Kadiri Yolu

Ebu Haşim Sufi



 Ebu Haşim Sufi (k.s.)

Adı Osman bin Şüreyk, Ebu Haşim künyesi, nisbesi el-Kûfi, şöhreti es-sûfî’dir. Şam'da şeyh idi ama aslen Küfeli idi. H. 161/778'de Basra'da vefat etmiştir. Hasan Basrî, Mâlik bin Dinâr ve Süfyân Sevrî’nin çağdaşı idi.

Ebû Hâşim ise meskenet libâsı kabul edilen “sûf” (yün) elbise giydiği için Sûfî diye meşhur oldu. Süfyan Sevrî der ki: Ebu Haşim'i görene kadar, sufi kime denir ve nedir bilmezdim. 

Ebu Haşim'den evvel de züht ve takvada büyük zevat vardı, bunlar tevekkül ve muhabbet yolunda güzel muamele sahibi idiler. Fakat ilk defa sûfî adı verilen Ebu Haşim idi, ondan başkasına bu isim verilmemişti. Keza, sûfîler için ilk defa inşa olunan dergâh Şam'ın Remle kasabasında idi. Bunun sebebi şu idi: Bir hıristiyan emiri bir gün avlanmaya çıkmıştı. Yolda, bu taifeden iki şahsın birbiriyle buluştuklarını, elleriyle birbirlerini tutup kucaklaştıklarını, hemencecik oraya oturduklarını, yenecek neleri varsa ortaya koyup yediklerini ve sonra vedalaşıp ayrıldıklarını gördü. Davranış tarzları hıristiyan emirine hoşuna gitti. Onlardan birini çağırarak sordu: Kendisinden ayrıldığın kişi kim idi? Derviş, bilmiyorum, dedi. Emir, görüşmenizin sebebi ne idi, dedi. Derviş hiçbir şey, dedi. Emir, o kişinin nereli olduğunu biliyor musun? dedi. Derviş bilmem dedi. Emir, o halde birbirinizle ülfet ve ünsiyet etmenizin sebebi nedir? dedi. Derviş bizim yolumuz ve usulümüz budur, dedi. Emir, toplanacağınız bir yeriniz var mı? diye sordu. Derviş hayır dedi. Emir: O halde ben sizin için bir yer yaptırayım, artık bundan böyle birbirinizle orada görüşürsünüz, dedi. Sonra gidip Remle'de bir dergâh yaptırdı.

Şeyhülislâm: En hayırlı yer, memleketin en hayırlı kişilerinin konakladıkları yerdir. Hayırlıların hayırlılarla bulunması ezelde takdir olunmuştur (Mekânın şerefi orada oturanladır).

Ülke, alâmet ve kalıntılar!

Bir ülke ki, üstünde dostların izleri var.

Ebu Haşim, Bir dağı iğne ile söküp yerinden atmak, kalpten kibri ve şımarıklığı çıkarmaktan daha kolaydır, demiştir.

Ebu Haşim Kadı Süreyk'in bir gün (Emir) Yahya Hâlid'in evinden çıktığını görünce, ağladı ve: Faydası olmayan ilimden Allah'a sığınırım dedi.

Yine o: Kişinin, kendisini güzel bir edep üzerinde bulundurması bu işin ehli olanların terbiye tarzıdır.

Mansur Ammâr Dimaşki (r.a.) anlatıyor: Ebu Haşim sufi’yi ölüm hastalığında iken görmüş ve: Kendini nasıl buluyorsun diye sormuştum.

Şöyle dedi: Muazzam bir belâ görüyorum ama hevâ ve sevda, yani muhabbet ve dostluk o belâdan daha fazladır. Yani gerçi belâ büyüktür ama muhabbetin yanında önemsizdir.

Şeyhülislâm (ks.) eğer heva (ve muhabbet) belâya göre olsaydı, heva bulunmazdı.

Kaynak: Mefahatül-Üns gibi eserlerden istifade edilmiştir...


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs