Kadiri Yolu

 

Ashabı Kiram Çok Ağlar Az Gülerlerdi

Ashabı Kiram Çok Ağlar Az Gülerlerdi 

Vallahi benim bildiklerimi bilseniz muhakkak ki az güler çok ağlardınız ve yataklar üstünde kadınlardan zevk almazdınız. Ve yollara çıkarak avaz avaz Allah’a niyazda bulunurdunuz. Ben de, kesilip yok edilen bir ağaç olmayı kuvvetle arzu etim” (Tirmizi K. Zühd)

 

O Diyarın Sakinleri‘nin başları Hakk önünde eğik, gözleri yaşlı idi. Tevhidin mesuliyetini iyi anlamışlardı. Dağların dahi yüklenmekten kaçındığı emaneti omuzlarına aldıklarının farkındaydılar. İşte o tevhid uğruna gözyaşlarını dökerlerdi.

O Diyarın Sakinleri‘ni ağlatan şey, zalimlerin yaptıkları zulümlere bakarak yıkılan evlere, talan edilen mallara, babasız kalan yetimlere, öksüzlere duydukları acıma hissi değildi. Onlar bu musibetleri Hakk’ın hediyesi kabul ediyorlardı.

“Yoksa siz ey müminler, kendinizden evvel geçenler halleri hiç başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle ezici sıkıntılar kımıldatmaz zaruretler dokundu ve öylesine sarsıldılar ki” (Bakara: 214)

O Diyarın Sakinleri

Allah korkusundan ağladıkça cennette güleceklerine inanırlardı. Bu dünyada hokkabazlığın yolunu tutup gülen ve insanları güldürterek günah işleme Zemini hazırlayanlar, çok ağlayacaklardır. İnsanların ellerine saz ve cümbüş vererek alkışlattıranlar, kadehlerin tokuşturulmasını zimmet altına alanlar, Allah’ a isyan olsun da ne yapılırsa yapılsın, küfri inadında hareket edenler orada çok ağlayacaklardır. Fakat boşuna.

O Diyarın Sakinleri

Kur’an surelerini okudukça ağlarlardı. Çünkü ayetlerde anlatılan iki tip insan vardır. Kafirler ve mü’minler Okunan ayet mü’minlerden bahsediyor, onları ele alıyor ve okuyan da bu haller ve sıfatlar bulunmuyorsa durum ne olurdu?

Onların kalplerini titreten, tüylerini diken diken eden işte buydu. Kur’an ayetlerinin anlattığı kimseleri onlar, ne semada, ne de toprak altında ararlardı. Bu hususta onun bunun sırtından geçinmeyi kullarından bile geçirmezlerdi. Ben hocanın oğluyum, amcam müderris, dayım hacı vs. gibi, tatsız tuzsuz bir kapıyı açmazlardı.

“Günah işleyen bir kimse, başkalarının günahını çekemez” (Fatır: 18)

“Ey Muhammed’in kızı Fatıma, kendinizi Allah’tan satın alınız. Malımdan dilediğinizi benden isteyin… Fakat ben size Allah’tan gelecek bir zararı ne önleyebilirim, ne de bir fayda sağlayabilirim” (İbn Hişam Sire.)

O Diyarın Sakinleri

Okunan ayetlerin öyle tesiri altında kalırlardı ki, çoğu zaman evlerine kapanır, yatağa düşerlerdi. Konu-komşu hastadır diye ziyaretlerine giderlerdi. Onları ağlatan; ne nağme, ne makam; ne de sesti. Bizler gibi kitabı öperek başına koyup, sonra da içindeki hayata “şimdi olmaz zamanı geçti, bunu söylersen içeri tıkarlar” gibi hareket etmezlerdi. İşte gözyaşlarının şerhi veya yorumu bu sırada toplanıyordu. Allah’ın razı olduğu bir kul olmanın mücadelesi…

O Diyarın Sakinleri’nin hem baş gözleri, hem de kalp gözleri ağlardı. Kur’an hükümleri önünde, çoğu sıtmaya tutulmuş gibi titrer, benizleri sapsarı kesilirdi. Çünkü bir defa olmuşlardı, hamlıktan kurtulmuşlardı. Tevhid onlara şu şartı koşmuştu: “Uğrumda ya olacaksın veya öleceksin…” onlar olmayı, Kur’an’a göre düşünüyorlardı. “Olduğun gibi görün” sözü belki de İslam sansüründe takılır kalır. Ne demek olduğun gibi görünmek? Kur’an’ın emrettiği şekilde olmak asli vazifemiz. Belki tasarrufu yorumu ile geçerliliği vardır, inkar etmiyoruz. Fakat tevhidi çizgide müslüman, Kur’an’ın emrettiği gibi olmak mecburiyetindedir.

Bizler O Diyarın Sakinleri‘nin yolunda, yürümek azmindeyiz. Ey pörsümez mazimiz. Elimizi uzattık, tutulmaya layık değil, ama başka uzatacak bir merciimiz yoktur. Müslüman necis olsa bile pis sayılmaz. Pis olanlar tağutu evetleyen necislerdir. İtikatımızı tashih ederek temizlenme gayretindeyiz… Amelî günahlarımızdan evvel itikadi kusurlarımızı düzeltmek çabasındayız.

Ey mazideki O DİYARIN SAKİNLERİ! Yolunuza yolumuz dedik… Rehberi Peygamberimiz dedik. Kitabınıza hayat düsturumuz dedik. Dünyaya veda edişinize şehitlik dedik. Bizleri tanıdıysanız, manen tutun ellerimizden… Ey canlı Kur’an ayetleri..

Abdullah Büyük

 

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs