Kadiri Yolu

Lokmân Sûresi 1-11

 LOKMÂN SURESİ


Kur'an'ı Kerimdeki sıralamaya göre 31. suredir. Mekke'de inmiştir. 34 âyettir.


Sûreyi Takdim


Bu mübarek sûre Mekke'de inen sûrelerdendir. Bu sûreler, inanç konu­sunu ele alır ve iman akidesinin üç esası olan "Allah'ın birliği, peygamber­lik ve öldükten sonra dirilme" konularına ağırlık verir. Nitekim Mekke'de inen sûrelerin Özelliği budur.


Bu mübarek sûre, Hz. Muhammed (ﷻ)'iri ebedî mucizesi ve sonsu­za kadar devam edecek olan Hikmetli Kitabı anarak başlar. Âlemlerin Rabbinin bir olduğuna dair deliller getirir. Bu geniş âlemdeki, eşsiz kudretin ve harikulade yaratmanın delillerini gösterir. Göğü ve yeriyle, ayı ve güne­şiyle, gündüzü ve gecesiyle, dağları ve denizleriyle, dalgaları ve yağmurla­rıyla, bitkileri ve ağaçlarıyla ve Allah'ın birliğini ve kudretini gösteren ki­şinin girebileceği diğer delilleriyle, uyumlu, sağlam ve muntazam yaratılmış olan bu geniş kâinattaki delilleri gösterir. Bunlar, kişinin kalbini büyüleyen ve aklını hayrete düşüren ve insanın karşısında. O Yüce Yaratıcının gücüne teslim olmaktan başka hiçbir şey yapamayacak şekilde apaçık duran delil­lerdendir.


Aynı zamanda bu sûre müşriklerin dikkatini bu eşsiz kâinata ser­piştirilmiş olan, Allah'ın birliğini ve gücünü gösteren delillere çeker ve on­ları iyice bir sarsar. İşte bunlar Allah'ın yarattıklarıdır. Şimdi siz, ondan başkasının ne ya­rattığını bana gösterin. Doğrusu, o zalimler apaçık bir sapıklık içindedir.


Bu mübarek sûre, mal ve çocukların fayda vermeyeceği o korkunç günden sakındırarak sona erer. "Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten kaçının. Ne babanın evladı, ne evladın babası namına bir şey ödemeyeceği günden sakının..."


Sûrenin İsmi


Lokmân Hekim kıssasını kapsadığı için bu sûreye "Lokmân Sûresi" adı verilmiştir. Lokmân kıssası, hikmetin faziletini, Yüce Allah'ı ve sıfatlarını tanımanın sırrını, şirki yermeyi, güzel ahlâkı emretmeyi, çirkin ve güzel olmayan şeyleri yasaklamayı ve Allah'ın ona söylettiği kıymetli vasiyetleri kapsamaktadır. Bu vasiyetlerin, hikmet ve irşâd fonksiyonu bakımından değeri yüksektir. 


بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم


Lokmân Suresi 1-11 Tefsir

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.

1- Elif, Lâm, Mim.

2- Bunlar, hikmet dolu Kitabın âyetleridir.

3- 0 Kitap ki, ihsân edenler için bir hidâyet ve bir rahmettir.

4- Onlar ki namazı kılarlar, zekat verirler ve onlar ahirete de yakinen iman ederler.

5- işte onlar, Rablerinden bir hidayet üzeredirler ve işte onlar felaha 

erenlerin ta kendileridir.

6- insanlar arasında bilgisizce Allah yolundan saptırmak için gerçeği boş sözlerle değişenler ve Allah yolunu alaya alanlar vardır. İşte onlar için horlayıcı bir azab vardır.

7- Ayetlerimiz ona okunduğu zaman, kulaklarında ağırlık var da işitmiyormuş gibi, büyüklük taslayarak sırt çevirir. İşte ona çok acıklı bir azabı müjdele!

8- İman edip sâlih amel işleyenler için, muhakkak onlara Naîm cennetleri vardır.

9- Orada temelli kalırlar. Bu, Allah'ın hak va'didir. Ve O, Azîz'dir, Hakim'dir.

10- Gökleri, görebileceğiniz direkler olmaksızın yaratmış; sizi sarsar diye yere ağır baskılar koymuş, orada her türlü canlıyı yaymıştır. Biz gökten su indirip orada her türden güzel bitkiler yetiştirmişizdir.

11- İşte bu, Allah'ın yaratışıdır. Gösterin bakalım, bana O'ndan baş-

kasının ne yarattığını? Hayır, zâlimler apaçık bir sapıklık içindedirler.



1-2 Elif Lam Mim, bunlar Hikmet dolu sonsuz, Allahın kitabı olan kuranın ayetleridir. O doğru yolu gösteren bir rehberdir. Hikmet ve hüküm sahibi ve muhkem olan kitabın ayetlerinden bir nebze'dir. O Kamil bir kudretin tertemiz bir niyetin ve üzerine güneşdoğan hiçbir zerrenin sınırları dışına çıkmayacağı ilahi ve mükemmel ilim mertebesinin biraraya gelmesinden oluşan sapasağlam hikmetleri içeren bir kitaptır.


3- O kitap ki, ihsan edenler için bir hidayet ve rahmettir. Varlıkta Allah'tan başkasını görmeyen, onun haricinde bir şeye ve herhangi bir vesîleye tapmayan, âfakta gerçekleşen hadiseleri basit sebeplere bağlamayan ihsan sâhipleri için, Allah katında kendilerinden râzı olunmuş ve kendileri de üzerlerinde kaderin her türlü akışına râzı olmuş ihsan sâhipleri için o kitap, içerisindeki emir, nehiy, hüküm, kıssa, ibretlik olay, öğüt, remiz ve işâret adına ne varsa, her şeye sarılanların hepsine umûmî bir hidâyet kaynağıdır, tam bir irşat vesîlesidir ve Allâhü Teâlâ'yı görüyormuş gibi ibâdet edenler için de onun katından inmiş özel bir rahmettir.


4- Onlar ki, namazı kılarlar. Her hal ve şartta ve özellikle de makbul ve daha mûteber vakitlerde namaz kılmaya devam ederler. Zekâtı verirler. Hak tarafından kendilerine bahşedilmiş olan şeyleri, ellerinde rızık nâmına ne varsa, her şeyi onun rızâsını talep ederek infâk ederler ve özellikle de zâhirlerini, kendilerini meşgul eden şeylerden temizlemek için Hak katından farz kılınmış olan zekâtı verirler. Ve bununla birlikte, bu gerçek saâdete ulaşmış makbul

insanlar sâdece zâhirlerinin ve bâtınlarının tezhîbiyle yetinmezler,

Onlar âhirete de yakînen inanırlar. Amellerin ve fiillerin karşılığının verildiği âhirete de, ilme'l-yakîn, ayne’l-yakîn ve hakka'l-yakin olarak îman ederler.


5- İşte onlar, yüce hasletler ve râzı olunmuş güzel, huylarla bezenmiş olan o mutlu ve cennetlik kimseler Rablerinden gelen bir hidâyet üzeredirler. Rablerinden kendilerine bir lutuf, iyilik ve rahmet olarak gelen apaçık ve gerçek bir hidâyet üzeredirler. İşte onlar, Allah katında makbul, emin ve râzı, olunmuş kimseler olup, Felaha erenlerin ta kendileridir. 


6- Allahu Teala'nın nimetlerini insanlar arasında bilgisizce inkar ve onun Kerem ve lütfunu unutan izlediği yolun ne kadar vebal gerektirdiğini bilmeksizin Allah yolundan İslam'a girmekten ve Kur'an'ı dinlemekten alıkoyup saptırmak için gerçeği boş sözlerle değişenler yani Allah'ın ayetlerinden yüz çevirtmek ve engellemek için Bazı insanlar, Allah yolunu alaya alanlar, bu yol ile eğlenenler vardır. İşte onlar için horlayıcı zelil kılıcı bir azap vardır. Onlar Allah'ın ayetlerini Allah'ın yolunu önemsemeyip küçük gördükleri gibi Ahiret gününü de sürekli kalıcı azap içerisinde hakir bırakılarak küçültülerek geçireceklerdir ve orada tahkir olup giderler


7- Ayetlerimiz ona Boş sözleri tercih edenlere okunduğu zaman kulaklarında ağırlık var da işitmiyormuş gibi büyüklük taslayarak sırt çevirir. Büyüklük taslayarak ve kulak vermeyip Ayetler üzerinde düşünmekten yüz cevirdiler. Sağır olmadıkları halde sağır gibi davrandılar. İşte ona kıyamet gününde Çok acıklı bir azap müjdele! Allah'ın ayetlerini işitmekten rahatsız olduğu için kıyamet gününde de o acıklı azaba mahkum olacaktır. 


8- İman edip salih ameller işleyenler Allah'ın birliğine inanarak bunu peygamberlerini tasdik edip namaz kılmak infak etmek gibi salih ameli bir arada bulunduran bu kimseler için muhakkak onlara Naim cennetleri vardır. 


9- Cenab-ı hakkın razı olacağı ve kendilerine indirmiş olduğu ayetler gereğince makbul olup zahirlerini ve batınlarını tertemiz yapan davranışlarda bulunanlar, Orada temelli kalırlar bu nimetleri içerisinde Daimi olarak kalacaklar oradan ayrılmayacaklar ve yerlerinin değiştirilmesini de istemeyeceklerdir. Bu Allah'ın hak vadidir. Bu, Allah'ın mutlaka gerçekleşecek olan vaadindendir Allah ise vaadinden Caymaz Çünkü o kerimdir lütuf sahibidir dilediğini yapar her şeye kadir olandır ve o azizdir her şeyi gücü altında tutan ve her şeyin kendisine itaat ettiği Yüce zattır hakimdir Kur'an-ı Kerim'i müminler için Hidayet kılan sözleri ve fiilleri ile hikmeti sonsuz olandır. 


10- Gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yaratmıştır. Sebepler alemini yeryüzünün üzerine hiçbir dayanak ve desteğe bağlı olmaksızın boşlukta izhar etmiştir. Sizi sarsar diye bu yerin sizi sarsmasını önlemek maksadıyla yere ağır baskılar sabit Dağlar koymuş Bu gerçeği çağımızda ilim oldukça geniş bilgiler vermektedir. Çünkü ilim adamları açıkça şunu anlamış bulunuyorlar. Dağlar olmasaydı yer kabuğu pek çok şekilde yarılma ve çatlamalara maruz kalırdı, çokça zedeler olurdu. Buna bağlı olarak yeryüzünde yaşamak da imkansız bir hal alırdı. Orada her türlü canlıyı yaymıştır. Yüce Allah yaratıcı olarak sayıları, şekilleri, renkleri bilinebilen pek çok canlı türünü var etmiştir. İşte bu Yüce Allah'ın hikmetine delil teşkil eden tecelliler vardır. Biz gökten su indirip orada her türlü güzel bitkiler yetiştirmişizdir Bu da Allah'ın hikmetinin tecellilerinden bir tanesidir. 


11- İşte bu bundan önceki ayeti kerimede söz konusu edilmiş olan Allah'ın mahlukatına işaret edilmektedir Allah'ın yaratışıdır tüm bunlar Allah tarafından yaratılmıştır gösterin bakalım bana ondan başkasını ne yarattığını ondan başka kendilerine ibadet ettiğiniz putlar Allah'a eş koştuğunuz kimseler neler yarattığını gösterin bakalım, denilerek azarlama vardır. Hayır Zalimler Allah'a şirk koşan onunla birlikte başkalarına ibadet eden kimseler apaçık en ufak bir gizliliği bulunmayan açık ve seçik bir sapıklık Bilgisizlik ve körlük içindedirler ve debelenip durmaktadırlar. Allah bu durumlardan muhafaza eylesin…

 


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs