Kadiri Yolu

 

Manevî Yolculukta Benlik

Manevî Yolculukta Benlik (Ene)

(Nefsi Emmâre’nin Merkezi ve En Büyük Perdesi)**

1. Benlik (Ene) Nedir?

Benlik (ene), insanın kendini merkeze koyması; varlığı, değeri ve hakikati “ben” üzerinden okumasıdır. Tasavvufta ene, insanın “ben varım” iddiasıdır. Bu iddia, kulun farkında olmadan Allah’ın rubûbiyetine ortaklık vehmine düşmesine yol açar.

Sûfîler benliği şöyle tarif eder:
“Ene, hakikatte yoktur; ama yokluğu kabul edilmezse her şeyi yok eder.”

Benlik, nefsin varlık sebebidir. Nefis “ben” demeden ayakta duramaz. Bu yüzden nefs-i emmâre’nin tahtı, benliğin kalpte kurulduğu yerdir.


2. Benliğin Kaynağı

Benlik, insanın kendisine emanet edilen kabiliyetleri sahiplenmesiyle doğar:

<> İlim → “Ben biliyorum”
<> İbadet → “Ben yapıyorum”
<> Hizmet → “Ben olmasam olmazdı”
<> Sabır → “Ben katlandım”
<> Takva → “Ben daha ilerideyim”

Oysa tasavvuf ehli der ki:
“Emaneti mülk zanneden helâk olur.”

Benlik, verilenleri verenle ilişkilendirmemektir.


3. Benlik Neden En Tehlikeli Hastalıktır?

Çünkü benlik:

<> Kibir üretir

<> Şöhreti besler

<> Hasedi doğurur

<> Kini kalıcılaştırır

<> Riya ve ucubu büyütür

<> Tevazuyu öldürür

<> İhlâsı bozar

Yani şimdiye kadar ele aldığımız bütün hastalıkların mayası benliktir.

İmam Gazâlî şöyle der:
“Nefsin putu ene’dir. Bu put kırılmadan tevhid tamam olmaz.”


4. Nefsi Emmâre ve Ene

Nefsi emmâre, ene ile konuşur:

> “Ben haklıyım.”

> “Ben daha iyiyim.”

> “Benim emeğim.”

> “Benim fikrim.”

> “Benim davam.”

Bu cümlelerde Hak yoktur; sadece ben vardır.

Tasavvufta bu yüzden denir ki:
“Nefis ‘ben’ der, ruh ‘O’ der.”

Benliğin konuştuğu yerde ruh susar.


5. Benliğin Belirtileri

Benlik açık kibirle değil, çoğu zaman ince kılıflarla ortaya çıkar:

-*- Sürekli kendini açıklama ihtiyacı
-*- Haklı çıkma arzusu
-*- Eleştiriden rahatsızlık
-*- Takdir bekleme
-*- Kendi yöntemini tek doğru görme
-*- Başkalarının eksiklerini kolay fark etme
-*- “Benim niyetim iyiydi” savunması

Sûfîler der ki:
“Savunma ihtiyacı, benliğin alarmıdır.”


6. Tasavvuf Büyüklerinden Benlik Uyarıları

Cüneyd-i Bağdâdî

“Ben dediğin anda yol kapandı.”

Mevlânâ

“Benlik buz gibidir; güneş görmeden erimez.”

Abdülkâdir Geylânî

“Nefsini yok bilmeden Hak bilinemez.”

İmam Rabbânî

“Ene kalpte durdukça, marifet oraya yerleşmez.”



7. Benliğin Tedavisi

1. Fena anlayışı

Tasavvufta tedavinin özü fenâdır:
Benliğin silinmesi değil, yerine konması.
Kul, “ben yaptım”dan “Allah yaptırdı”ya geçer.

2. Nispeti Allah’a vermek

Başarıda: “Allah’ın lütfu”
Hatalarda: “Nefsimden”

3. Tevazu fiilleri

Bilerek geri durmak, öne çıkmamak, övülünce susmak.

4. Hizmeti nimet bilmek

Hizmeti hak değil, ikram görmek.

5. Nefs muhasebesi

Her gün sormak:
“Bugün nerede ‘ben’ dedim?”

6. Zikir

Özellikle kalbi “O”ya alıştıran zikirler benliği eritir.


8. Benliği Kırılan Kalbin Hâli

Benlik çözüldüğünde 

-*- Kalp hafifler

-*- İhlâs derinleşir

-*- Tevazu doğal hâle gelir

-*- Hizmet saflaşır

-*- Muhabbet artar

-*- Hakikat konuşur

Tasavvuf ehli der ki:
“Ben gitti mi, Hak görünür.”


Sonuç

Benlik, nefsi emmârenin kalesidir. Bu kale yıkılmadan seyr-i sülûk ilerlemez. Tasavvuf yolu, süslenme değil soyunma yoludur; iddia değil teslimiyet yoludur.

Kul, benliğini büyüttükçe Allah’tan uzaklaşır; benliğini erittikçe Hak’ka yaklaşır.

Bu yolun özeti şudur:

“Ben’den vazgeç, O’nu bul.”

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar