Kadiri Yolu

 

Allah’ın Dinini Uygulama


Gerçeği görmemizde yalın bir Hak bilgisi yeterli olmaz, bu bilginin hayatımıza yansıtılması gerekir. İslam kültürü yıllarca okunup depolanan bir kültür olmamalı, yaşanılması gereken hayatımıza yön veren bir gerçek olmalıdır.

Hayatımızın yön bulması ve ona bir yön çizilmesine yardımcı olmanın ilk aşaması, “La ilahe illallah” demek ve bu sözün “Muhammedun Rasulullah” ile bağlanması hayatın anlam kazanmasıdır. Artık İslam ümmetinin bir ferdi olunmuş demektir.

Bu kelimeyi biraz açmak gerekirse. Yalnız Allah’a kulluğu, Ondan başka ilah olmadığını, ondan başka ibadete layık biri olmadığını kabul etmektir. Ondan başka ilah olmadığına göre ibadet de onun için olmalıdır. Ondan başkasına yönelmek kesinlikle kabul edilemez.

Peki şu soru aklımıza geliyor Allah’a kulluk nasıldır ne demektir?

İnsan dili ile söylediğini (Eğer başkasını kandırmak için söylemiyorsa) kalbiyle tasdik etmelidir. Tabii bu tasdikin hayatımızda yansıması ve bedenimizde de etkisi ve bağlayıcılığı olacaktır. Bunun anlaşılması ve görülmesi gerekir.

Bazı emirlerini almamız, bazılarını bırakmamız kulluk açısından ne kadar doğrudur acaba?  Şehadet açısından bu hareket ne kadar doğru olacaktır? Kalbimiz ve dilimiz bu hali ile aynı çizgide midir?

Hayır! Kanun koyanın, helallerine ve haramlarına kulluk bilinci ve teslimiyet gösterilmiyorsa kulluk sistemi çökmüş demektir. Allah ve Resul’ünün emirlerinin kabul edilip teslimiyetle uygulanması gerekmektedir.

Meydanlarda yıllardır “Ya Allah” “Bismillah” “Allahu Ekber” sloganları atılmaktadır. Önemli olan dilin söylediği sözün gerçekliğinin hayata yansımasıdır. Kardeşlerim yeryüzüne Allah cc. helal ve haramları bildiren bir din göndermiştir. Kelime-i şehadeti getiren kişi, azimetle hareket ederek Allah’ın hükümlerine tabi olmalı ve bunun mücadelesini yapmalıdır. Ruhsatlar her zaman değil, yerli yerinde kullanılmalıdır.

Unutulmamalıdır insan başı boş bırakılmamıştır. “Allah katında din islam'dır” Ali İmran: 19.

Kişi Allah’a tam bir teslimiyet ve emirlerine kesin itaat gerçekleştirmeli, aslında sorun da burada başlıyor. İnanç da tam bir teslimiyet gösterilemiyor, bilinmesi gerekir ki, ömrümüzü tayin eden, rızıklarımızı belirleyen O dur. Kulluk anlayışımız tayin ettiğimiz haftalık, yıllık, bayramdan bayrama kulluk yapısından, Onun çizgisini belirlediği kulluğa geçilmeli.

Ne isteyeceksek ondan isteyip, ona ibadet etmeli, hayatımızın değer bulması için onun hükümlerinin hakim olması mücadelesi verilmeli ve bu hükümlerin uygulanması için de her türlü fedakarlık yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, onun insanlar için indirdiğinde noksanlık yoktur.

Nerede yaşarsak yaşayalım Kuran ahlakının uygulayıcısı olan bir kulluk gerçeğini ve İslam anlayışını ortaya koymalı. Camilere sıkıştırılmış kulluk anlayışı değişmeli camiler helal ve haramların sağlıklı anlatıldığı baskılardan uzak İlim ve irfan mescitlerine dönüştürülmelidir. Riyakarlık, gıybet, yalan, haset, cimrilik gibi kötü davranışlardan cemaatin kurtarılıp, güzel ahlak ve edep ile yetiştirilmelidir.

Allah’ın cc. dinini yaşamak için bizden ne istediğini bilmemiz gerekir?

“Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Onu tanımamaları kendilerine emredildiği halde tağutun önünde mahkemeleşmek istiyorlar. Şeytan da onları büsbütün saptırmanın yollarını arıyor. Nisa:60

“Onlara, “Allah’ın indirdiğine ve peygambere gelin” denildiği zaman münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün.” Nisa:61

“Öyleyse nasıl olur da önceden yapıp ettikleri yüzünden başlarına bir felaket gelince hemen “Biz yalnızca iyilik etmek ve arayı bulmak istedik” diye yemin ederek sana gelirler!” Nisa:62

“Onlar, kalplerindekini Allah’ın bildiği kimselerdir. Onlara aldırma, kendilerine öğüt ver ve onlara durumları hakkında tesirli söz söyle.” Nisa:63

“Biz her bir peygamberi, Allah’ın izniyle, ancak kendisine itaat edilmesi için gönderdik. Eğer onlar kendilerine kötülük ettiklerinde sana gelseler de Allah’tan bağışlanmayı dileselerdi, peygamber de onlar için mağfiret dileseydi, elbette Allah’ı ziyadesiyle affedici ve esirgeyici bulurlardı.” Nisa:64

“Hayır, rabbine andolsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu kabullenmedikçe ve boyun eğip teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.” Nisa:65.

Çok ciddi ikazlarla gönüllerin Allah’a teslimiyeti istenmekte, ayrıca Kur’an ve sünnetin dışında başka bir yola aranmaması gerektiğini okuyoruz. Salih amel sahibi olmak özendirilip, İslam'dan uzaklaşılmaması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu amellerin muhakkak karşılığı olacaktır.

“İnanıp iyi işler yapanları da, içinde ebediyen kalmak üzere, zemininde ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Orada onlar için tertemiz eşler vardır ve onları koyu bir gölgeliğe alacağız.” Nisa:57

“…sizdekini doğrulamak üzere indirdiğimiz kitaba iman edin. Allah’ın emri mutlaka yerine gelecektir.” Nisa: 47

“Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını dilediği kimse hakkında bağışlar. Allah’a ortak koşan kimse büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur.” Nisa:48

” Kendilerine kitaptan nasip verilenleri görmedin mi? Putlara ve batıla iman ediyorlar, sonra da kafirler için “Bunlar Allah’a iman edenlerden daha doğru yoldadır” diyorlar.” Nisa:51

“Şüphe yok ki, ayetlerimizi inkar edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka yenisiyle değiştiririz ki acıyı duysunlar. Allah daima üstündür ve hikmet sahibidir.” Nisa:56

” İnanıp iyi işler yapanları da, içinde ebediyen kalmak üzere, zemininde ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Orada onlar için tertemiz eşler vardır ve onları koyu bir gölgeliğe alacağız.” Nisa:57

allahın dinin uygulamak ile ilgili görsel sonucuİslam’dan uzaklaştırmaya çalışılan toplumda Allah’ın emirlerinin hafife alınıp, demokrasinin ortaya koymuş olduğu laiklik ilkesi ile hudutları çizilen İslam yaşanmaktadır. İslam’a ters olan uygulamalar hayata sürülmek de ve teşvik edilmektedir faiz, zina, kumar, aile hayatını toplumun inancı hedef alınmıştır. Müslümanlar, İslam kültüründe büyük kayıplar yaşanmaktadır.

Sokaklarımızda ramazanları hoş olmayan görüntüler ile dolu. Toplumsal çöküş hızlanmış, Anarşi, ruhsal bunalımlar  hat safhada gönüllere sokulan sahte ilahlar ve kişisel başarı hedefleri her şeyi meşrulaştırırken. Tek ilah iman eden bir mümin bu toplumda yalnızlaştırıldı.

Çağdaş cahiliye yaşama hayatın her anına hakim olmuştur. Eski çağlarda helak toplumların işledikleri tüm pislikler  şu anda Müslüman toplumlarda çok rahatça yaşanır olmuştur. Böyle bir yaşam tarzı olan toplumlarda. huzur bulmak zordur.

İnsanlık için çıkartılmış hayırlı ümmet olmak. Ancak İslam inanışını hayatımıza geçirmekle olur. Din düşmanları içimize sızdılar bize olmadık şeyleri meşruymuş gibi gösterdiler. İnandığın gibi yaşamazsan yaşadığın gibi inanmaya başlarsın. Hayatımızın her alanından Kur’an çıkardılar şimdide sünnet üzerinde şüphe algısı oluşturmaya çalışılıyor.

İslam ne yazık ki Vicdan ve ibadet sınırlar içerisine sokuldu. Yaşadığımız hayatın ne yazık ki İslam'la alakası yok! Ezanlar okunuyor kılınan namazlar oluyor okunanların manası bilinmiyor içi boşaltılmış bir İslam yaşanıyor.  Alimler Suskun, cahiller Alim olmuş.

Allah’ın dini gayet açıktır anlaşılmayacak bir şey yoktur.

“Allah’ı bırakıp da taptıklarınız, sizin ve atalarınızın taktığı birtakım isimlerden başka bir şey değildir. Allah onlar hakkında herhangi bir delil indirmemiştir. Hüküm sadece Allah’a aittir. O size kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.” Yusuf 40.

“Bir mümin erkek veya bir mümin kadının, Allah ve resulü bir emir ve hüküm verdiklerinde artık işlerinde bundan başkasını seçme hakları olamaz. Allah’ın ve resulünün emrine itaat etmeyenler doğru yoldan açıkça sapmışlardır.” Ahzap 36.

” De ki: “Benim namazım, (her türlü) ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi alemlerin rabbi olan Allah içindir. Onun ortağı yoktur. Bana sadece bu emrolundu ve ben müslümanların ilkiyim. De ki: “Allah her şeyin rabbi iken ben Ondan başka bir rab mi arayacağım?” Herkesin yaptığının sonucu kendisine aittir. Hiçbir suçlu başkasının suçunu yüklenmez. Sonunda dönüşünüz rabbinizedir ve O, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz gerçeği size haber verecektir. Sizi yeryüzünün halifeleri kılan, size verdiği şeylerde sizi denemek için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O’dur. Şüphesiz rabbinin cezası çok çabuktur; yine Onun bağışlaması ve rahmeti boldur.”Enam:162 165.

Dinde ihlasla Allah’a ibadet edelim. İhlasımızın delili de, Allah’ın dininin hayatımızda tezahürüdür. Gerçek Müslüman olabilmemiz için bu şarttır Allah’a emanet.

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs