Kadiri Yolu

 

Makam Ve Statüye Kurban Edilen Gençlik

Makam Ve Statüye Kurban Edilen Gençlik

Asrı saadet hayatından bugüne kadar gelen makam, mevki ve statü edinme hastalığı, bir fitne olarak insanı asırlardır bırakmamış bugünde bu hastalıktan muzdarip insanlarla doludur hayat. Halbuki gelip geçen bu yıllar bu tip insanların ibretlik durumlarını hikaye eden haberlerle dolu olmasına rağmen insanlar bunlardan ibret almamış bir şekilde yaşamaktadırlar.  

Bugün bir çok insan çocuklarını mevki, makam ve statü kölesi yapmanın gayretindedir. Birçok ailede benim oğlum, benim kızım şöyle olacak empozesi ile makam mevki ve statü baskısı altında yetiştirilmektedir. Tıpkı yarış atları gibi imtihanlardan imtihanlara sokulmaktadırlar. Nice gençlerin hayalleri bu bilinçsiz şeytani hastalığın baskı altında yıkılmaktadır.

Ebeveynle çatışan bu baskıya direnen bir gençlik ortaya çıkınca; bizim çocuklara ne oldu diyorsunuz. Dövme, kulak ve uygunsuz yerlere varıncaya kadar zincir takma, ailenin inançlarına ve kültürüne ters seçimler yapan gençler aile ile inançlarından kopma yaşamakta ve huzursuzlukları artmaktadır.   

Gençliğinin baharında toplumda kabul görmenin ancak makam, mevki ve  statüden geçtiğine inanan bir ruh yapısı ile yetiştirilen genç ruhsal bir hastalığa yakalanmış, bu genç sonraları daha büyük bir boşluk ve kayıp yaşamakla karşı karşıya kalır. İbadet ve taat terk edilmiş, örnek insanlar unutulmuş sonra bir bakmışsınız ki “Bir şey oldum” hastalığına kapılmış kocaman hiçlikle dolu bir tip ortaya çıkmış. Bu hiç varlıktan geçme olarak değerlendirilmemeli aksine bu hiçlik varlık iddiasıyla ortaya çıkan karakter kaybından yaşanan bir hiçlik olarak değerlendirilmelidir.

Şeytani olan bu tavır, insan tarafından alınmıştır. “Ben ondan (Adem'den) hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın onu (ise) çamurdan yarattın.” Araf:12 Bu hidayetten sapma hastalığının başlıca sebebidir. Kısacası bu durum şeytanidir.

Allah'ın inayetiyle gençte bir değişim olmaz ise tepetaklak düşülmektedir. Ceddinin kültürünü, dininin gerekliliklerini unutanlar kendi milletine ve ümmete karşı inkarcı tavır alıp nankörlük etmeye kalkıyorlar. Bu durumun toplumumuzda örnekleri çoktur; Yetkili makama gelip gizli bilgileri maddi çıkarları için satanlar, aldıkları eğitimle ülkenin toplumsal yapısı için fitne faktörü olanlar, çağdaşlığı heykel yapıp dikmek olarak algılayanlar, ülkesinin itibarını bekasını düşünmeden teröristlerle İşbirliği ve yaparak ülkesinin zarar görmesini sağlayanlarla bu topraklar doludur.

Bu tipler sarık saran ve sakal bırakan gençlere, çarşaf veya tesettüre girenlere karşı hep alaycı ve baskıcı davranışlar sergilemektedirler. Bu kesimi kendileriyle bir tutmayıp onların oyları ile bizim oyumuz bir olmamalı deme terbiyesizliğini göstermekten ar etmemektedirler. Bu kesimi cahil görmeleri onlara karşı düşmanlık etmeleri toplumun her safhasında görülmektedir. Ailelerin yanlış eğitimi, devletin Seküler eğitim anlayışı bu sonuçların elde edilmesine ve ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu eğitim sistemi makbul değildir. 

Bu gibilerin malları ve makamları ve statüleri oluşturdukları tabaka toplumda istenmeyen yapının oluşmasına sebep olmakta, bunlar kendi konumlarına uygun gelin ve damat ararlar. Aranması gereken iman ve edep kriterleri unutulmuştur.

Sonları hüsran olan bu mevki ve statüs sevdalıları gibi, onların karşısında eğilenler, kendilerini değişime zorlayanlar, onlardan bir beklenti içerisinde olanlar da dinlerinin yarısını kaybetmişlerdir. Bu kişilere Allah kendisine iman etmenin manasını kavramayı, kendi hallerinin ne kadar çıkışı olmayan bir yola girdiğinin farkına varmalarını ve tövbe istiğfarla hatalarından dönmelerini, Allah'a sığınarak hataları doğruya çevirme ve Allah indinde değer bulma hali için ibadet ve taatte sarılmayı yararlı işler yaparak ülkesi ve ümmet için faydalı kişiler olmayı nasip etsin inş. 

Bulunduğun makam ve mevki senin enaniyetinin sonucu değil, Allah’ın sana nasip ettiği bir hayır yolu olduğunu unutma, sadakatin dinine, ülkene ve ümmetin için Allah’a olsun. Sen imanlı, Allah korkusuyla, bilgini bu makamda birleştirdiğinde kemalâta ulaşırsın. Davanın başı ve sonu unutma alemlerin Rabbine hamd etmektir. Allah'tan güç ve kuvvet ister, sebat ve güzel bir son dileriz. Nimetlerin yokluğundan, ani cezaya çarpılmaktan, sağlık ve esenliğin kaybedilmesinden ve kötülüğe tekrar geri düşmekten ona sığınırız…

Kalın sağlıcakla….

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar