Kadiri Yolu

Avrupalılaşmanın Getirdiği Felaket


 Avrupalılaşmanın Getirdiği Felaket


Avrupalı olmayı istemek onların ilkelerini ve yaşam normlarını kabullenmek, tek kelime ile bir müslüman için felakettir. Bir başka tarafı ise onların teknolojilerini ve sanayilerini almak tek cümle ile söyleyelim yaralı olan işte budur. Bu alınacak teknoloji ve sanayi ümmete ve ülkemize katma değer katacaktır. Bu nice zorluklarla ve badirelerden geçen bayraktar siha sürecinden görülebilir.


Avrupalılaşmak onların değerlerine boyanmak, İslam inancı ve düşüncesinden sıyrılmak anlamı gelebilir. Avrupalılarda hızla çöken ailenin yerine gayri meşru ilişkiler yumağı ve gayri meşru bir nesil yapısı almıştır. Filimler ve müzik sektörü bu çöküntüde en etkili faktördür. Yeni silahları Televizyon, sosyal medya, gazeteler vs. Tek hedef ahlaksız bir nesil ve neticesinde kukla ülkeler ortaya çıkarmaktır. 


Hiçbir dini inançla kayıt altına alınmayan kadın ve erkek bu sektörlerin çalışmaları ile gayri meşru ilişkiler yumağı içine çekilmişlerdir. Kadın en küçük bir endişe ve haya emaresi duymadan istediği şekilde çıplak dolaşabilmektedir. Kimse bunu yadırgamamakta ayıplamamaktadır. Kadın para ve şöhret için bir hedef ve amaç olarak gösterilmektedir. İnsanlar taptıklarını elde edebilmek için içki, kumar, uyuşturucu, hırsızlık, faiz, soygun gibi gayri insani fiilleri rahatlıkla işleyebilmektedirler. Erkek denen şeyin, evlilik aile hayatında istikrar bulma gibi bir derdi yoktur. Hayasızlık ve şehvet başı aşmış gitmektedir. ülkemizde ise bu çirkinlikler modern bir yaşam tarzı olarak görülmeye başlanmıştır ve bu çirkin hayat dini inanışlarımıza rağmen gençlere özendirilmeye çalışılmaktadır.


Avrupalılar ve Amerika birlikte ihraç ettikleri bu felaketle özellikle de İslam aleminin kalbi mesafesinde olacak olan ülkelerde düşünce özürlü ve kıt akıllı insanları elleri altına almaya çalışmaları boşa değildir. Asırlarca İslam şeriatıyla yönetilmiş bu topraklarda dinini öğretenler ve yaymaya çalışanlar birden yapılan devrimlerle; harf devrimi vb. Avrupalılaşma adı altında ortadan kaldırılarak muasır medeniyetler seviyesine ve batılılaşmanın getirmiş olduğu felaketin tam ortasına bırakılmışlardır. Dini inançlardan uzaklaşma, içki, zina, kerhane gibi kadını alaşağı eden bir yapı ile balolarda kadın ve inanç ayaklar altında alınmasına göz yumulmuştur.


Alimlerin, dervişlerin asılması ile ülkede islami değer ve eserlere karşı saygısızca davranılması, din alimlerinin itibarsızlaştırılmış, Şapka giymedikleri için asılmış, halifelik sistemi kaldırılmış, edep yuvaları olan tekkelerin ve zaviyelerin kapatılmış, ülkede medeni kanunlarla koruma altına alınan kadınların Amerikan filosu gelince peşkeş çekilmesine varıncaya kadar rezillikler yıllarca savaşılan geçit verilmeyen, kadının hayvan mı yoksa insan mı olduğunu tartışan modern Avrupa'ya çıkartılan ve yapılan devrimlerle ülke teslim olmuştur.


Bu şekilde ithal edilen Avrupalılaşma, Türkiye Büyük Millet meclisinde yapılan bir oturumla batılılaşma ancak Hristiyan olma, din değiştirme ile yakalanabileceği tartışması yapılmıştır. Çeşitli rezillikler tarihin sahnesinde yer alırken bu millet ceddinden kopartılmaya çalışılmış ve bunda kısmen de başarılı olunmuştur. Ceddinden ve tarihinden koparılmış bu millete reva gördükleri batılılaşma yıllarca baskı olarak kullanılmış ve islam batılılaşmanın karşında en büyük engel olarak görülmüştür.


Batılılaşmanın getirdiği sonuçlar gördük yine İslam ülkesi olan Türkiye'de ne yazık ki dinden dolayı geri kaldık algısı oluşturuldu bunda başarılı oldular. Ezanı Türkçe yaptılar, kuranı yasakladılar, dini yerleri meyhaneye, at ahırına çevirdiler vb. En önemlisi Türkiye anayasasına değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler konularak ülkenin dini yoktur ve laiktir ibaresi yazılmıştır. Bu nasıl bir kin ve düşmanlıktır. Asker yıllarca sürecek bu ilkelerin değiştirilemez yapısını vesayet hakkını kullanarak muhafaza etmeye devam etmiştir. Yeni yetiştirilen gençlerde hali daha kılıç çekerek birinin (Tağutun) askeriyiz naraları ile muhafazakarları tehdit etmektedirler.


Dinin devletten ve hukuktan kopartılması, yetiştirilen nesillerin Allah korkusundan uzak, dini kriterlerden beri, bir şekilde eğitilmesi Osmanlı sultanı 3. Selimden buyana devam eden bir hastalıktır. Bu felaket atılmadığı ve aşılmadığı müddetçe Avrupalılaşma bu neslin ne yazık ki dip yapmasına felaketlerden kurtulamamasına sebep olacaktır. Demokrasi havarisi olan bu Batılılar Gelişmekte olan ülkelere getirdikleri sistem demokrasidir buda; savaş, gözyaşı, kan, sömürü ve kölelikten başka bir şey değildir. Bu bir Felakettir.

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs