Kadiri Yolu

KUDÜS SON NOKTA


Kudüs bugün değil asırlarca Müslümanların gönlünde kutsallığı ile değerli bir mekandır. Birçok peygamber bu beldede insanlığı Allah'a davet etmiştir. İsra ve Miracın buradan başlaması, insanlığa son noktanın konulacağı merkezinde burası olacağı görülmektedir. Kıyametin öncesi büyük savaşın merkezide Kudüs'tür. Asırlarca savaşın, Kudüs'ü elde tutma mücadelesinin kan ve gözyaşı ile birlikte olacağı aşikardır.

Hiç bitmeyen bu mücadele 1948 yılından daha da öncelere dayanmaktadır. 1918 yılında Osmanlı askeri Mustafa Kemal komutasında altmış beş bin esir vererek Filistin cephesinden çekilmesi ile başlayan süreç İngiliz kuvvetlerinin Kudüs'te hakim olması ile tarih Filistinler için değişmeye başladı, sultan Abdülhamid hanın kanla alınan bu yerlerin bedeli kanla verilir sözü bu çekilme ile yerde kaldı. Yahudiler 1948 yılında resmen fiili işgali gerçekleştirme adımını atmışlardır.

1967 yılında harita tamamen değişime başlamış toprak bütünlüğü diğer İslam devletlerinin göz yumması ile değişime uğramış ve Filistinliler kendi topraklarında İsrail Oğullarının devlet kurmalarını engelleyememiş ve bugüne gelindiğinde her şey tam anlamıyla tersine dönmüş durumdadır. Sığınmacı olarak gelenler toprakların sahibi, toprak sahibi olan Filistinliler ise sığınmacı olmuş şimdide topraklarından sürülenler konuma düşürülmüştür.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bugünlere ışık tutacak bilgileri ashabının aracılığı ile bizlere kadar ulaştırmıştır. Gelin birlikte bu hadisleri okuyup üzerinde tefekkür edelim.

1- Hz. Peygamber (s.a.v) gelecekte kendisine inananların içine düşeceği muhataralı bir durumdan haber verir. Hz. Sevban (ra. anh) anlatıyor:

Rasûlullah (s.a.v) buyurdular ki: “Diğer milletler, tıpkı sofraya yemek için üşüşen insanlar gibi sizin üzerinize üşüşecekler.” Bunun üzerine sahabiler şaşkınlıkla sorarlar:
“Ya Rasûlullah, o gün sayımız çok mu az olacak?” Efendimiz (s.a.v): “Hayır” der. “Bilakis, o gün sayınız çok olacak. Fakat siz -çokluğunuz- bir akıntıya taşınan çer-çöp gibi olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden sizin korkunuzu silecek, sizin kalbinize de “vehn” verecek.”
Bunun üzerine sahabilerden biri sorar: “Vehn nedir ya Rasûlullah?..”
O da buyurdu ki: “Dünya sevgisi ve ölümü sevmemek, ondan nefret etmek.” (Süneni Ebû Davut: 4/111, hn. 4297; Müsnedi Ahmed: 5/278, hn. 22450)

O kadar çoğuz ki  bir araya gelemiyoruz . Başımızda  bulunan yöneticiler korkularından harem-i şerifte Gazze ve Filistin kelimelerini yasaklamışlar hatta bir Türk   umreci tutuklandı ayaklarına kelepçe vurulmuş.  Hep birlikte  ipi itrailin ve onun koruyucu hamisi gibi görünen ABD ile saldırmaya Gazzede kan akıtmaya devam etmekteler.  Bir diğer  hadiste  noktanın Filistin "Kudüs" te noktalanacağına işaret var :

2- Nevvâs İbni Sem’ân radıyallahu anh  şöyle dedi: Bir sabah Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem deccâlden uzun uzun bahsetti... O Şam ile Irak arasındaki bir yerden çıkacak. Sağa sola her yana kötülüğünü yayacaktır. Ey Allah’ın kulları, imanınızı koruyup direnin!” .... deccâl babayiğit bir genci yanına çağırıp onu kılıcıyla ikiye biçer; vücudunun her parçası bir yana düşer; ardından ona seslenir. Delikanlı gülümseyen bir çehreyle ona doğru gelir. Deccâl böyle işler yaparken Allah Teâlâ Mesîh İbni Meryem sallallahu aleyhi ve sellem’i gönderir.... Mesih deccâlin peşine düşer, onu (Kudüs yakınındaki) Bâbülüd’de yakalayıp öldürür. Sonra Îsâ sallallahu aleyhi ve sellem, Allah Teâlâ’nın kendilerini deccâlin şerrinden koruduğu birtakım insanların yanına gelir, onların yüzlerini okşayarak deccâl fitnesinin sona erdiğini söyler ve kendilerine cennetteki yüksek derecelerini haber verir. Müslim, Fiten 110. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 59; İbni Mâce, Fiten 33

Son nokta İsa (as) tarafından kudüs'te konulmuştur. Bu hadisin devam gül bahcesi kategorisinde mevcuttur.


(https://kadiriyolu.blogspot.com/2023/11/deccal-hadisi.html )


3- Taifetu'l-Mansura; kıyamet gününe kadar varlığı olmaya devam edecek müminlerden oluşan bir topluluktur. Onlar, hak üzere olan ve açıkça desteklenen bir topluluktur. Kıyamet kopuncaya dek, onları terk eden veya onlara karşı çıkan hiç kimse onlara zarar veremeyecektir.


İmran bin Husayn'dan Radıyallahu Anhu, Rasulullah'ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Ümmetimden bir taife, hak üzere savaşmaya devam edecektir. Onlar kendilerine düşmanca davrananlara karşı galiptirler. Öyle ki, bunların sonuncuları Mesihu'd-Deccal'e karşı savaşacaktır." Sahih-u Sünen-i Ebi Davud: 2170.

Ebu Hureyre'den Radıyallahu Anhu, Rasulullah'ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Ümmetimden bir grup Allah'ın emrini yerine getirmeye devam edecektir. Onlara muhalefet edenler, Allah'ın emri gelinceye kadar onlara bir zarar veremezler."

Bu Müslümanların kimler olduğunu ve nerede olacaklarını ise şu hadisi şerifte öğreniyoruz;

“Ümmetim’den bir grup dinde güçlü olmaya devam edeceklerdir. Güçlüklerle karşılaşsalar da düşmanlarını ezecekler, karşıtlarından etkilenmeyeceklerdir. Allah’ın kıyamet emri geldiğinde onlar bu hâlde olacaklardır. Ashap dedi ki: ‘Ya Resûlullah! Bunlar kimlerdir ve nerede bulunacaklardır?’ Kudüs’te, Kudüs’ün çevresinde olacaklardır. (Ahmed bin Hanbel, 22676)

Evet Rabbim  "Kudüs" ün değer ve kıymetini bilmeyi ve onun için mücadele etmeyi bize ve bizden sonra gelecek ümmetin tüm nesillerine şuurla  imanla nasip etsin. Rabbim en kısa zamanda Kudüs'ün esaretten kurtulması için erlerinin uyanmasını nasip etsin  ve onlardan olmayı bizlere de    nasip eylesin inş..

1 Yorumlar

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Yorum Gönder

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar