Kadiri Yolu

Niçin ve Nasıl Dirileceğiz

 Ey Genç!


Vücudunun etleri, kemiklerinden toprak altında böcekler, cihanlar, akrepler tarafından yok edilecek korkusu sende de var mı? Daha çok ibadet ve taatla Allah’a yönelir ona tevekkül edersek, korkularımızın yerine umut hakim olur, bu umut bizi güçlü kılar. 


Ey Genç!


İnsan boşa yaratılmadığı gibi toprak altında bedeni erise de yok olup gitmeyecek, Dünyada yapılan tüm ameller, iyilikler ve kötülükler karşılıksız kalmayacak, Adaletsiz davrananlar yaptıklarının karşılığını muhakkak göreceklerdir. Ahirette her şey adil olanın huzurunda karşılık bulacaktır. Zerre kadar iyilik ve kötülüğün karşılığı muhakkak görülecektir;  “6. O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır. 7. Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükafatını görecektir. 8. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir.” Zilzal suresi


Hanginizin daha güzel amel yaptığını denemek/ortaya çıkarmak için, gökleri ve yeri altı günde yaratan O’dur. Ve arşı, su üstündeydi. Şayet onlara: “Hiç kuşkusuz ölümden sonra diriltileceksiniz.” desen, o kâfirler: “Bu apaçık bir sihirdir.” derler. (11/Hûd 7


Ey Genç!


“Gerçek tartı o gün olacaktır. Artık kimin iyilikleri tartıda ağır gelirse, işte onlar nihai başarı ve kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. Kimin de iyilikleri tartıda hafif gelirse, işte onlar, ayetlerimize karşı çıkmaları yüzünden kendilerini ziyan edenlerdir.” A’raf/8-9


Dünyayı yaşanmaz hale getiren, inandıklarından dolayı müminlerin başına dünyayı dar edip onlara zulmedenler için cehennemde en güzel yer onlara verilecektir. İnsanın adaletin bu Dünya'da tecelli etmesini bekliyor, Adaletine kavuşamadan toprağa giren insanlarla doludur bu dünya. Ahiret günü kurulacak olan (Mizanda) tartıda şaşma olmayacaktır.


Ey Genç!


İbretlik olan olaylar düşünüp akleden insan için hikmete ve güzelliğe dönüşür. Hz İbrahim bir gün deniz kenarında dolaşırken bir hayvan leşi görmüş. Deniz dalgaları leşe vurdukça dalgalarla birlikte gelen balıklar, birer parça koparıp gidiyor, dalga çekilince de, kuşlar ve diğer kara hayvanları, yaklaşıp birer parça koparıp gidiyorlardı. Bu şekilde leşin her bir parçası, başka bir hayvanın kursağına gidiyordu. Hz. İbrahim, bu ibret verici manzarayı görünce, ölülerin diriltileceğine kuşkusuz inanmasına rağmen, bu işin nasıl olacağına ait merakı o kadar arttı ki, nihayet Allah'a sığınarak :

- Rabbim, ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster deyince, Allah Teâlâ : Yoksa inanmıyor musun? buyurdu. Hz. İbrahim: Hayır inanıyorum, fakat kalbim iyice (itminan olsun) kansın diye görmek istiyorum, dedi. Bunun üzerine Allah Teâlâ : Öyleyse dört çeşit kuş al, onları kendine iyice alıştır. Sonra onları parçalayıp her dağın üzerine bir parça koy, sonra onları çağır, koşarak sana gelirler; o halde Allah'ın güçlü ve hikmet sahibi olduğunu bil, buyurdu. (Bakara, 2/260; Buhari, Enbiya, C: 9, Hadis No: 1385; Müslim, Iman, C: 1, Hadis No: 151)


Bunun üzerine Hz. İbrahim, Allah Teâlâ'nın emrine uyarak bir tavus kuşu, bir karga, bir horoz ve bir de güvercin buldu. Onları besleyip iyice kendisine alıştırdı. Onları iyice inceledi. Sonra da bunları kesip etlerini parçaladı. Hepsinin etini birbirine karıştırıp hamur haline getirdi. Bu et hamurunu, dört ayrı dağın başına bölerek bıraktı. Yine Yüce Allah'ın emrettiği üzere, onları adlarıyla çağırdı. Hepsinin canlı olarak uçup kendisine geldiğini gördü. Bu olay karşısında Hz. İbrahim, Yüce Allah'ın sonsuz gücü karşısında secdeye kapanarak, ölülerin

diriltilmesine olan imanını daha da kuvvetlendirdi ve kalbini tatmin etti.


Ey Genç!


Yine Hz. İbrahim'in, tevhid inancı uğruna mücadele ettiği Babil hükümdarı Nemrut ile şöyle bir tartışması olmuştu: Hz. İbrahim Nemrut'a : Benim Rabbim, hem diriltir, hem öldürür, deyince Nemrut: Ben de hem diriltir, hem öldürürüm, diyerek emir verdi; ölüme mahkum olan birini affedip serbest bıraktı, suçsuz bir adamı da getirtip öldürdü. Nemrut, güya böylece Allah ile yarıştığını ispat etmeye çalışıyordu. Bunun üzerine Hz. İbrahim ona : Şüphesiz Allah, güneşi doğudan getiriyor, sen de batıdan getirsene, deyince inkarcı Nemrut, şaşırıp kaldı, Hz. İbrahim'e hiç bir cevap veremedi. (Bakara, 2/258)


Dünya'ya indirilen Adem as. neslinden inkar edenler çıktı ve bunlar hiç bir zaman eksik olmadı ve inkarlarını nesilden nesile aktararak tarih boyunca hep devam ettirdiler. "Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onlar gibisini yaratmaya kâdir olduğunu görmüyorlar mı? Onlar için kendisinde şüphe olmayan eceller kıldı. Zalimler ise (düşünmek ve anlamak yerine) kâfirlikte direttiler." (17/İsrâ 99


Nihayet sevgili Peygamberimiz, ahiret hayatının varlığını, öldükten sonra yeniden dirilmeyi açık açık müşriklere duyurduğu zaman, bu işe müşriklerin akılları ermedi. Hatta Halef oğlu Ümeyye diye bilinen müşriklerin ileri gelenlerinden biri, eline çürümüş bir kemik parçası alarak, onu elinde iyice ezmiş ve un haline getirmiş, sonra da Peygamberimize göstererek: Ya Muhammed, bu çürümüş kemiklerin yeniden dirileceğini sen mi söylüyorsun ? demişti. Peygamberimiz ona : Evet, Allah, onu da seni de diriltecek, hem de seni ateşe sokacaktır, buyurmuştur. Bu olay üzerine aşağıdaki Kur'an ayetleri indi: "İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki, hemen apaçık bir hasım kesilir ve kendi yaratılışını unutur da, çürümüş kemikleri kim diriltecek, diyerek bize misal vermeye kalkar? Ey Muhammed! De ki Onları ilk defa yaratan diriltecektir. O, her türlü yaratmayı bilendir.” (Yasin, 36/78, 79)


Ey Genç!


Hayat ve ölüm, yan yana, Allah, ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarır. "O, ölüden diri çıkarır, diriden ölü çıkarır; yeryüzünü ölümünden sonra O canlandırır. Ey insanlar! İşte siz de böylece diriltileceksiniz." (Rum / 19)   Yıldızlar daima başka bir kıyıda doğmak için batarlar. Dünyadan ölerek ayrılanlar, başka bir alemde yeniden hayata kavuşacaklardır. Bilim adamları der ki: "Bir dinamit lokumu saniyenin yirmi beş binde biri kadar bir süre içinde katı cisim olmaktan çıkıp, gaz haline geçer. Fakat atomları değişmez."  


Demek ki, yokluk yok, yeniden olmak var. Toprağa düşen çekirdeğin yeniden fışkırması ve aslına dönmesi gibi dirileceğiz.


Dağılan hücrelerin, tekrar birleşip dirilmenin gerçekleşeceği, inkarcıları şaşırtmasın. İnsanın aldığı gıdalar, nasıl değişik değişik yerlerden gelip, hayatın devamına vesile oluyorsa, yaratıcı kudret, dilediği zaman ölüden diriyi öylece çıkaracaktır. Yüce Allah buyuruyor ki:


"Görmediler mi, Allah nasıl yaratmayı başlatıyor, sonra onu iade ediyor (dönüp yeniden yaratıyor.) Bu Allah'a göre kolaydır." (Ankebut, 29/19)


Bu ayette öldükten sonra dirilmeye işaret olduğu gibi, yaratmanın her an tazelenmekte olduğuna, ölen canlıların yerine aralıksız olarak yenilerinin yaratıldığına da işaret vardır.


Dirilmeyi, yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de, susuz kalmış toprağın yağmur suyu ile beraber yeniden hayata kavuşmasına benzetmiştir:


"O ki, rüzgârı, rahmetinin önünden müjdeci gönderir. Nihayet onlar, ağır ağır bulutları yüklenince, onu ölü bir memlekete yollarız, onunla su indirir ve türlü meyvalar çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Her halde bundan ibret alırsınız." (Arâf, 7/57)


Ey Genç!


Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh- Allah Resûlü  (sallâllâhu aleyhi ve sellem)    Efendimiz’e, Sûr’a iki üfleniş arasında ne kadar zaman geçeceğini sormuş, Efendimiz de “kırk” diye cevap vermişlerdir.

Ebû Hüreyre’ye, bu ifâdeyle kırk yıl mı, kırk ay mı yoksa kırk gün mü kastedildiği tek tek sorulduğunda her birine ısrarla; “Bir şey diyemem.” şeklinde mukâbelede bulunmuştur. Sonra da Rasûlullah (sallâllâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz’in hadîsini nakletmeye devam ederek şöyle buyurmuştur:

“Allah gökten su indirecek ve insanlar yerden sebze biter gibi bitecekler. İnsanda bir kemik hariç hepsi çürür. Bu çürümeyen, «Acbü’z-Zeneb»    denen kuyruk sokumu kemiğidir. Kıyâmet günü yeniden yaratılış bundan terkip edilecektir.  (Buhârî, Tefsîr, 39/3; Müslim, Fiten, 141; Muvatta’, Cenâiz, 48; Ebû Dâvûd, Sünnet, 24; Nesâî, Cenâiz, 117)

Zamanı geldiğinde, toprağa atılan bir tohum ve bir çekirdek gibi insan da, toprağa girecek. Tohum veya çekirdek, bir süre nasıl toprakta kalıp bahara kavuştuğu zaman fışkırıp çıkıyorsa, insan da kabir hayatını toprakta geçirdikten sonra, bir gün baharına kavuşup, dirilip kalkacaktır. Elma çekirdeği yeniden elma ağacı gövdesine dönüşür de, varlıkların en üstünü olan insanın ruh çekirdeği, yeniden bedenine dönmez mi? Topraktaki çekirdeği veya tohumu unutmayan yaratıcı, hiç kulunu toprakta bırakır mı ? Toprağa atılan her tohum biter de, insan kaybolup gider mi ?


Kaynak: Türkiye'de Gençlik sorunları ve çözüm yoları adlı kitaptan istifade edilerek hazırlanmıştır....

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar