Kadiri Yolu

 

Ricâlü‘l-Gayb Kimlerdir?

Ricâlü‘l-Gayb Kimlerdir?

“Ricalü’I-Gayb, üçler, yediler, kırklar” vb. bir sürü kavram var. Bunları ayet, hadis ve sahabenin dilinden anlatabilir misiniz? Eğer ayet ve hadislerde yoksa, bunlar kim tarafından ve ne maksat sokulmuştur? Varsa bu görevliler kimlerdir? Görevleri nelerdir?

Ricâlü’l-gayb, gayb erenleri, bilinmeyen Hak dostları demektir. Ricalü’l-gayb, Allah dostluğunun gizliliğinden kinayedir. “Rabbinin ordularını O’ndan başka kimse bilmez.” (Müdesssir 31) ayetinin ifade ettiği anlam da budur. Ricalü’l-gayb ile ilgili en eski kaynaklar, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’i ile Hakim Tirmizi’nin eserleridir.

Özellikle şu hadis-i şerif, mutasavvıfların üçler, yediler ve kırklar gibi değişik isimlerle andığı gayb erenlerinin mesnedi sayılmıştır: Bu ümmetin içinde İbrahim tabiat: üzere kırk, Musa tabiatı üzere yedi, isa tabiatı üzere üç, Muhammed fıtratı üzere bir kişi bulunur. Bunlar derecelerine göre halkın efendisi sayılır.” (Keşfu’l-hafa. 1.24: krş. İbn HanbelI.112,V,332,VI,316

Hadislerde daha çok. “abdal” kelimesi yer almakta, bazen da aynı kökten “büdela” kelimesi kullanılmaktadır. Abdal kavramı önceleri âbid ve zâhid sûfilerle birlikte muhaddis ve fakihler için de kullanılmıştır. Hatta abdál hadislerini Müsned’inde nakleden Ahmed b. Hanbel, yeryüzünde muhaddislerden başka abdâl tanımadığını söylemektedir.

Herkes tarafından kolayca tanınmayan veya gizli bir takım sırlara vakıf olan “ricali l-gayb”ın kendi içinde hiyerarşik bir düzeni vardır. Bu düzenle ilgili bilgiler, ibn Arabi öncesi kaynaklardakilerle İbn Arabi’ sonrası kaynaklardakiler birbirinden farklıdır. Ebû Bekir Kettanî’ye izafe edilen bir tasnifte ricâlü‘l-gayb aşağıdan yukarı doğru nukabâ, nücebâ, abdal, ahyâr, umed ve gavs şeklindedir. Ibn Arabî’nin tasnifine göre ise nüceba, nukaba, ebdal, İmameyn ve kutub şeklindedir.

Bunların görevleri alemdeki manevi ve ruhani düzenin korunması. hayırların temini, kötülüklerin giderilmesi için çalışmak ve dua etmektir. Nasıl siyasi ve maddi idarede bir görev taksimi varsa, bu görünmeyen maneviyat erlerinin de kendi aralarında bir görev taksimatı vardır. “Kutbu’l aktab devlet başkanı gibidir.

Diğer kutuplar, bakan ve valiler konumundadır. Sufilere “sultan” ve “şah” gibi unvanların verilmesi, bu sebeple olsa gerektir. Bunlar bir bakıma “leşker-i duâ”dir. Peygamberlerden bedel kişilerdir. Allah’ın yeryüzünü kendilerine müsahhar kıldığı, hilafet sırrına ermiş kimselerdir. Onlar âlimin intizam sebebidir. Ama kimler oldukları genellikle gizlenmiştir.

Kaynak: İslam Tasavvufu;  Prof. Dr. H. Kamil Yılmaz

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs