Kadiri Yolu

 

Mîzan

Mizan ve Hesap


بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم


Mîzan Ne Demektir?

Sözlükte “bir şeyin ağırlığını tahmin etmek, ölçüye vurmak, tartmak” anlamındaki vezn (zine) kökünden türemiş bir isim olan mizan “tartı aleti, tartmada kullanılan ağırlık; adalet” manalarına gelir.

Mevkif’te beklemeler esnasında, özür beyan etmeler, tartışmalar, soru sormalar ve cevap vermeler olacaktır. Bunun ardından herkes hakkında kesin deliller ortaya konulacak. Peygamberler şahitlik edecekler. Hz. Muhammed (SAV)’in ümmeti şahitlikte bulunacak ve böylece insanlar aleyhine olan hüccetler ortaya konmuş olacak. Bunun ardından amel defterleri havada uçuşmaya başlayacaktır. Kimisi amel defterini sağından, kimisi solundan, kimisi arkasından alacak, işte bu safhada veya daha öncesinden Havz’dan su içme olayı gerçekleşecektir.

Sonra hesap ve mizan işi olacak. Burada her insan ne ile yükümlü tutulmuş ise, onun hakkında sorguya çekilecektir. Gözü, kalbi hakkında sorguya çekilecektir. İnsan orada, yüce Allah’ın kendisine ihsan ettiği şeylerden, ömründen, ilminden, malından, bedeninden, gençliğinden ve kendisine verilen nimetlerden hesaba çekilecektir. İnsanoğlu gördüğü ve göremediği tüm amellerinden sorguya çekilecektir.

Kulun, yüce Allah’ın kendi üzerindeki haklarından ilk sorguya çekileceği şey namazdır. Üzerindeki kul haklarından en önce sorguya çekileceği şey ise, haksız yere kan dökmektir. Kul için sorgusu en zor olan şey ise zekattır. Zekat ile ceza ölüm sırasında başlayacaktır ve kabirde devam edecektir. Aynı şekilde mevkif’te de mahşerde de bundan dolayı ceza görecek ve ayrıca zekat konusunda inceden inceye hesaba çekilecektir.

Kıyamet gününün şahitlikleri çoktur. o günün şahitleri de çok olacaktır. Peygamberler şahitlikte bulunacaklar, melekler şahitlik edecekler, bunların yanı sıra da birbirleri hakkında şahitlikte bulunacak olan Kullar olacak Ayrıca kişinin kendi organları kendisi hakkında da şahitlikte bulunacaktır.

Yükümlüler orada dünyada yapmış olduklarının tümünü bütün incelikleri ile kaydedilmiş olduğunu Görecekler. içerisinde her şeyin kaydedilmiş olduğu bir genel kitap bulunacak. Bunun yanı sıra her bir hükümlünün amelleri ile ilgili bilgileri içeren ayrı ayrı özel kitaplar olacak.

Hesap, Mizan ve bunlarla ilgisi bulunan konular hakkında kur'an-ı Kerim'de naslar çoktur. kul haklarıyla ilgili hesap Yüce Allah'ın insan üzerindeki hakları ile ilgili hesaptan daha çetin olacaktır bazı ilim adamları insanların bazılarının üzerlerine hesap olmayacağını bildiren de onların özelliklerinden söz eden ayeti kerimelerden çıkardıkları anlamlara dayanarak hacamat ve Rukye yaptırmayan herhangi bir şeye uğursuzluk aramayan ve yalnızca yüce Allah'a tevekkül edenlerin kur'an-ı Kerim'i çokça okuyanların amellerinde İhlas üzere hareket edenlerin müezzinlerin insanları yüce Allah'ın yoluna çağıran Allah yolunun davetçilerinin, Yüce Allah'ın ve kullarının haklarını hakkıyla yerine getirenlerin, ilimleriyle amel eden alimlerin, şehitlerin, insanların hatalarını bağışlayanların ve her durumda yüce Allah'a hamd edenlerin bunlardan oldukları söylemişlerdir.

Müslüman için önemli olan şey hesap ve mizana iman etmesi ve inancını kurtarıp amelini güzelleştirmek ve Yüce Allah'ın gazabını gerektirecek olan şeylerden uzak kalıp Kıyamet günündeki hesabının daha ağır ve zor olmasına amel terazisindeki amelinin de hafif gelmesine neden olacak her türlü şerden kaçınmalıdır. Bunun için de bu konularla ilgili gelen naslara aynen kabul etmesi ve dikkat etmesi ve sakınması gerekmektedir.

Buhari ve Müslim Abdullah Bin Mesud (ra)'tan rivayet etmişlerdir: “Resulullah (Sav)'e bir adam geldi ona: “Ey Allah'ın resulü! Biz cahiliye döneminde işlemiş olduklarımızdan dolayı hesaba çekilecek miyiz?” diye sordu. Resulullah (sav) şöyle buyurdu: “Müslümanlığı güzel olan, cahiliye döneminde işlemiş olduklarından dolayı hesaba çekilmez. Ama Müslümanlığı güzel olmayan kişi, önceden işlemiş olduğundan dolayı da, sonradan işlemiş olduğundan dolayı da hesaba çekilir.”

İbn Abbas (ra)'dan şu şekilde rivayet edilmiştir: “Resulullah (sav) şöyle buyurdu: “Şanı yüce olan Rab şöyle buyurdu: “Kıyamet gününde kulun iyilikleri ve kötülükleri ortaya konulur. Bunlar birbirleriyle denkleştirilir. (Kötülükler -yani günahlar- miktarınca sevaplardan alınır.) Geriye fazladan bir iyilik kalırsa Allah onu cennete sokar.” Ben: “Eğer bir iyiliği kalmazsa?” dedim. Şöyle buyurdu: “Onlar öyle kimselerdir ki, yaptıklarının en iyisini onlardan kabul ederiz ve onların kötülüklerinden geçeriz. Cennet halkı arasındadırlar. Bu kendilerine vaadedilen doğru vaadin gerçekleşmesidir.” Ahkaf / 16 Ben: “Sen yüce Allah'ın şu sözünü görmedin mi?” dedim. “Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse bilmez.” Secde / 17 Ravi şöyle söyledi: “Onun da söz edilen kul, gizlice amel eden kimsedir. Yüce Allah onun için kıyamet gününde gözlerini aydınlatacak nimetler saklamıştır.”

Ebu Derda (Ra)’dan rivayet etmiştir: “Resulullah (ﷺ) şöyle buyurdu: “Eğer sizin hayvanlara yaptıklarınız bağışlanırsa, çok şeyiniz bağışlanmış olur.”

Mîzan Nasıl Bir Vasfa Sahiptir:

İç yüzü bizce bilinmeyen mizan, dünyadaki ölçü aletlerinin hiçbirine benzemez. Alimlerin dediği gibi, terazinin çeşidini, özünü, keyfiyet ve mahiyetini ve o terazinin bütün herkes için tek mi olduğunu, yoksa pek çok teraziler mi bulunduğunu araştırmamız yersiz olur. Biz ancak Allah’ın verdiği habere iman eder, Allah cc. haber verdiği şekilde kabul eder söyleriz. Onları tevile kalkışmaz, aklımız ve hayalimiz ile onları mecaz, istiare ve benzeri şeylere hamletmeyiz.

Hesabın görülmesinden sonra mizanda amellerin tartılması hususunda varid olan bazı haberler, o amellerin eni, boyu ve ağırlığı bulunan cisimler şekline gireceğini ifade etmektedirler. Bu haberlerden birisi, şu ayeti kerimedir:

“Allah’ın huzuruna çıkmayı yalan sayanlar gerçekten ziyana uğramışlardır. Nihayet kendilerine kıyamet vakti ansızın gelip çatınca, onlar günahlarını sırtlarına yüklenmiş bir halde diyecekler ki: “Dünyada iyi amelleri terk etmemizden dolayı vah halimize!” Dikkat edin, yüklendikleri vebal ne ağır” (Enam / 31)

Tartıda iyilikleri kötülüklerinden ağır gelenler kurtuluşa erecek, hafif gelenler ise cehenneme gireceklerdir. Cehenneme giden mümin olanlar, işlediği suçun karşılığı olan cezayı çektikten sonra oradan çıkarılıp cennete gidebileceklerdir.

Bu sırada bütün ümmetler, amellerin tartılması üzere mizanın başına gelmeye çağrılacaklar. Bütün ümmetler amellerinin tartılması üzere gelip mizanın etrafında dizlerini yere çömelecekler. Her insanın elinde amel defteri bulunacak. Her insan meleklerin kendisiyle ilgili olan şeyleri yazmış oldukları kitabını almış olacak. Bunun yanı sıra bütün insanların ve ümmetlerin amellerinin ve onlarla ilgili şeylerin topluca yazılmış olduğu bir defter bulunacaktır.

Bunun ardından amellerin tartılması işi başlayacaktır. Kafirlerin ümmetlerinin bir değeri ve ağırlığı olmayacak. Müminlerin ise iyilikleri de kötülükleri de tartılacaktır. Sadece üzerlerine temelde hesap olmayanlar, bu amellerin tartılması işinden müstesna tutulacaktır.

Mizanın iki kefesi olacak biri nurdan biri karanlıktan oluşacaktır. Bu ameller bunlar da tartılacak hayır amelleri nur hata ve kusurlu olan ameller ise karanlık kefede tartıya girecektir.

Mizan ve amellerin tartılması işi ile her insan amelinin sonucunu görecektir.
Mîzan hakkında Kur’an’da şöyle buyrulur:

“Biz kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. (Yapılan iş) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap görücü olarak (herkese) yeteriz” (el-Enbiya 21/47

“O gün vezin (amellerin tartılması) haktır ve gerçektir. Mizanları ağır basanlar, işte onlar kurtulanlardır. Mizanları hafif gelenler, ayetlerimize yaptıkları haksızlıktan ötürü kendilerini zarar ve ziyana uğratanlardır” (el-A’râf, 7/8-9).

“Ama tartıları ağır gelen kimse hoş bir hayat içinde olacaktır. Kimin tartıları hafif gelirse, onun anası da (varacağı yer, sığınacağı durağı) hâviye (uçurum)dır. Nedir o bilir misin? Kızgın ateş!” Karia: 6-11

Mîzan'la İlgili Hadisler:

Ebu Hureyre (ra)’ın rivayet ettiği hadiste Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Rahmana sevimli gelen iki kelime vardır ki bunlar dilde hafif, mizanda ağırdırlar: Subhanallahi ve hamdihi subhanallahilazim

Aişe (ra) şöyle demiştir: “Bir gün Resulullah (sav), başı kucağımda olduğu halde uyurken ağladım, gözyaşım onun yanağına damlayınca uyandı.
“Sana ne oldu?” buyurdu. Ben de: ”Kıyamet gününün hallerini hatırladım. O gün kimse birbirini hatırlar mı?” dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdu:
Üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz; mizanının ağır mı hafif mi geleceğini öğreninceye kadar mizan anında, defterinin sağından mi solundan mi geleceğini öğreninceye kadar sayfaların uçuştuğu anda ve sırat anında.”

Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Nebi (sav)’den bana kıyamet gününde şefaat etmesini istedim. Bunu yapacağım buyurdu. Ben: “Ey Allah’ın resulu! Seni nerede bulayım?” dedim. Beni arayacağın ilk yer sırat olsun” buyurdu.
Eğer sıratta seni göremezsem?” dedim. ” mizanın yanında ara” buyurdu. “Mizanda da karşılaşamazsak? dedim. “O halde havzın yanında bul. Zira ben ancak bu üç yerden birinde bulurum.” buyurdu. Tirmizi

İbni Zübeyr (ra)’den şu şekilde rivayet edilmiştir: “ Resulullah (Sav) şöyle buyurdu: “Kiminle hesap için münakaşa edilirse, o helak olmuştur.”

İmam Ahmed, Akabe bin Amir (Ra.)’den şu şekilde rivayet etmiştir: “Resulullah (Sav) şöyle buyurdu: “Kıyamet günü birbirleri ile ilk hesaplaşacak olanlar, komşulardır.”

Tirmizi Abdullah bin Mesud (ra) şöyle rivayet etmiştir: Resulullah (Sav) şöyle buyurdu: “Kul kıyamet gününde şu beş şeyden sorguya çekilmedikçe iki ayağı rabbinin huzurundan ayrılmaz: Ömrünü nerede harcadığından, gençliğini nerelerde eskittiğinden, malını nereden kazanıp nereye harcadığından ve ilmi ile ne şekilde amel ettiğinden.”

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar