Kadiri Yolu

 

Sufi’nin Oruç Adabı

Sufi’nin Oruç Adabı


Sufiler oruç tutmada bir edep üzere olurlar. Açıkta olup, göze hitap eden ne varsa ve iç alemlerindeki duygularında kontrol edilip zapt edilip onlar için önemlidir.

Nefis yemek içmek ister bu oruçla engellenince, azalarda günaha düşmekten korunmuş olur. Dünya geçimliği ve meşgalesini aşırı derecede düşünmek gerekir.

derviÅŸin orucu ile ilgili görsel sonucuSufi orucun faziletinden yararlanabilmek için edeplerine riayet edecek şekilde hareket etmelidir. Sufi iftar vaktinde sofrada, sofra adabına uygun hareket etmelidir. Yiyecekleri ve içecekleri aç Kurtlar gibi saldırmamalı mideyi tıka basa doldurmamalıdır. Sofrada şeklimiz değiştikten sonra, orucun ne hikmet kalırdı.

Halbuki hedef nefsin terbiyesidir. Aç kalmak birçok nimetten Allah için el çekmek, oruçluyken kendimizi ondan uzak tutmanın, sınırsız bir mükafat olduğu kadar, aynı zamanda nefsin terbiyesi içindir.

Nefsi ezmek onun isteklerini kısıtlamak ve nefsin diğer arzularını zapt edebilmek için oruç bir silahtır. Nefsimizi Allah CC. için bir şeyde ezmek ve zaruret ölçüsünde tutarak kontrol etmek nefsin tabiatı gereği bu durum ona zor gelir. Bu durumda istekler kontrol edilirse diğer hallere de bu irade yapısı sirayet eder.

Oruçlu olanın uykusu da ibadete dönüşür. Sahur onun için bir alıştırmadır. Ramazan’dan sonra teheccüd için bir fırsata ve dönüşür.

Sahurda iki fayda vardır: 

Birincisi: sünnetin bereketini kazanmak 

ikincisi: yemekle oruça güç kazanma.  

Enes Bin Malik, Peygamber (sav)’den şöyle rivayet etmiştir. “Sahura kalkınız. Çünkü sahurda bereket vardır.” Buhari, Müslim, siyam, Tirmizi, savm

Sufi Oruçlu iken hanımı ile uğraşmaktan ve ona yakınlaşmaktan uzak duran kişidir. Bu şekilde davranmak nezih bir harekettir.

Sünnete uygun olan iftarda acele etmektir. Eğer yemeğini yatsıdan sonra yemek ve akşam ile yatsı arasını ibadetle ihya etmek isterse, hemen su ile Veya birkaç kuru üzüm tanesi ile yahut hurma ile iftar etmelidir. Şayet nefsi bununla yetinmeyip kendisiyle çekişmeye gidecekse akşam ile yatsı arasındaki vakti huzurlu bir şekilde geçirebilmek için, birkaç lokma atıştırmalıdır. Nefsi yatıştırmadığı takdirde yapılacak olan ibadetlerde huzur kaçar.

Ebu Hureyre (Ra) rivayet ettiği bir hadiste, Resulullah Cenabı Hak’tan naklen şöyle buyurmuştur. “Kullarım içinde bana en sevimli olanlar; iftarda acele edenlerdir.”

“İnsanlar iftarda acele ettikleri sürece hayır üzere kalacaklardır” buyrulmuştur. İftarı akşam namazından önce yapmalıdır bu sünnettir. Resulullah az bir parça su ve süt yahut birkaç hurma ile iftarını açardı.

Sufi insanların gıybetini yapıp onların etlerini yiyerek orucunu bozmaz. Sufilerin önde gelenlerinden süfyani servi: “Gıybet edenin orucu bozulmuştur.” demiştir.

Bir haberde şöyle anlatılmıştır:
Rasulullah (a.s) zamanında iki kadın, (nafile) oruç tuttular. Günün sonuna doğru açlıktan bayılacak hale geldiler. Rasulullah (a.s)’a bir adam göndererek: oruçlarını bozmak için izin istediler. Rasulullah (a.s)’da, gelen adamla onlara bir kab göndererek, ona kusmalarını emretti. Kadınlardan birisi kaba kustu, yarısını taze et ve kan ile doldurdu. Diğer kadında kustu ve kalan yarısını doldurdu. Hadiseyi görenler hayret ettiler. Durum Rasulullah (a.s)’a (arzedilince) Efendimiz (a.s): “Bu iki kadın, Allah Teala’nın kendilerine helal kıldığı şeylerden kendilerini men ederek oruç tuttular, fakat Allah’ın kendilerine haram kılmış olduğu bir şeyle (gıybetle) oruçlarını bozdular. Ahmed, Müsned, V, 341, Münziri, et-Terğib, II, 148

Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur:
“Sizden biriniz oruçlu olduğu gün, kötü söz söylemesin ve cahilane işler yapmasın. Birisi kendisine kötü söyler çatmak isterse: “Ben oruçluyum! desin.” Buhari, savm, 2, Müslim, sıyam, 120, Ebu Davud savm,29, Nesai, sıyam 43,

Sufinin belli bir yiyeceği olmaz. Çünkü Sufinin rızkının ne zaman ve nereden geleceğini bilmez. Sufi, Allah kendisine bir rızık gönderdiği zaman onu edep alır, saldırarak değil. Murakabe halini devamlı koruyan derviş bu hali ile oruç tutmadığı zamanlarda bile, kendisinin belirli hazır bir yiyeceği olan nafile oruç tutan kimseden daha faziletlidir. Bu durumuyla birde oruç tutsa faziletine fazilet kalkmış olur.

Sufilerin bir kısmı devamlı oruç tutmayı mekruh görürler. Bir gün oruç tutup bir gün yemenin nefise daha ağır geldiğini tespit etmişlerdir. Sufi oruç tutamayan kimseye, zayıf olan ihtiyara, hasta olan kişiye karşı güzel muamelede bulunmalı kötü söz söylememelidir.

Sufi oruçluyken eline bir şey geçerse bunu saklama yoluna gitmemelidir. Bu uygun bir hareket değildir. Manevi halinin zayıflamasına sebebiyet verir. Eğer sufi güçsüz ve zayıf birisi ise bunda bir sıkıntı yoktur.

Sufi kendisi Oruçluyken arkadaşının davetine uyarak orucunu bozan kimsenin hareketinin dinen güzel bir hareket olduğunu peygamber (sav)’den anlıyoruz.

Ebu Said el Hudri demiştir ki; “Ben Resulullah (S.A.V) ve ashabı için bir yemek hazırlamıştım yemeğe kendilerine sununca içlerinden biri ben oruçluyum dedi. Bunu duyan Resulullah (as): “Kardeşiniz sizi davet edip bir sürü meşakkate giriyor, Sonra sen kalkmışsın: “Ben oruçluyum diyorsun. Orucunu boz ve sonra bir gün kaza et.” buyurdu. Beyhaki süneni Kübra IV,279

Oruç tutan bir kimsenin yanında yiyenlere katılmamasının da uygun olacağına dair hadisi şerif var.  Resulullah (as): Ashab-ı yemek yediler. Hz Bilal (ra)’de oradaydı ve oruçluydu. Resulullah (as) : Biz rızkımızı yiyoruz Bilal’in rızkı ise cennettedir.” buyurdu. İbni Mace siyam 46.

Nafile oruç tutan bir kimse bir yemek davetine çağrılırsa, orada fazileti ve güzel insanlar bulunuyorsa orucunu orada bozar. Bunu nefsi için değil ortamın güzelliği için yapmalıdır.

Sufi iftar edip yemek yiyince çoğu zaman batınında bozulma yaşar ve önceki halinin değiştiğini bu arada nefsinin ibadetleri eda etmede ağırdan aldığını görecektir. Bu durumda derhal içindeki değişimi gidererek kalbin değişen mizahına tedavi etmelidir? Bunun için kılacağı namaz okuyacağı ayet çekeceği zikir yapacağı dua ve istifalarla yediği yemeği eritmelidir.

Bir hadiste şöyle buyrulmuştur: ”Yediklerinizi zikirle eritiniz.”(Suyuti camiu’s sagir Heysemi ve aculani)

Oruçlu iken mümkün olduğu kadar oruçlu olduğunu gizlemelidir. Eğer kul gerçekten ihlaslı birisi ise gizleyip gizlemek o kadar önemli değildir. Ameller Allah içindir o kullar için değildir. Bu riyadan uzak olacaktır.

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs