Kadiri Yolu

 

Doğruluk Hakkındaki Sözleri

DOĞRULUK HAKKINDAKİ SÖZLERİ:


«Ey Gulâm! (erkek çocuk, delikanlı; âzat edilmiş köle, genç hizmetkâr; efendisine bağlı muhafız)Doğruluk ve kalp temizliğinden ayrılmamalısın. Eğer bu ikisi olmazsa hiç bir insan Allah'a yaklaşamaz!


Ey Gulâm! Kalbinin taşına, Musa (Aleyhisselâm)ın ihlâs asasını vurursan şüphe yok ki ondan hikmet pınarları fışkırır. Arif de İhlâs kanatları ile Kevnin karanlıklarından Nûr'ül Kuds aydınlığına uçar ve bu mutlu uçuştan sonra Mak'ad-ı Sıdk bahçesinin gölgeliğine tam bir emniyet ve selâmet içinde inişini yapar...


Ey Gulâm! Yakin nuru, kulun kalbinde parıldar parıldamaz o anda bütün velilerin nuru orada belirir, Melekut-i A’lada melekler onun ismini yad eder, kıyamette de huzura sadıklarla beraber çıkar…


Ey Gulâm! Nefislerin şehvetlerinden kaçınmak; kişinin kalbinde tevhid nurunu, gönlünde arifler şevkini husule getirir. Visalden başka hiç bir şeyden lezzet almaz olur...


Ey Gulâm! Allah yolunda ancak doğruluk azığı ile yürünebilir. Allah'ın huzuruna her türlü gösterişleri ve kalıpları tahrip etmeden varılamaz. Dünya orucu tutulmadıkça, (Dünyadan kişi kendini koparmadıkça) âhirette müşahede şarabıyla oruç açılamaz!


Ona (Allah'a) bir bakış, mâsivayı (Allah'ın' gayrı bütün varlıkları ve dünyaları) terk etmeğe değer.. Bir an bile onun cemalini görmen, ekvandan (varlıklardan) sıyrılmana değer..


Ey Gulâm! Nefis, beşerî kirlerden arınınca İlâhî emirlere imtisalde güçlük çekmez.. Arifin aklı parlamağa başlayınca, sırrına halikının nurları dalga dalga olur...


Ey Gulâm! Veliler Hazret-i Sultan'ın havas kişileridir. Arifler melikin meclisinin (Velilerin tattığı baldan mahrum olan) nedimleridir.


Ey Gulâm! Yiğitlerin akıl gözleri dünyaya bakmaz, onun geçici ve aldatıcı cazibelerine aldanmaz.. Sevgilinin «Dünya hayati aldatıcı metadan başka bir şey değildir!» (İmrân sûresi, âyet: 185) sözünün sırrına erer..


Ey Gulâm! Dünya lezzetlerini kim sık sık tadarsa, Şeytan kalplere girer, şehvet pencerelerinden göğse iner, dünyayı talep etmek için kulu kandırır. Ne mutlu aklının gaflet uykusundan uyanan, Mevla'sına takarrüp etmek gayesi ile haline safvet veren, en süratli hesap görene bir an evvel kavuşmak için acele eden, âhirete koşmak için kollarını sıvayan ve nefsini sık sık hesaba çeken kişilere!...


Şuna hiç şüphe yok ki, dünya geçici bir uğrak… Ahiret ise, ebedi ve çetin bir duraktır... Sonra şu beyiti söyledi: “Biz sadık olunca aramızda perdeler kalktı. Doğru söz olmasaydı perdeler kalkmazdı!..”


Cenâb-ı Hakkı tenzih ederken şöyle derlerdi: «Rabbimiz Allah'tır. Ona kimse eş olamaz. Her şeyden alidir. Mutealidir. Mahlûkatı kudreti ile yaratan, bütün işleri hikmeti ile takdir eden, ilmi her şeyi kuşatan odur! Kelimesi noksansız tamam olmuştur, Rahmeti her şeye şamil olmuştur. Ondan başka İlah yoktur! Ondan yüz çevirenler yalan söylemiştir..


Kim ona bir eş iddia edebilir, kim onun bir benzerini bulabilir?


Allah'ı bu gibi şeylerden ve hususlardan, mahlukatının adedince, nefsinin hoşnutluğunca. arşının ağırlığınca, sözlerinin adedince, ilminin müntehasınca, dileyip yarattığı varlıkların sayısınca tenzih ederim. Gaibi bilen de, hazırı bilen de Odur!


Rahman olan da O, Rahim olan da Odur!..

Melik, kuddûs, aziz, hâkim, de Odur' Birdir tektir; kimseye, hiç bir şeye ihtiyacı yoktur! Doğmadı, doğrulmadı. Hiç kimse onun dengi de olmamıştır.


Hiç bir şey onun benzeri değildir. Hakkıyla duyan, kemaliyle gören de Odur! Benzeri yok, eşi yok, yardımcısı yok, hamisi yok, şeriki yok, veziri yok, müşiri yoktur.


Şişmanlayacak bir cisim, güzelleşecek bir cevher, fenaya mahkûm bir araz, parçalara bölünecek bir terkip, temsil edilecek âlet, şekillendirilecek telif değildir.


Muhayyel bir mahiyet de değildir, ki tahdit edilebilsin... Tabiatlardan hiç bir tabiat, tali'lerden hiç bir tali de değildir. Zahir olacak bir karanlık, parıldayacak bir nur da değildir.


Dokunmadan eşyayı ilmiyle kuşatır, dokunmaksızın her şeye muttalidir. Kâhirdir, Hâkimdir, Mabuttur, ölmez bir diridir.. Sonu olmayan ezelidir, Hâkim, Adil, Kâdir, Rahim, Gafûr, Sâtir, Hâlık Fâtır da ancak O'dur! Melekutü ebedî, Ceberutu süreklidir. daima kâimdir, asla uyumaz! Azizdir, kimse Onu zelil edemez!


En güzel isimler, en yüce sıfatlar onundur! O, bir mesel-i A'lâ, Ceddi Ebka'dır. Onu vehimler tasavvur, akıllar tefehhüm edemez..


Kıyasla idrak, insanlarla temsil edilmez. Akıllar onu şekillendiremez, zihinler onu tahdit edemez!.. Yaratmış olduğu, meydana getirmiş bulunduğu varlıklara benzemekten tamamen münezzeh ve müberradır!


İnsanları sayan, herkesin kazandığı amele nâzır olan da odur. Kendilerini tam manasıyla sayıp yarattığı varlıklar kıyamette ona ferd ferd geleceklerdir!


Yedirir, yedirilmez; rızıklandırır, rızıklandırılmaz; kurtarır, kendisinin kurtarılmağa ihtiyacı olmaz... O, yaratıklarını bir menfaat elde etmek, veya bir zararı defetmek için yaratmamıştır. Veyahut onları herhangi bir sebepten, ya da hâdis olan bir düşünceden dolayı yaratmamıştır... Bilâkis varlıkları hâdisattan tamamen mücerred bir irade ile yaratmıştır!..


Zülarşil-Mecid O'dur. Dilediğini tam manâsiyle yapan yine O'dur!


Her şeyi yaratmağa, zararları izâle etmeğe, varlıkları evirip çevirmeğe, şikâyetleri bertaraf etmeğe, varlıkları bir halden diğer bir hale tahvil etmeğe gücü yeten hiç şüphe yok ki O'dur! Her gün 0, bir icradadır. Takdir ettiğini tayin ettiği ana kadar sevk ve idare eder..


Varlıkları tedbir ve tedvir etmek hususunda hiç bir yardımcısı yoktur. O, vardır.. Varlığı da kendindendir! Varlığının evveli olmadığı gibi âhiri de yoktur! Gaybi bilen Odur. Muhdes (Sonradan yaratılmış) değildir. Sonsuz kudrete sahibdir. Kâinatı, başi ve sonu olmayan bir irade ile tedvir eder.. İradesinde noksanlık yoktur. Hafizdır unutmaz, Kayyumdur yanılmaz, Rakibtir gafil olmaz.. Halimdir acele etmez.. İhmal etmez, istediği zaman ceza vermeğe kadirdir..


Kullarının kiminden kısar, kimine saçar. Kiminden hoşnut olur, kimine gâzaba gelir. Onlara mağfiret eder, merhamet eder. Mahlûkatını var ve yok ettiğinden kâdir denmeğe hak kazanmıştır. Onları kusursuz ve en güzel bir nizam içinde yarattığından Rab demeğe lâyık olmuştur. Kullarının ef'âlini, onlardan arzuladığı şeyin muktezasına göre icra ettiğinden Âlim demeğe lâyık olmuştur.


Hiç kimse ona benzeyemez. Temsil edilemez, şekillendirilemez; Zatına, Sıfatına, hiç bir zat, hiç bir sıfat benzemez!.. Bunun için Onun benzerinin benzeri bile yoktur ve H semi ve Basîrdir. Her şey Onunla vardır. Varlığı evvel ve ebedîdir. Her canlı Onunla canlıdır. Onun azameti karşısında zihinler durur, fikirler işlemez; aczini anlar, tenzih ve tevhitten başka bir imkân göremez. İnsanlar ve bütün varlıklar Onun birliğini, haykırmak için cûşa gelir.


Kibriya'sının karşısında en olgun akıllara durgunluk gelir.. Onun zatının künhünü hiç bir akıl idrak edemez. Ehadiyetinin hakikatini idrakten gözler kamaşır, göremez...


Onda öyle bir heybet var ki bütün illetleri öldürür. Öyle bir infirad (teklik) var ki bütün taaddüdü yok eder. O, öyle bir varlıktır ki, tarif ve tahdid edilemez! O, celâldır keyfiyeti bertaraf eder; Kemâldir, benzerliği ıskat eder. Onun varlıkları ihata eden bir kudreti vardır.. Yüceliğe sahipdir. Hiç bir yücelik Onunkine eş olamaz.


Onun ilmi; göklerde, yerlerde, bunların aralarında; yerin altında, denizlerin dibinde ne varsa hepsini kuşatır. Her kılın çıktığı, her ağacın bittiği, her yaprağın düştüğü yeri, bilen de Odur!


Taşların, kumların sayısını; dağların ağırlıklarını, denizlerin ölçülerini, kulların amellerini, eserlerini; nefeslerinin sayılarını bilen hiç şüphe yok ki Odur! 0, mekândan münezzehtir. İlmi her yeri, her şeyi kapsar.


Öyle ise birliğini tasdik edelim.. Varlığının önü, bekâsının sonu olmadığına ikrar getirelim..


Ebediliğinde şekillendirme, misâllendirmenin yeri yoktur..


Mahlûkata kendini; sırf birliğini kabul, var olduğunu isbat etmek için, sıfatıyle tanıtmıştır.


Varlığına dil ile ikrar, kalp ile tasdik ederek ilm-i vakinla inanırız. Yoksa künhünü idrakte akıl, takat getiremez..


Vehmin anlattığı, fehmin açıklamağa çalıştığı, aklın hayallendirdiği, zihnin tasavvur ettiği her ne varsa: Allah'ın azameti, celâl ve kibriyası onun hilâfınadır.. Evveli de, Âhiri de; Zâhiri de, Bâtını da ve her şeyi tam bir şekilde bilen de Odur!..”





Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs