Kadiri Yolu

Namazın İçindeki Farzlar

Namazın İçindeki Farzlar 

Tekbir


Tekbir; Her çeşit namaza başlarken niyetten hemen sonra Allahu Ekber diyerek alınan tekbire iftitah tekbiri, tekbiratu’l ihram, Tekbiratu’t-tahrrum, Tahrime ve ihram adı verilmektedir.

İftitah tekbirinin farz olduğu icma ile sabittir. Bu icmanın dayanaklarından biri “Rabbini tekbir ile an” Muddesir suresi 3. ayetidir. 


Cumhura göre sadece iftitah tekbiri farzdır. Üç mezhebe göre iftitah tekbiri rükün, Hanefi mezhebine göre şarttır. Üç mezhebe göre namaza başlarken iftitah tekbiri için mutlaka “Allahu ekber” sözleri söylemek gerekir. 


Hanefi mezhebine göre namaza başlarken “Allahu ekber” yerine “Allahu Kebir” veya yalnızca “Allah”, “El-Hamdülillah”, “Subhanallah”, “La ilahe illallah”, “Er-Rahman A’zam”, Er-Rahim Ecel”, denmesi de yeterlidir. Bunlar tazim ifade eden sözlerdir. Ebu Hanife göre dilde de söylenince namaza başlanmış olur. 



Sözler

Hanefi

Şafii

Maliki

Hanbeli

Allahu ekber

Vacib 

Farz

Farz

Farz

Allahu Kebir

Yeterli

-

-

-

Allah

Yeterli

-

-

-

Allahummeğfirli

Geçersiz

-

-

-

Estağfurullah

Geçersiz

-

-

-


İftitah tekbirinin zamanı namaza niyet ettikten hemen sonradır. iftitah tekbiri ayakta ve eller kulak hızasına kaldırılarak “Allahu ekber” tabiriyle alınır. 


Kıraat


Namazda Kıyam anında Kur'an veya dua okumaya kıraat adı verilir. Üç mezhebe göre Fatiha suresi ile kıraat yapmak farzdır. Hanefi mezhebine göre kıraat mutlak olarak farzdır. Kur'an'dan istenilen süre ve ayetler okunur.  “Kur'an'dan Size kolay geleni okuyunuz” Muzemmil-20 


Cumhura göre bütün farz namazlarda kıraat yapılır. Hanefi mezhebine göre kıraati 3 veya 4 rekatli namazların her iki rekatında yapmak farzdır; diğer rekatlarda kıraat yapmak sünnettir. Hatta ilk iki rekatta kıraat yapıldıktan sonra, son iki rekatta fatihayı okumak eftaldir, fakat 3 defa tesbih okusa veya sussa namaz sahihtir. 


Kıraatin, Fatiha gibi namazın ilk iki rekatında yapılması vacibtir. İlk iki rekatte yapılmamış ise son iki rekatinde yapılması farz olur. Bu yer değiştirme unutarak olduysa Sehiv secdesi gerekir, kasıtlı yapıldıysa yahut namaz sahih olmakla beraber iadesi uygundur. 


Üç mezhebe göre Fatiha'nın farz namazların bütün rekatlarında okunması farzdır. Herhangi bir rekatta kasıtlı terk edilirse namaz batıl olur. Fakat unutarak terk edilirse Sehiv secdesi yapılır.


Dört mezhebe göre Nafile namazlar ile vitir namazının bütün rekatlarında kıraat yapmak farzdır. 


Münferit kılınan namazlarda kıraat yapılmalıdır. Hanefi mezhebine göre kıraati ister gizli, İster açık yapılsın, her türlü namazda muktedinin kıraat yapması tahrimen mekruhtur. 


Şafii’ye göre ise gizli namazlarda okur; açık kıraatli namazlarda ise iki görüş nakledilmiştir; mezhebin görüşü hem açık, Hem de gizli kıraatli namazlarda okunması gerek değildir. 


Maliki mezhebinde ise gizli kıraatli namazlarda kıraat yapmak mendup, açıklardan mekruhtur. 


Hanbeli mezhebine göre, gizli kıraatli namazlarda ve açık kıraatli namazlarda imamın sustuğu yerlerde müstehap; açık kıraatli namazlarda mekruhtur. 


Ebu Hanife'ye göre kıraatin farz olan miktarı 3 kısa ayet veya o uzunlukta bir uzun ayettir. İsteyenler namazlarında bir süreyi okuduğu gibi bütün Kur'an'ı dahi okuyabilirler. 


Kıraat, Kur'an okuyarak arapça olarak yapılır. Kur'an bilmeyenler Ebu Hanife'ye göre bu gibi mükellefler yeterli miktar öğrenene kadar kendi dilleriyle kıraat yapabilirler. Ancak bu eksikliği bir an önce gidermeye çalışmaları gerekir. Sadece bir ayetten başka okumaya gücü yetmeyen kimse Ebu Hanife'ye göre bu ayeti Yalnız bir defa okurken, Ebu Yusuf ve Muhammed'in Şeybaniye göre üç defa tekrar ederler. Fakat 3 ayet okumaya gücü yeten kimsenin bir ayeti 3 defa tekrar etmesi caiz değildir. 


Sabah Akşam ve yatsı namazlarının ilk iki rekatiyle, cuma ve bayram namazlarında açıktan “cehri” öğle, ikindi, cenaze ve vitir namazlarıyla, adak ve nafile namazlarda gizli (Sırrı veya Hafi) olarak yapılır. Üç mezhebe göre namaz kılanın kıraatini kendisinin duyması gerektiği şarttır denmiştir.


Tekbirden sonra tevcih sünnettir. “Veccehtu vechiye lillezi fetara’s-Semati ve’l ard” demek “Tevcih” adını alır. Şafii’ye farz, Ebu Hanefiye göre sünnettir. İmameyne göre hem sena (Sübhaneke) ve hemde tevcihin okunması sünnettir. 


Tesmiye


Hanefi ve Hanbeli mezheplerine göre her rekatta Fatiha'dan önce besmele çekmek (tesmiye) sünnettir. Fatiha okumak Hanefi mezhebine göre kıraat mutlak olarak farzdır, Fatiha'nın okunması ise vaciptir. Ebu Hanife'ye göre son iki rekatta kıraat yapmak yerine tesbih okumak müstehaptır. Tesbih; “Subhanallah ve’l-Hamdu lillah, vela ilahe illallah, vallahu ekber” şeklindedir. 


Zammı sure


Farz namazların ilk iki, vitir ve Nafile namazların bütün rekatlarında Fatiha'dan sonra zammı süre okumak Hanefi mezhebine göre vacip, Malikilere göre farzdır.  


Ka’de-i Ulaya her oturuşta tahiyyatı okumak Hanefilere göre vacib, Malikilere göre sünnet, Şafii ve Hanbeli mezheplerine göre farzdır. Kade-i Ahire'de okuyuş Şafii mezhebine farz, Maliki mezhebine göre sünnettir. Okumayıp sessizde durabilir; Hanefilere göre, teşehhüdün terki tahrimen mekruhtur. Hanbeli mezhebine göre, menkul bütün teşehhüd sözleri okunabilir.



 
Kıraat Tablosu




Şafi ve Hanbeli mezheplerine göre, tahiyyatan sonra salavat okumak başlı başına bir rükündür, farzdır; Hanife ve Maliki mezheplerine göre, selam verilecek rekâtta tahiyyattan sonra salavat ile duaları okumak sünnettir.


Kıyam


Namaz kılarken ayakta durmaya ve namazı ayakta kılmaya Kıyam

adı verilir:


Farz ve Vacip Namazlarda Hanefi Mezhebine göre, ayakta durmaya gücü yetenlerin kıyam yapmaları farzdır. Herhangi bir sebeple ayakta namaz kılamayan veya kılması sakıncalı olan kimseler, namazı oturarak veya gücünün yettiğine göre yatarak veya imayla kılar. Tek başına ayakta namaz kılabilen kimse, cemaatle kılınan namazda kıyama güç yetiremezse önce ayakta başlar, ikinci rekatten sonra oturarak diğer rekatleri tamamlar.


Nafile Namazlarda, mükellefin gücü yetsin veya yetmesin-ayakta

kılmak farz değildir. Hanefi Mezhebine göre, yalnızca sabah namazının sünnetinde kıyam farzdır; ancak uygun olan bütün namazları ayakta kılmaktır.


Rükû


Namazda kıyamdan sonra eğilmeye rükû adı verilmektedir. Rükü,

namazın en önemli farzlarından biridir. Farz olduğu çeşitli âyetlerde geçen "Rükû ediniz" (Bakınız; Bakara: 2/43; Tevbe: 9/112; Hac: 22/77.) emriyle sabittir. 


Rükû eller dizlere konarak ve baş ile sırt aynı hizaya gelecek şekilde

yapılır. Rükûdayken üç defa “Subhâne Rabbiye'l-azîm” denir: Hanefi ve Hanbelî Mezheblerine göre, başın rükûa yakın şekilde eğilmesiyle, rükûun farz olan şekli gerçekleşmiş olur. Oturarak namaz kılan ise başı ve karnı alnıyla dizleri aynı hizada olacak şekilde eğmekle

yapılır.


Rükû yaptıktan sonra doğrulmak Hanefi mezhebine göre vaciptir. Rükû ile secde arasındaki ayakta duruşa kavme adı verilir.


Secde


Rükudan sonra eğilerek alnı yere koymak ya secde (Sücud) denir. Secde de Rükû gibi namazın farzlarından biridir. Farz olduğu Rükû ile ilgili ayetlerle sabittir. Çünkü Bu ayetlerde “Rükû ediniz” emrinden hemen sonra “secde ediniz” emri gelmektedir. 


Secde organları yüz, eller, iki diz ve iki ayağın parmakları olmak üzere toplam 7 tanedir. Yüz ile ilgili olarak alnın ve burnun da kullanılması gerekir. İmam Malik, Ebu Yusuf ve eş-Şeybani’ye göre secde ederken alnı mutlaka kullanmak gerekir. Ebu Hanife'ye göre bu iki organı secde yerine koymak vaciptir. Secde yerine sadece burnun konması mekruhtur. Aşağıdaki tabloyu inceleyiniz:


Organlar

Hanefi

Şafii

Maliki

Hanbeli

Bütünü

-

Farz

-

Farz

Yüz

Vacib

Farz(Züfer)

Farz

Farz

Alın

çoğu vacib

Azı Farz çoğu sünnet

Bir kısım farz bütünü mendup (İmameyn)

Farz

Burun

Vacib

Azı Farz çoğu sünnet

mendup, yoksa vakit içinde iade

Azı Farz çoğu sünnet

Dizler

biri vacib

Farz(Züfer)

Sünnet

Farz

Ayaklar

parmaklardan biri vacib

bir kısım/içi farz

Sünnet

Bir Kısmı Farz

Herhangi biri

sadece burun mekruh

-

sadece burnu koyup alnı koymamak mekruh

-

Eller

Biri vacib

Farz, iç kısım(Züfer)

Sünnet

Farz

 



Tam bir secde alın ve burunla birlikte el, diz ve ayakların tamamını usulüne secde yerine koymakla olur, secdede üç defa “Subhane Rabbiye’l-Ala” denilir. 


İki secde arasında oturmak Hanefi mezhebine göre vacibtir. Diğer Üç mezhebe göre Farzdır. 


Ka‘de-i ûlâ ve Ka‘de-i ahîre


Üç ve dört rek‘atlı namazların ikinci rek‘atında yapılan oturuşa Ka‘de-i ûlâ, son rek‘atında yapılana Ka‘de-i ahîre denir. İki rek‘atlı namazların sonunda yapılan oturuş da ka‘de-i ahîredir. 


Kade-i ahire Her namazın son rekatında secde yapıldıktan sonra yerine getirilir namazın sonunda teşehhüt miktarı oturduktan sonra namazdaki Tilavet secdesini hatırlayarak secde yapılırsa Tilavet secdesinden sonra yeniden teşehhüt miktarı oturmadıkça namaz bozulur Hanefi mezhebine göre kadi-i ahire farz olan miktar teşehhüt yani tahiyyatı okuyacak kadar zamandır.


Tam bir oturuş Eller bizlerin üzerine konarak erkekler için sol ayak yatırılıp sağ ayak parmakları kıbleye doğru olmak üzere dikmek suretiyle kadınlar için sağ ayağı dikmeden yapılır.


Hanifi ve Şafiilere göre sağ ve sol tarafa Esselamu aleyküm ve rahmetullah demek suretiyle selam verilir. Cumhura göre tek, bazılarına göre yalnız bir tarafa selam  verince artık namazdan çıkılmış olur.  

 


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs