Kadiri Yolu

 

Tasavvufta Ahlâk ve Şerî Akıl

Tasavvufta Ahlâk ve Şer‘î Akıl

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

Hamd, aklı nur kılıp kullarına doğruyu gösteren Allah’a; salât ü selâm, aklın kemâlini ve ahlâkın zirvesini yaşayan Hz. Muhammed Mustafa’ya ﷺ, O’nun pak âline ve ashabına olsun.

Akıl ve Sorumluluk

Bilindiği üzere, İslâm terbiyesinde iki çeşit akıldan söz edilir:
Teklîfî akıl ve Şer‘î akıl.

Teklîfî akıl, her insanda asgarî ölçüde bulunan, kulun mükellefiyetini doğuran idraktir. Deliler dışında herkes bu akla sahiptir. İşte insan, bu akıl sebebiyle hesaba çekilir, bu akıl sebebiyle emir ve nehiylere muhatap olur.

Ne var ki, İmam Gazâlî’nin ifadesiyle:

“Aklın kemâli, sadece bilmekte değil, bilinenle amel etmektedir. Zira amel edilmeyen bilgi, sahibine delil olur.”

Bu sebepledir ki insanlar iki zümreye ayrılır:
Bir kısmı aklını Allah’a yöneltir, Hakk’ı tanır, emrine teslim olur; işte bunlar gerçek akıl sahipleridir. Diğerleri ise akıllarını nefsin arzularına rehin vermiş kimselerdir ki, onların aklı şeklen vardır, hakikatte yoktur.

Şer‘î Akıl ve Kalbin İdraki

Cenâb-ı Hak, Cehennem ehlinin pişmanlığını şöyle haber verir:

“Eğer dinlemiş ve akletmiş olsaydık, cehennemliklerden olmazdık.”
(Mülk, 11)

Bu ayet, şer‘î aklın mahallinin kalp olduğunu gösterir. Kalp, Allah’ın nurlarını idrak eden bir merkezdir. Fakat bu nur, kalbin tasfiyesi ve nefsin tezkiyesi nispetinde parlar.

Cüneyd-i Bağdâdî der ki:

“Tasavvuf, kalbin her halini Allah’a çevirmektir.”

Kalp, nefs-i emmâreye mağlup olduğunda şehvetin esiri olur; Allah’ın emirlerine muhalif arzulara teslim olur. Kalp güçlendikçe bu arzulara karşı direnci artar. Fakat bazen masiyet karşısında yine zayıf düşebilir. Bu sebeple nefis terbiyesi, tasavvufun en ince meselesidir.

Abdülkadir Geylânî Hazretleri buyurur:

“Nefsini öldürmedikçe kalbin dirilmez. Kalp dirilmedikçe aklın nurlanmaz.”

İşte bu yüzden, şer‘î akla ulaşmanın yolu nefsi zaptetmek, kalbi nurlandırmak, iradeyi kuvvetlendirmektir.

Ahlâkın Kaynağı: Kalbî Aydınlanma

İnsanın kalbi nurlandıkça, şer‘î akıl kemâle erer. Bu kemal, sadece haramdan kaçmakla değil, mubah olanları dahi ölçülü kullanmakla elde edilir.

Mevlânâ Celâleddîn Rûmî der ki:

“Aklın varsa, gönül sahibi ol; gönül, aklın ötesinde bir ışıktır.”

Nefsin arzularını meşru dairede tutmak, insanı ilahî dengeye ulaştırır. Şehvet, makam hırsı, öfke, dilin taşkınlığı… bunların hepsi terbiyenin alanıdır. Bu terbiyenin adı tasavvuftur.

Tasavvuf, insanın fıtratına savaş açmaz; bilakis onu ilahi ölçüde terbiye eder. Çünkü sahih bir seyr-i ilallah, fıtratla uyum içindedir. Fıtratı bozmak değil, onu asli hâline döndürmektir.

İmam Rabbânî Mektubatında buyurur:

“Tasavvuf, ahlâkı güzelleştirmekten ibarettir. Zira Resûlullah ﷺ ahlâkı tamamlamak için gönderilmiştir.”

Masiyetle Mücadelede Aklın Payı

Bir mümin günaha düşüp pişman olduğunda, bu pişmanlık kalpteki nurun işaretidir. Ancak bu nuru artırmak için gayret gerekir. Kalbin nurlanması zikrullahla, nefsin tezkiyesi mücahedeyle olur.

Bâyezîd-i Bistâmî der ki:

“Nefsine muhalefet etmedikçe, aklın seni Allah’a götürmez.”

İrade terbiyesi olmadan şer‘î akıl kemale ermez. Çünkü şer‘î akıl, nefsin arzularını değil, Allah’ın emirlerini merkez edinir.

İnsan dilini, elini, gözünü Allah’ın rızasına uygun kullandığında; iç dünyasında hakla huzur bulur. İşte bu hal, aklın kemâlidir.

Hasan-ı Basrî der ki:

“Aklın kemali, kişinin nefsini tanıyıp onu ıslah etmesidir.”

Kâmil Şer‘î Akla Yolculuk

Şer‘î akla ulaşmak, kalbin saflaşmasıyla mümkündür. Bu yol, sabır, murâkabe, zikir ve mücahedeyle yürünür. Kalp saflaştıkça akıl nurlanır; akıl nurlandıkça ahlâk kemâl bulur.

Seyr-i sülûk, işte bu kemâl seyridir:
— Nefsin zaptı,
— Kalbin safası,
— Ahlâkın güzelliği,
— Akıl nurunun kemâli...

Bu yolda sebat eden kimseye “ulü’l-elbâb”, yani “akıl sahipleri” denmiştir.

Allah Teâlâ buyurur:

“Ancak temiz akıl sahipleri öğüt alır.” (Âl-i İmrân, 7)


Netice

Tasavvufun gayesi, aklı şer‘î nurla aydınlatmak, kalbi muhabbetle diriltmek ve insanı ahlâk-ı hamîde ile bezemektir.
Bu hâl, ilmin değil, halin kemâlidir.


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar