Kadiri Yolu

 


Abdulkadir Geylani Ks.

Marifetler hazinesi, her kutbun mercii, yüce makamlar sahibi, arif, vuslat, derin kıdem, tam bir temkin ve ahval-i manevi sahibi, doğunun ve batının sancağı, şeyh-i kamil Abdülkadir Geylani’nin nesebi baba ve anne tarafından Hz. Peygamber’e ulaşmaktadır:

Seyyid Abdülkâdir Geylani, unsurlarında yeşil rengin kullanıldığı Kadiriyye Tarikatı’nın sahibidir ki, tarikatta yeşil renk kullanılması güzel ve tertemiz olan Ehl-i Beyt’e karşı muhabbeti simgeler.

Künyesi ve Lakapları

Tarih, tabakât ve hal tercümesi kitaplarının çoğunluğu onun künyesinin (Ebu Muhammed ve nispetinin dede Cilani ya da Cili olduğunu söylerler. İbnü’l-Esir el-Kamil fit-Tarihinde şöyle yazar: 0,seyyid Abdülkâdir b. Ebî Sâlih Ebi Muhammed el-Cili’dir. İbn Kesîr el-Bidâye ve En-Nihâye’de şöyle der: Şeyh Abdülkâdir b.Ebi Sâlih Ebi Muhammed el-Cili.2

Zirikli , ona atfedilmiş pek çok lakap vardır. Bu lakapların her birisi de onun ilmi derecesine faziletine, yüceliğine, mertebesine vs. işaret etmektedir En meşhur lakaplarından birisi “İmam”dır. diğer lakapları semi, şeyhul islam, rüknüş şeria, alemüt tarika, gavsı  azam vb. Seyyid Abdülkadir Geylâni’ye de birçok sıfat ve lakaplar verilmiştir.

Doğumu (470/1077)

Seyyid Abdülkadir Geylâni, Geylan’ın Neyf köyünde dünyaya gelmiştir. Geylan, halen İran sınırları içerisinde ve Hazar Denizi’nin güneyinde yer almaktadır. Eski coğrafyaya göre Taberistan’ın o bür tarafıdır. Bölgenin ismi Geyl, Geylân, Cili ve Cllân şeklinde de telaffuz edilir. Dolayısıyla onun nispetine Geylâni, Geyli, Cili ve Cilani de denmektedir. Doğumu h. 470 yılına rastlamaktadır.

Geylani’nin Yetişmesi 

Arif-billah Şeyh Abdülkadir, Geylanin çocukluğu annesi tarafından dedesi olan es Seyyid Abdullah es-Savmai’ el-Hüseyni’nin himayesinde geçti. Geylan’da iken ona nispet edilir ve kendisine Savmai’nin El huseynin oğlu denirdi. Şeyh Abdülkadir, Abid, Muttaki, dünyaya karşı zahit, ahireti tercih eden ve dinin esaslarına son derece bağlı birisi olarak yetişmiştir. Geylan’da din ilimlerinde onu tatmin edecek birisi yoktu. Bu yüzden kendi kendine Bağdat’a gitmeye karar verdi. Bağdat o zaman dünyanın kültür ve ilim merkezi idi orada yetişmiştir.

Tasavvufta Yetişmesi 

Hammâd ed-Debbâs Zahit idi Okuma yazma bilmezdi. Çok müridi vardı. Ahvâl ve keramet sahibiydi. Zamanındaki ariflerin şeyhiydi. Helal kazanma uğruna pek çok meslekte hüner sahibi olmuştu. H. 525 yılında vefat etmiştir. Seyyid Abdulkadir Geylânî, tasavvufi hayatının başlarında iken onun sohbetlerine katıldı. Onun terbiyesi altında yetişti ve üzerinde çok tesiri oldu. Seyyid Abdulkadir Geylâni’nin Hammâd ed-Debbâs’tan zaman zaman çok sitemler ve azarlar işittiği de olmuştur.

Meselâ Seyyid Abdulkadir Geylani bu konuda şöyle demektedir: İlim için onun yanından ayrılıp sonra da yanına tekrar geldiğimde bana: “Ne iş! Bizim yanımıza niye geldin? Sen fakihsin, fakihlerin yanına git” derdi. Ben de susardım. Bana çok eziyet ederdi ve hatta beni döverdi ilim öğrenmek için gidip tekrar döndüğümde bâzan da: “Bugün bize çok ekmek ve yiyecek geldi. Ama sana bir şey ayırmadık” der ve âdeta bana eziyet etmeleri için yanındakileri teşvik ederdi. Bu sebeple onlar da bana: “Sen fakihsin, burada ne işin var? Bizim yanımıza sen niye geldin ki?” diye sitem ve eziyet ederlerdi?

Şeyhinin bunca ağır uygulamaları Seyyid Abdulkadir Geylâni’nin tahammül gücünü ve sabrını ölçmek ve geliştirmek için bir imtihandı. Diğer şeyhleri: Ebu Muhammed Cafer b. Ahmed b. el-Hasan b. Ahmed el-Bağdadi es-Serrac, Ebu Said el-Mübarek b. Ali el-Mahzumidir. 

Seyyid Abdülkadir Geylani’nin Tarikat Silsilesi

Seyyid Abdülkadir Geylânî, tarikat hırkasını Ebû Saîd el- Mübârek el-Mahzûmî’den almış ve onun elinden giymiştir. Mahzûmî de hırkayı Şeyh Ebu’l-Hasen Ali b. Muhammed el-Kureşi’den; Kureşi, Ebu’l-Ferec et-Tarsûsi’den’, Tarsûsî, Ebu’l-Fazl Abdülvahid Temimi’den, Temîmî, Ebû Bekr eş-Şibli’nin elinden; Şibli, Ebu’l-Kâsım el-Cüneyd’den, Cüneyd, dayısı Serî es-Sekati’den; Sirri, Ma’ruf el-Kerhi’den, Ma’rûf el-Kerhî, Dâvûd et-Tâi’den, Dâvûd et-Tai, Habib el-Acemi’den; Habîb cl-Acemî, Hasan el-Basri’den, Hasan el-Basrî, Mevlânâ Emîrü’l-Mü’minin Ali b. Ebi Talib’den (kerremallâhü vechehû Allah onun yüzünü mübârek kılsın), Hz. Ali hırkayı peygamberlerin seyyidi, âlemlerin Rabbinin habibi Muhammed’den (en güzel salât ve salamlar onun üzerine olsun); Hz. Peygamber Efendimiz, Cebrail’den (a.s.) ve o da Cenâb-ı Hak’tan (cc) almıştır.

Geylani’nin Vefatı (8.4.561/16.2.1166)

Seyyid Abdülkadir Geylâni, h. 561 yılının Rebiu’l-Ahir ayınn 8’inde bir Cumartesi günü akşam karanlığını çöktükten sonra vefat etmiştir. Geceleyin cenazeyi teçhiz işlemi yapılmıştır. Babül’l-Eze denilen yerdeki medresesine defin işlemi ancak geceleyin tamamlanabilmiştir. Hastalık sadece bir gün ve bir gece devam etti. Bir ara oğlu Abdülaziz hastalığını sordu. Şöyle cevap verdi: “Benim hastalığımı ne bir insan, ne bir cin, ne de bir melek bilebilir, akledebilir.

Oğlu Abdülcebbar “vücudunun neresi ağrıyor?” diye sordu. Kalbim hariç her tarafım ağrıyor” dedi, “kalbim Allah ile beraber! Ben hiçbir insandan korkmuyorum. Ben ölümden de, ölüm meleğinden korkmuyorum.” iki elini kaldırıp indirerek şöyle diyordu: “Aleykümu’s-selam ve rahmetullahi ve berakatüh.

Sonra ona Hak/ecel ve ölüm sekeratı geldi. “Kendisinden başka ilah olmayan ve her türlü eksiklikten münezzeh olan Allah’ın yardımına sığındım. O, ölmeyen diridir. O, ölümden korkmaz. ” sözünü tekrar eti durdu. “Kudreti ile yenilmez, karşı konulamaz ve ölüm ile kulları üzerinde Kahhar olan Allah ne mukaddestir! Lâ ilâhe illallah Muhammedün Rasûlullah.”Sonra “Allah, Allah, Allah” demeye başladı. Sesi kısıldı, dili damağına yapıştı ve mübarek ruhunu teslim etti. Allah’ın rızası onun üzerinde olsun.

Şeyh Abdulkadir Geylani ks. Eserleri:
  • Evradül Cilani
  • Hizbur-Reca ve’l-İntiha
  • Duaül Besmele
  • Gunye
  • Fethur Rabbani
  • Fütuhal Gayb
  • Hizbü Abdülkadir Geylani
  • Ed Dalail El-Kadiriyye
  • Beşairul Hayrat
  • Virdüş Şeyh Abdülkadir Geylani
  • Tefsirül Kuran
  • Et-Tukus El-Lahutiyye
  • Cilaül Hatır

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar