Kadiri Yolu
Dünya Hırsı


Bismillahirrahmanirrahim

 Dünya Hırsı :

İsa aleyhisselam bir gün yolculuğa çıkmak üzereyken yanına birisi geldi ve:  Allah’ın nebisi! Ben de seninle gelmek istiyorum, dedi.

İsa aleyhisselam adamı yanına kabul etti ve beraber yola koyuldular. Bir vakit sonra bir nehir gördüler ve kenarında oturup dinlenmeye karar verdiler. Yanlarında üç parça ekmek vardı. İki parçasını yediler. İsa aleyhisselam yemekten sonra kalkıp nehrin kenarına gidip biraz su içti. Geriye döndüğünde ise arta kalan ekmeği bulamadı.

Adama: Ekmeği kim aldı? Diye sordu.

Adam:  Bilmiyorum, dedi.

İsa aleyhisselam fazla üstelemedi ve tekrar yola koyuldular. Çok geçmeden yol kenarında yavrularıyla birlikte bir geyik gördüler. İsa aleyhisselam bir tanesini çağırdı ve sonra onu Allah’ın izniyle kesti. Etinin bir kısmını ateşte kızarttıktan sonra adamla birlikte yediler Sonra İsa aleyhisselam yerdeki kemik ve et parçalarına seslenip: 

– Allah Azze ve Celle’nin izniyle ayağa kalk, dedi. Kemik ve et parçalarına dönüşmüş olan geyik yavrusunun kalıntısı, derhal eski haline geldi ve bir geyik olarak tekrardan ayağa kalktı, İsa aleyhisselam adama dönüp:

Şu mucizeyi sana gösteren Allah hakkı için söyle, o ekmek parçasını kim aldı? Diye yeniden sordu,

Adam ısrarla:  Bilmiyorum, diyordu.

Yine yola koyuldular. Bu sefer çöl bir araziye geldiler. İsa aleyhisselam yere eğilip önüne bir avuç toprak aldı, Sonra Allah Azze ve Celle’nin izniyle hemen altın ol, dedi, Toprak bir anda altına dönüştü. Altını üç parçaya ayırdı ve:  Üçte biri benim, üçte biri senin, şu üçte biri de o ekmek parçasını alan kişinindir, deyince adam dayanamayıp: Ekmek parçasını ben aldım, diye itiraf etti.

Ísa aleyhisselam bu cevabı alınca: Şimdi bütün altınlar senindir, dedi ve adamı yalnız bırakıp oradan uzaklaştı. Artık yolculuğa tek başına devam ediyordu. Adam yalnız kalmıştı. Çölün ortasında yol alırken karşısına iki kişi çıktı.

Gelenler adamın yanındaki altınları gördüler İstediler; ama adam vermedi. Bu sefer öldürmekle tehdit ettiler.

Adam:

-Üçe bölelim, diye teklif etti, kabul ettiler.

Bir müddet geçtikten sonra yoruldular ve karınları acıktı. 

Adam: İçimizden birisi şehre gitsin de bize yiyecek alsın, dedi. Sonradan gelenlerden biri kalkıp yiyecek almak için yola koyuldu. Yolda giderken kendi kendine planlar kuruyor: Niye bu altınları o ikisiyle paylaşayım ki! Yemeğin içine zehir atarım, öldürürüm onları ve altınların hepsi benim olur, diyordu. Aynen düşündüğü gibi de yaptı. Aldığı yiyeceklerin içine zehir katmıştı ve onların yanına dönüyordu.

Diğerleri ise ayrı bir planın peşindeydi. Birisi: Yâ, biz niye üçüncü bir hisseyi ona verelim ki? Buraya geldiğinde öldürürüz onu, altını da yarı yarıya bölüşürüz, dedi.

Nitekim adam geri döndüğünde üzerine atılıp onu oracıkta öldürdüler. Sonra da öldürdükleri arkadaşlarının yaptığı plandan haberleri olmadan getirdiği yemeği yemeye koyuldular. Çok geçmeden zehir kanlarına karıştı. İkisi de arkadaşlarını öldürdükleri yerde, altınların başında ölüp gittiler. Altınlar çölün ortasında sahipsiz öylece kalakalmıştı artık.

İsa as. oraya geri döndüğünde onların bu halini görünce yanındaki havarilerine şöyle dedi:

İşte bu dünyadır. Ondan kaçının.

Kaynak: İmam Yafii, Salihlerin Hikayeleri

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs