Kadiri Yolu

 

Allah’a Karşı Minnettarlık Hakkında Ayetler

Allah’a Karşı Minnettarlık Hakkında Ayetler

Araf Suresi 205. Ayet

وَاذْكُرْ رَبَّكَ ف۪ي نَفْسِكَ تَضَرُّعًا وَخ۪يفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالْاٰصَالِ وَلَا تَكُنْ مِنَ الْغَافِل۪ينَ

Veżkur rabbeke fî nefsike tedarru’an veḣîfeten vedûne-lcehri mine-lkavli bilġuduvvi vel-âsâli velâ tekun mine-lġâfilîn(e)

 

“Sabah akşam demeden, kendi içinden, korkarak ve yalvararak, alçak sesle Rabbini an ve gafillerden olma.”


Araf suresi 55. Ayet

اُدْعُوارَبَّكُمْتَضَرُّعًاوَخُفْيَةًۜاِنَّهُلَايُحِبُّالْمُعْتَد۪ينَۚ

Ud’û rabbekum tedarru’en veḣufye(ten) innehu lâ yuhibbu-lmu’tedîn(e)

 

 

“Rabbinize yalvara yalvara ve gizlice dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez.”


Furkan Suresi 64. Ayet

 

وَالَّذ۪ينَيَب۪يتُونَلِرَبِّهِمْسُجَّدًاوَقِيَامًا

Velleżîne yebîtûne lirabbihim succeden vekiyâmâ(n)

 

 

“Ve onlar ki, Rablerine secdeler ve kıyamlar ederek yatarlar.”


Furkan Suresi 73. Ayet

 

وَالَّذ۪ينَاِذَاذُكِّرُوابِاٰيَاتِرَبِّهِمْلَمْيَخِرُّواعَلَيْهَاصُمًّاوَعُمْيَانًا

Velleżîne iżâ żukkirû bi-âyâti rabbihim lem yeḣirrû ‘aleyhâ summen ve’umyânâ(n)

 “Kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığında ise, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar.”


Saffat Suresi 182. Ayet

وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ

Velhamdu li(A)llâhi rabbi-l’âlemîn(e)

“Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.”


Lokman Suresi 12. Ayet

وَلَقَدْ اٰتَيْنَا لُقْمٰنَ الْحِكْمَةَ اَنِ اشْكُرْ لِلّٰهِۜ وَمَنْ يَشْكُرْ فَاِنَّمَا يَشْكُرُ لِنَفْسِه۪ۚ وَمَنْ كَفَرَ فَاِنَّ اللّٰهَ غَنِيٌّ حَم۪يدٌ

Velekad âteynâ lukmâne-lhikmete eni-şkur li(A)llâh(i) vemen yeşkur fe-innemâ yeşkuru linefsih(i) vemen kefera fe-inna(A)llâhe ġaniyyun hamîd(un)

“Andolsun ki biz, Lokman’a “Allah’a şükret!” diye hikmet verdik. Kim şükrederse kendi iyiliğine eder. Kim de nankörlük ederse, şüphesiz ki Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, daima övülmeye layıktır.”



Zümer Suresi 9,10. Ayetler

اَمَّنْهُوَقَانِتٌاٰنَٓاءَالَّيْلِسَاجِدًاوَقَٓائِمًايَحْذَرُالْاٰخِرَةَوَيَرْجُوارَحْمَةَرَبِّه۪ۜقُلْهَلْيَسْتَوِيالَّذ۪ينَيَعْلَمُونَوَالَّذ۪ينَلَايَعْلَمُونَۜاِنَّمَايَتَذَكَّرُاُو۬لُواالْاَلْبَابِ۟

Emmen huve kânitun ânâe-lleyli sâciden ve kâ-imen yahżeru-l-âḣirate ve yercû rahmete rabbih(i)kul hel yestevî-lleżîne ya’lemûne velleżîne lâ ya’lemûn(e) innemâ yeteżekkeru ulû-l-elbâb(i)

قُلْ يَا عِبَادِ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا رَبَّكُمْۜ لِلَّذ۪ينَ اَحْسَنُوا ف۪ي هٰذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةٌۜ وَاَرْضُ اللّٰهِ وَاسِعَةٌۜ اِنَّمَا يُوَفَّى الصَّابِرُونَ اَجْرَهُمْ بِغَيْرِ حِسَابٍ

Kul yâ ‘ibâdi-lleżîne âmenû-ttekû rabbekum lilleżîne ahsenû fî hâżihi-ddunyâ hasene(tun) ve ardu(A)llâhi vâsi’a(tun) innemâ yuveffâ-ssâbirûne ecrahum biġayri hisâb(in),

“Yoksa o, gece saatlerinde kalkan, secdeye kapanıp, kıyama durarak daima vazifesini yapan, ahireti hesaba katan ve Rabbinin rahmetini uman kimse gibi olur mu? De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar. Ey Muhammed! Tarafımdan söyle: “Ey iman eden kullarım! Rabbinizden korkun. Bu dünyada güzellik yapanlara bir güzellik vardır. Allah’ın yeryüzü geniştir. Ancak sabredenlere mükafatları hesapsız ödenecektir.”



Nahl Suresi 114. Ayet  

فَكُلُوامِمَّارَزَقَكُمُاللّٰهُحَلَالًاطَيِّبًاۖوَاشْكُرُوانِعْمَتَاللّٰهِاِنْكُنْتُمْاِيَّاهُتَعْبُدُونَ

Fekulû mimmâ razekakumu(A)llâhu halâlen tayyiben veşkurû ni’meta(A)llâhi in kuntum iyyâhu ta’budûn(e)

“Artık Allah’ın size rızık olarak verdiği şeylerden helal ve temiz olarak yiyin. Allah’ın nimetine şükredin, eğer gerçekten O’na ibadet edecekseniz.”
Nahl Suresi 48,49,50. Ayetler

اَوَلَمْيَرَوْااِلٰىمَاخَلَقَاللّٰهُمِنْشَيْءٍيَتَفَيَّؤُ۬اظِلَالُهُعَنِالْيَم۪ينِوَالشَّمَٓائِلِسُجَّدًالِلّٰهِوَهُمْدَاخِرُونَ

Eve lem yerav ilâ mâ ḣaleka(A)llâhu min şey-in yetefeyyeu zilâluhu ‘ani-lyemîni ve-şşemâ-ili succeden li(A)llâhi vehum dâḣirûn(e)

وَلِلّٰهِيَسْجُدُمَافِيالسَّمٰوَاتِوَمَافِيالْاَرْضِمِنْدَٓابَّةٍوَالْمَلٰٓئِكَةُوَهُمْلَايَسْتَكْبِرُونَ ۩

Veli(A)llâhi yescudu mâ fî-ssemâvâti vemâ fî-l-ardi min dâbbetin velmelâ-iketu vehum lâ yestekbirûn(e)

يَخَافُونَرَبَّهُمْمِنْفَوْقِهِمْوَيَفْعَلُونَمَايُؤْمَرُونَ۟

Yeḣâfûne rabbehum min fevkihim veyef’alûne mâ yu/merûn(e)

 “Onlar, Allah’ın yarattığı birtakım şeyleri görmediler mi ki? Gölgeleri Allah’ın kudretine boyun eğip secde ederek, sağa sola döner, dolaşır.(48) Göklerde ve yer yüzünde bulunan canlılar ve bütün melekler, kibirlenmeden Allah’a secde ederler.(49) Kendilerine hakim olan Rabblerinden korkarlar ve emrolundukları her şeyi yaparlar.(50)”


Mu’minun Suresi 78. Ayet

وَهُوَ الَّذ۪ٓي اَنْشَاَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْاَبْصَارَ وَالْاَفْـِٔدَةَۜ قَل۪يلًا مَا تَشْكُرُونَ

Vehuve-lleżî enşee lekumu-ssem’a vel-ebsâra vel-ef-ide(te) kalîlen mâ teşkurûn(e)

 

“Halbuki sizin için o kulağı, o gözleri ve o gönülleri yaratan O’dur. Ne de az şükrediyorsunuz!”


Secde Suresi 15,16,17. Ayetler

اِنَّمَا يُؤْمِنُ بِاٰيَاتِنَا الَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِّرُوا بِهَا خَرُّوا سُجَّدًا وَسَبَّحُوا بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ ۩

İnnemâ yu/minu bi-âyâtinâ-lleżîne iżâ żukkirû bihâ ḣarrû succeden vesebbehû bihamdi rabbihim vehum lâ yestekbirûn(e)

تَتَجَافٰى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفًا وَطَمَعًاۘ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ

Tetecâfâ cunûbuhum ‘ani-lmedâci’i yed’ûne rabbehum ḣavfen vetame’an vemimmâ razeknâhum yunfikûn(e)

فَلَا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَٓا اُخْفِيَ لَهُمْ مِنْ قُرَّةِ اَعْيُنٍۚ جَزَٓاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

Felâ ta’lemu nefsun mâ uḣfiye lehum min kurrati a’yunin cezâen bimâ kânû ya’melûn(e)

“Bizim âyetlerimize öyle kimseler iman eder ki, onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbih ederler de büyüklük taslamazlar.(15) Onların yanları yataklardan uzaklaşır, korku ve ümid içinde Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan hayıra sarfederler.(16) Şimdi hiç kimse kendileri için, yaptıklarına karşılık gözler aydınlığı olacak şeylerden neler gizlenmiş olduğunu bilemez.”

Rum Suresi 31,32. Ayetler

مُن۪يب۪ينَ اِلَيْهِ وَاتَّقُوهُ وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَلَا تَكُونُوا مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۙ

Munîbîne ileyhi vettekûhu veakîmû-ssalâte velâ tekûnû mine-lmuşrikîn(e)

مِنَ الَّذ۪ينَ فَرَّقُوا د۪ينَهُمْ وَكَانُوا شِيَعًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَدَيْهِمْ فَرِحُونَ

Mine-lleżîne ferrakû dînehum vekânû şiye’â(an) kullu hizbin bimâ ledeyhim ferihûn(e)

“Başkasından geçerek hep O’na gönül verin ve Ondan sakının. Namaza devam edin ve müşriklerden olmayın.(31) O müşriklerden (olmayın ki) onlar, dinlerini ayırıp öbek öbek olmuşlardır. Her grup kendilerindekine güvenmektedir.(32)”

Bakara Suresi 152. Ayet

فَاذْكُرُون۪ٓي اَذْكُرْكُمْ وَاشْكُرُوا ل۪ي وَلَا تَكْفُرُونِ۟

Feżkurûnî eżkurkum veşkurû lî velâ tekfurûn(i)

“O halde beni anın, ben de sizi anayım. Bana şükredin de nankörlük etmeyin.”


 Bakara Suresi 172. Ayet

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَاشْكُرُوا لِلّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ

Yâ eyyuhe-lleżîne âmenû kulû min tayyibâti mâ razeknâkum veşkurû li(A)llâhi in kuntum iyyâhu ta’budûn(e)

“Ey iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların hoş ve temiz olanlarından yiyin ve Allah’a şükredin, eğer yalnız O’na kulluk ediyorsanız.”

Enfal Suresi 29. Ayet

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ تَتَّقُوا اللّٰهَ يَجْعَلْ لَكُمْ فُرْقَانًا وَيُكَفِّرْ عَنْكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْۜ وَاللّٰهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظ۪يمِ

Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû in tettekû(A)llâhe yec’al lekum furkânen veyukeffir ‘ankum seyyi-âtikum veyaġfir lekum va(A)llâhu żû-lfadli-l’azîm(i)

 "
Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, O, size bir furkan (hakkı batıldan ayırdedecek bir anlayış) verir ve günahlarınızı örtbas eder, sizi bağışlar. Allah büyük lütuf sahibidir.”

Al-i İmran Suresi 162,163. Ayetler

اَفَمَنِ اتَّبَعَ رِضْوَانَ اللّٰهِ كَمَنْ بَٓاءَ بِسَخَطٍ مِنَ اللّٰهِ وَمَأْوٰيهُ جَهَنَّمُۜ وَبِئْسَ الْمَص۪يرُ

Efemeni-ttebe’a ridvâna(A)llâhi kemen bâe biseḣatin mina(A)llâhi veme/vâhu cehennem(u) vebi/se-lmasîr(u)

هُمْدَرَجَاتٌعِنْدَاللّٰهِۜوَاللّٰهُبَص۪يرٌبِمَايَعْمَلُونَ۟

Hum deracâtun ‘inda(A)llâh(i) va(A)llâhu basîrun bimâ ya’melûn(e)

“Allah’ın rızasına uyan kimse, Allah’ın hışmına uğrayan ve varacağı yer cehennem olan kimse gibi midir? Varış yeri olarak ne kötüdür orası!(162) Onlar (insanlar) Allah katında derece derecedirler. Allah, onların yaptıklarını görmektedir.(163)”

Nisa Suresi 147. ayet

  مَايَفْعَلُاللّٰهُبِعَذَابِكُمْاِنْشَكَرْتُمْوَاٰمَنْتُمْۜوَكَانَاللّٰهُشَاكِرًاعَل۪يمًا

Mâ yef’alu(A)llâhu bi’ażâbikum in şekertum veâmentum vekâna(A)llâhu şâkiran ‘alîmâ(n)

“Eğer şükreder ve iman ederseniz Allah size azabı ne yapar? Allah, şükredenlerin mükafatını veren ve her şeyi bilendir.”

Hadid Suresi 16. Ayet

اَلَمْيَأْنِلِلَّذ۪ينَاٰمَنُٓوااَنْتَخْشَعَقُلُوبُهُمْلِذِكْرِاللّٰهِوَمَانَزَلَمِنَالْحَقِّۙوَلَايَكُونُواكَالَّذ۪ينَاُو۫تُواالْكِتَابَمِنْقَبْلُفَطَالَعَلَيْهِمُالْاَمَدُفَقَسَتْقُلُوبُهُمْۜوَكَث۪يرٌمِنْهُمْفَاسِقُونَ

Elem ye/ni lilleżîne âmenû en taḣşe’a kulûbuhum liżikri(A)llâhi vemâ nezele mine-lhakki velâ yekûnû kelleżîne ûtû-lkitâbe min kablu fetâle ‘aleyhimu-l-emedu fekaset kulûbuhum ve keśîrun minhum fâsikûn(e)

“İnananlar için hâlâ vakit gelmedi mi ki, kalbleri Allah’ın zikrine ve inen hakka saygı duysun ve bundan önce kendilerine verilmiş, sonra üzerlerinden uzun zaman geçmekle kalbleri katılaşmış, çoğu da yoldan çıkmış kimseler gibi olmasınlar?”

Hac Suresi 32. Ayet

ذٰلِكَۗوَمَنْيُعَظِّمْشَعَٓائِرَاللّٰهِفَاِنَّهَامِنْتَقْوَىالْقُلُوبِ

Żâlike vemen yu’azzim şe’â-ira(A)llâhi fe-innehâ min takvâ-lkulûb(i)

 “Bu böyledir; kim Allah’ın nişanelerine, kurbanlıklarına saygı gösterirse, şüphesiz o kalblerin takvasındandır.”

Hac Suresi 34,35. Ayetler

وَلِكُلِّاُمَّةٍجَعَلْنَامَنْسَكًالِيَذْكُرُوااسْمَاللّٰهِعَلٰىمَارَزَقَهُمْمِنْبَه۪يمَةِالْاَنْعَامِۜفَاِلٰهُكُمْاِلٰهٌوَاحِدٌفَلَهُٓاَسْلِمُواۜوَبَشِّرِالْمُخْبِت۪ينَۙ

Velikulli ummetin ce’alnâ menseken liyeżkurû-sma(A)llâhi ‘alâ mâ razekahum min behîmeti-l-en’âm(i) fe-ilâhukum ilâhun vâhidun felehu eslimû(k) vebeşşiri-lmuḣbitîn(e)

اَلَّذ۪ينَاِذَاذُكِرَاللّٰهُوَجِلَتْقُلُوبُهُمْوَالصَّابِر۪ينَعَلٰىمَٓااَصَابَهُمْوَالْمُق۪يمِيالصَّلٰوةِۙوَمِمَّارَزَقْنَاهُمْيُنْفِقُونَ

Elleżîne iżâ żukira(A)llâhu vecilet kulûbuhum va-ssâbirîne ‘alâ mâ esâbehum velmukîmî-ssalâti vemimmâ razeknâhum yunfikûn(e)

“Her ümmet için Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerine O’nun adını ansınlar diye bir mabed yapmışızdır. Hepinizin ilâhı bir tek ilâhtır. Onun için yalnız O’na teslim olan müslümanlar olun. (Ey Muhammed!) Allah’a itaat eden alçak gönüllüleri müjdele.(34) Ki Allah anıldığı vakit onların kalpleri titrer. Onlar başlarına gelene sabreden, namaz kılan kimselerdir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar.(35)”



Hucurat Suresi 13. Ayet

يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَاُنْثٰى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَٓائِلَ لِتَعَارَفُواۜ اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰيكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ عَل۪يمٌ خَب۪يرٌ

Yâ eyyuhâ-nnâsu innâ ḣalaknâkum min żekerin ve unśâ ve ce’alnâkum şu’ûben ve kabâ-ile lite’ârafû inne ekramekum ‘inda(A)llâhi etkâkum inna(A)llâhe ‘alîmun ḣabîr(un)

“Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O’ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, herşeyden haberdar olandır.”

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs