Kadiri Yolu

 

Kutsal Ahid Sandığı

Kutsal Ahid Sandığı

Kutsal sayılan bu sandık, çeşitli isimler de anılmıştır. “Hatırlatma sandığı”, “Ahit sandığı” , “Yehova’nın sandığı” ve “Kefaret kapağı” olarak muhtelif isimlerle adlandırılır.

Kur’an’da “tabut” diye de geçmektedir. “ Peygamberleri onlara “Onun hükümdarlığının alameti, içinde rabbinizden bir sekinet, Musa ve Harun ailelerinin bıraktıklarından bir bakiye bulunan ve meleklerin taşıdığı tabutun (sandığın) size gelmesidir” dedi. Gerçekten inanıyorsanız bilin ki, bunda sizin için büyük bir işaret vardır.” Bakara Suresi. 248.

Ahit Sandığının Yapılışı:

Kitab-ı mukaddes’te göre ahit sandığının şekli ve ölçüleri Tanrı tarafından bildirilmiştir. Ahit Sandığı 111 cm uzunluğunda, 67 cm genişliğinde ve 67 cm yüksekliğindeydi. Akasya ağacından yapılmıştı, hem içten hem de dıştan saf altınla kaplanmış ve altın bir kenar süsüyle süslenmişti. Kapağı saf altındandı ve üstünde her iki uca yerleştirilmiş iki altın kerubi bulunuyordu. Kerubiler karşılıklı duruyordu ve yüzleri kapağa dönüktü, kanatları ise yukarıya doğru açılıyor ve kapağın üzerini örtüyordu. Sandığın ayaklarının yukarısında dört altın halka vardı. Akasya ağacından yapılmış ve altınla kaplanmış sırıklar bu halkalardan geçiriliyordu ve Ahit Sandığı bu sırıklarla taşınıyordu (Çıkış 25:10-21; 37:6-9).

Ahit Sandığının İçinde Neler Vardı:

On Emrin yazılı olduğu taş levhalar Ahit Sandığına konan ilk eşyalardı (Çıkış 40:20). İçinde man bulunan altın testi ve “Harun’un tomurcuklanmış asası” da sonradan sandığa eklendi (İbraniler 9:4; Çıkış 16:33, 34; Sayılar 17:10). Fakat bir noktada bu testi ve asa Ahit Sandığından çıkarıldı, çünkü sandık mabede taşındığında içinde testi ve asa yoktu (1. Krallar 8:9).

Ahit Sandığı Nasıl Taşınıyordu:

Ahit Sandığı akasya ağacından yapılmış sırıklar vasıtasıyla Levioğulları tarafından omuzda taşınıyordu (Sayılar 7:9; 1. Tarihler 15:15). Sırıklar her zaman Ahit Sandığına bağlıydı, böylece Levioğullarının sandığa dokunması gerekmiyordu (Çıkış 25:12-16). Ahit Sandığı taşınacağı zaman, Kutsal Yerle En Kutsal Yeri ayıran “bölme perdesi” sandığın üzerine örtülüyordu (Sayılar 4:5, 6).

Ahit Sandığı İsrâiloğulları İçin Neyi Temsil Ediyordu:

Ahid sandığı İsrâiloğulları için büyük önem taşıyordu. Ona yaklaşmak hem yasaktı, hem de ölümle sonuçlanıyordu (bk. İkinci Samuel, 6/1-11; Birinci Tarihler, 13/1-14). İsrâiloğulları Tanrı’nın ve O’nun kudretinin sembolü, Tanrı’nın kendileriyle olan beraberliğinin bir nişanesi şeklinde kabul ettikleri sandığı devamlı surette yanlarında taşımışlar, sıkıntılı anlarında ondan medet ummuşlardır.

Ahit Sandığına Ne Olmuştur:

Ahid sandığı Hz. Musa’dan sonra Harun’un yanında kalmış, daha sonra gelenler de onu korumuş, bir ara Filistiler’in eline geçmiş, ancak Tâlût (Saul) zamanında geri alınmıştır. Bu sandık Dâvûd tarafından sarayda muhafaza edilmiş, Süleyman ise onu mabedin “kudsü’l-akdes” denilen bölümüne yerleştirmiş fakat sandığı açtırdığında içinde sadece iki taş levha bulunduğu görülmüştür (bk. Birinci Krallar, 8/9). Buhtunnasr mabedi tahrip ettikten sonra ahid sandığı kaybolmuştur. Sandığın daha sonraki durumu ise bilinmemektedir.

Ahit Sandığı Hakkında İslami Kaynaklarda Ne Anlatılmaktadır:

Kaynaklarda Tabut hakkında çok farklı rivayetler vardır. Hepsindeki ortak nokta şudur ki; Hz. Musa (as)’ın vefatından sonra, Yahudiler Allah’a isyan etmeye, hak yoldan çıkmaya başladılar. Bu sebeple Allah Amalikaları onlara musallat etti ve sandığı onlardan aldılar. Nihayet Talut’un melikliğine bir alamet olarak geri geldi.(bk. Alusî, Bakar, 248. ayetin tefsiri).

Akdu’d-dürer fi Ahbari’l-Muntazar(1/34-şamile) adlı eserde, söz konusu tabutun Hz. Mehdi zamanında Taberiye göletinden çıkarılacağına dair bilgi yer almaktadır. Hatta buradan yola çıkan bazı yorumcu ve araştırmacılar sandığın, Kudüs’te, Mekke’de, Taberiye’de, Hatay’da olabileceğine dikkat çeker ve ek olarak İstanbul’a da işaret ederler.

Eğer söz konusu hadis rivayeti sahih ise, bu durumda ilgili ayetle bir paralellik kurulabilir. O takdire, söz konusu tabutun kaybolması özellikle o devirde İsrailoğulları için bir hezimet alameti olduğu gibi, onun yeniden bulunması, onların zaferlerinin nişanesi oldu. Onun Hz. Mehdi devrinde yeniden bulunması da inkarcılar karşısında hezimete uğrayan Müslümanların da hakimiyetine bir alamet olabilir. Allah’u alem bu bir yorumdur.

Ahit Sandığı hakkındaki Komplo Teorileri:

Pek çok komplo teorisinde Ahit Sandığı büyük güçlere sahip bir nesne olarak gösterilmektedir. Bazı teorilere göre bir silah, bazılarına göre de bir geçitin anahtarıdır. Fetih dönemlerinde İsrailoğulları Ahit Sandığı’nı yanlarında taşımış ve savaşlarda motivasyon aracı olarak kullanmışlardır. Buna rağmen bazı savaşlarda büyük yenilgiler almışlardır. Ahit Sandığı hakkında araştırma yapmış çoğu uzman “Eğer büyük güçlere sahip olsaydı İsrailoğulları hiçbir savaşta yenilmezlerdi.” demektedirler.

Ahid sandığı yıkıcı bir güce sahip olduğu anlatılır. Öldürücü ışınlar saçmaktır ve kötüleri öldürmektedir denilir. Ahid sandığının gücünden hep korkulmuştur. Jericho  duvarlarını yıkmış ve düşman lideri uzzahı öldürmüştür. Sandığı yan etkilerinin de rahatsız edici olduğuna inanılır. Sandığı eline geçiren Filistinlilerin sandığı taşırken korku içerisinde oldukları anlatılır ve salgın hastalıktan söz edilir.

piramitler ile ilgili görsel sonucuİnsanlarda yumrular oluşmakta birden hastalanmak da ve kitle halinde ölmektedirler. Bütün bunlar modern uzmanlara göre tipik bir radyasyon zehirlenmesi belirtileridir denilmektedir.

Çok az kişinin bildiği bir şeyde şöyledir.  Santa sandığıdır bu gizemli sandığın Kudüs’ten Mısır yoluyla gizli bir şekilde kaçırılarak İspanya’nın Oviedo Katedraline getirilerek Saklandı.  1030 yılında sandığın açıldığı ve açılır açılmaz çevresindeki herkesin öldüğünden söz edilir. Sonraki yıllarda sandığın çevresinde yaklaşan tüm kedilerin öldüğüne inanılmaktadır. Ama Santa sandığının da şu anda nerede olduğunu kimse bilmemektedir.

Anlatılanlar genelde bunlar birde bunların dışında; Ahid sandığının Mısırlıların elinde de bir ara kaldığı ve sandığın Musa ve kavmi tarafından piramitlerden çalınıp kaçırıldığı o yüzden firavun tarafından ölümüne takip yapıldı sonuçta firavunun ölümüne ve mısır medeniyetinin çöküşünün başladığı da anlatılmaktadır.

En doğru olanı bilen Rabbimize sığınıyoruz.

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs