesi vursalar aşk ona acıyı ulaştırmaz.

—-*—

Evet kardeşlerim kolay olmayan bir yoldur bu yol, Bugün içini ve dışını Tevhid ile birleyememiş sahtekarlar şeyhlik yapmaktadır. (İçlerinde istisna olanlar vardır) Mürid olunamadan bir bakmışsın ki “post” davası güdülür olmuş. E kolay değildir.

Aşk olmayınca herkese kâr verilmez.  

Uyan ey Mürai! hesap var ölüm var huzurda dilin sussa uyrukların konuşacak hatandan dön şeyhlik senin benim neyime. Kapımızı bulduk seyri sülukumuzu derviş olarak devam ettirelim. Kapıya nefsi emmarelikle ve nefsi Levvame ile devam etmeyelim. Kimseye yük olmayalım, yalan konuşmayalım, fakire hor bakmayalım onlarla ilgilenelim sıkıntılarını halledelim. Zenginlerin yanında eğilip bükülüp dalkavukluk yapmayın. Aşkla zikri daimi için, derslerimize ve virtlerimize özenle devam edelim. Kur’an’ı okumaktan geri durmayalım, sünnete tabi olalım, şeyhin misyonunu iyi kavrayıp ona göre onunla muhatap olalım. 

Tasavvuf yoluna girmiş olmasına rağmen kısmetim kapalı diyen,

Hangi ayetten istifade edilir deyip sırrını araştıran,

Ey kişi! Bir yerlerde eksiklik var göremez misin?

Ey zavallı! Senin kısmeti, rızkını ayetler açmaz Allah azze celle acar.

Hep şikayet üzere tasavvuf mu olur! Şikayetlerinle Tevhidi bozarsın anlamaz mısın?  

Bu yol yokluk ve fakırlık yoludur. (Fakirliği iyi anlamak gerekir) 

Zenginlik isteyenin yanlış yerde durması, doğru yerde duranlara züldür.

Tasavvuf Kur’an ve Sünnete Teslimiyet… Tevekkül… Yokluk… Sabır… Tevbe… Zikir… İbadet üzere olur.

Dil dünyaya tutulur, gönül çalışır. Beden ibadetle yoğrulur işte o zaman olur.

Konuya devam;

Kişi sülukunu bitirmiş hırkayı şeyhinin elinden giymiş olmalı. 

İnsanların elindekine bakmayan dünyayı boşayan olmalı.

Halvetine çekilmiş insanların içine karış emri gelmeden halktan uzak olmalı.

Daimi zikir ile Aşık olduğunun ismini anan O’nun hoşlanacağı amelleri işler olmalı. 

Olmalı, Olmalı ki Ölmeli! 

İşte o zaman değer eden olsun. 

müteşeyyihlerin, 'sahtekarların ve göründüğü gibi olmayanların' emdikleri kan samimi şu gariplerin kanıdır. 

Allah bu gibi kimseleri gariplerin gönüllerinde taşıdıkları aşkı istismar etmekten uzaklaştırsın.. 

Hazırlayan: Mahmud Erol


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar