Kadiri Yolu


İslamiyet’in ilk devirlerinde gerek Mekke eşrafı ve gerekse Hicaz bölgesinde oturan kabile reisleri nüfus ve şöhretlerini ellerinden çıkarıp yetim olarak büyüyen ve hiçbir serveti olmayan Hz. Muhammed Sav’in buyruğu altına girmeyi kendilerine yediremiyorlardı.

Hendek Muharebesinin sonunda İslam dininin süratle ve muvaffakiyetle gelişmesi karşısında durum bir hayli gelişti ve değişti. Kureyş büyüklerinin ölmesi yerine geçenlerin babalarının yolunu takip etmekle beraber halka pek tesir edemiyorlardı. Ancak Mekkeli müşriklerin Müslümanlarla daimi harp halinde bulunmaları İslam dinini yakından tanımalarına mani oluyordu.  Eğer bir sulh olsaydı İslam dini  Büyük bir süratle yayılacağı muhakkak gözüküyordu. İşte Hz. Peygamber As.’ında bütün düşüncesi bu noktada toplanıyordu.

Hicretin 6. yılında Hz Peygamber gördüğü bir rüya üzerine Mekke’deki Kabe-i Muazzama’ya Umre yapmak üzere hazırlanmaya başladı. Etrafındaki Müslüman kabilelere haber gönderildi bazı kabileler Mekke’ye gitmekten çekinenler ve mazeret sundular. Resulullah as ile birlikte Ensar’dan müteşekkil olan 1500 kişilik bir toplulukla  yola çıkılmasına karar verildi. Medine’de bulunan muhacirlerde uzun zamandır Mekke’yi görmedikleri için sevindiler. Üstelik bir kısmının ailesiyle çocukları Mekke’de bulunuyordu. Ensar bu umre ile kıblegahları olan Kabe’yi tavaf etmek için heyecanlanıyordu.

1 Mart 628 de Medine’nin mikatı olan Zülhuleyfeye doğru yolculuk kılıçları alınarak hareket edildi.

Rasulullah yola çıkarken sünnet gereği yıkandı ve içli devesi Kusva’ya binmeden  önce Medine’ye yerine Kaymakam olarak Amr İbni Ümmü Mektum’u bıraktı. 

Kurban edilmek üzere 70 deve nişanlandı. Resulullah ve Ashabı, birlikte Zülhuleyfe’de öğle namazını kılıp ihrama girdiler. Kafile Hudeybiye mevki ne yaklaştığında kafilenin önünden giden gözcüler geri dönüp Mekkeli müşriklerin savaş için hazırlık yaptıklarını Müslümanların Kabe’yi ziyaret ettirmemek için karar verdiklerini ve Halid Bin Velid’in 200 kişilik Süvari ile yola çıktığını haber verdi.

Hudeybiye AntlaşmasıHz Peygamber SAV Ashabıyla kısa bir müzakere yaptıktan sonra ana yoldan sapıp, Mekke’ye 17 kilometre uzaklıktaki Hudeybiye mevkiine geldi. Halid bin Velid kuyuların olduğu bölgeyi tutmuş, kör bir kuyu bırakmıştı. Müslümanlarda bu kör kuyunun yanında konaklamak zorunda kaldılar.

Resulullah savaş maksadıyla gelmediklerini umre için geldiklerini haber vermek üzere kureyş’e bir elçi gönderdi. Bu elçiye itibar edilmedi. İslam kafilesine çok yaklaşan Kureyş’in bazıları Müslümanlara ok ve sapan taşı atıyorlardı. Bunların bir kısmı esir edildi. Hz. peygamber maksadının harp olmadığını beyan ve ispat etmek için bunların çoğunu serbest bıraktı. Ancak 30 kadar süvariyi Mekke’ye elçi olarak giden ve gidecek Müslümanlara karşı rehin olarak tuttu.

Mekkeli müşrikler, Müslümanların gerçek niyetinin ne olduğunu anlamak için Urve bin Mesud’u gönderdiler Resulullah ile yaptığı görüşmenin ardından Kureyş’e umre için geldiklerini ifade etmesine rağmen ileri gelenleri arasında huzursuzluk çıktı ve Urve  Bin Mesud olaya canı sıkıldığı için Taife geri döndü. Bu sefer Kureyş başka bir elçi gönderdi. Bu elçi de aynı şekilde Müslümanların işaretli develerinin olduğunu Kabe’yi ziyaret için geldiklerini ifade etti.

Hz. Osman’ın Elçiliği Ve Rıdvan Biatı

Hz Peygamber niyetlerini tekrar Kureyş’e bildirmek için istişare sonucunda Hz. Osman bin Affan Mekke’ye elçi olarak gönderdi. Osman bin Affan Ra. Eban bin Sa’d bin As’ın emanı altında Mekke’ye girdi ve Kureyş ileri gelenleri ile görüştü. Kureyşliler Yalnız sana ziyaret için müsaade ederiz. Diğerlerine müsaade yoktur dediler. O da Resulullah olmadıkça ben ziyaret yapmam dedi. Bundan sonra Hz Osman Kureyşliler tarafından göz hapsine alındı. Kureyş’in bu hareketi Müslümanlar arasında Hz. Osman Radıyallahu anh’ın öldürüldüğü şayiasının  yayılmasına sebep oldu.

Bey'atü'r-RıdvânHudeybiye’de bulunan İslam kafilesi Osman bin Affan öldürdü diye haber gelince Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem artık muharebe etmedikçe geri dönmeyiz dedi ve Semure ağacının altında oturarak ashabını etrafına çağırdı herkes etrafına toplandıktan sonra ayağa kalktı karşısında bulunan Ebu Sinan Esed radiyallahu ile el ele bağlayarak: “Ölüm var dönüm yok. Nefsini Allah’a sattığına ve Allah adına Peygamber ile akdi kabul ettiğine dair söz ver.” diyerek biatlaştı.  Diğer ashap da “Ebu Sinan’ın biatı gibi biat ederim.” diyerek Resulullah’ın elinde akitleştiler. Bu Rıdvan biatın da sadece bir kişi devesinin peşinde koştuğu için çağrıldığı halde geri dönmedi. Biatı Rıdvan hususunda peygamber aleyhisselatu vesselam: “Cenneti, kırmızı deveye satan adam müstesna, ağaç altında biatleşenlerin hepsi cennetliktir.” buyurarak, Biat-ı Rıdvan sahiplerinin dindeki mevkilerini belirtti.

Biatı Rıdvan yapıldıktan sonra

Hz. Osman çıkıp geldi ashabı kiram onun sağ salim olarak gelişine çok sevindi. Bu Biatı Rıdvan olayı kureyşlilere aksetti. Bunlar harp ve cidal ehli olan 1500 kişinin hakkından gelmesinin çok zor olduğunu onun için de kendilerinden ve o kadar kişinin öleceğini düşünerek vaziyetlerinin tehlikeli olduğunu gördüler bir anlaşma ile işin içinden çıkmaya razı oldular. İş dönüp dolaşıp Hz. Peygamberin arzu ettiği netice ve gayeye geldi. Anlaşmak için tedbir aramaya başladılar. Süheyl bin Amr’ı Resullaha elçi olarak gönderdiler.

Süheyl bin Amr, Kureyş’in ileri gelen hatiplerindendi anlaşma için çok ağır şartlar ileri sürüyordu uzun müzakere ve çekişmeler sonunda arzu ve teklif ettiği şartları Hz. Peygamber’e kabul ettirdi. Bismillahirrahmanirrahim ve  Muhammed Resulullah ibaresinde sıkıntı çıktı buna rağmen Resulullah aleyhissalatu vesselam anlaşmayı Hz Ali’nin itiraz etmesine rağmen kendisine yazdırdı. Her iki taraf imza attı şahit olarak da Müslümanlardan Hz Ebubekir, Ebu Ubeyde, Muhammed Bin Mesleme ra. Müşriklerden Mükriz ile Huveytib imza attılar.

Anlaşmanın şartları

1- Müslümanlarla Mekkeliler arasında akdedilen silsin müddeti 10 senedir.

2- Müslümanlar bu sene Kabe’yi tavaf etti neden kelimeye geri döneceklerdir

3- Müslümanlar ancak gelecek sene Kabe’yi tavaf edecekler gelirken yanlarında yakınlarında duran bir Erkılıç başkasıyla getirmeyecek leziz Müslümanlar Mekke’yi geldikleri zaman şehir Müşrikler tarafından 3 gün boşaltılacak ve Müslümanlar Mekke’den Üstün kalacaklardır.

4- Müslümanlar hicretten sonra Müslüman olup halen Mekke’de bulunanlardan kendilerine satılacak olanları kabul etmeyeceklerdir Bunun aksine Müslümanlardan biri Mekke’ye gelmek isterse ve dininden dönerse müsaade edeceklerdir.

5- Müslümanlardan veya Müşriklerden biri Medine’ye gidecek değerleri neler sığınacak olursa Bunlar kureyş’e teslim edileceklerdir fakat Müslümanlardan biri mekkelilere sığınacak olursa Mekkeliler tarafından iade edilmeyecektir.

6- Diğer Arap talebeleri anlaşma yapan medineliler ile mekkelilerden istedikleri tarafı seçmekte ve onlarla birleşmekte serbest olacaklardır.

Hudeybiye Antlaşması’nın sonuçları

Heyet çadırdan daha ayrılmadan Süheyl’in oğlu Eba Cendel Müslüman olduğu için babası tarafından hapsedildiği yerden kaçarak zincirleri ile birlikte tekbir ala ala çıkageldi. Heyet antlaşmanın ilk istenileni bu oğlumdur. dedi. Ashabın itirazlarına rağmen Eba Cendel kendisine teslim edildi. 

  • Mekkeliler Müslümanların varlığını kabul etmişlerdir.
  • 2 taraf arasında diyalog gelişmiştir.
  • Pek çok Mekkeli Müslüman olmaya karar vermiştir.
  • Ticari ilişkiler başlamış ve gelişme göstermiştir.
  • Esirlerin bırakılması barışçıl bir ortamın var olmasına neden olmuştur.
  • Kureyşlilerin islâm tarihindeki önemini burada daha iyi anlamaktayız.
  • Mekke’ye iade edilen Müslüman olan gençler karargah kurup geçen kervanlara zarar vermektedir. Gençlerin yaptıkları bu olay sonrasında antlaşmada yer alan iade edilme konusu antlaşmadan kaldırıldı.
  • Biraz zaman sonra Hudeybiye Antlaşması Mekkeliler tarafından bozuldu.
  • Mekke’nin fethi de bu antlaşma ile kolaylaşmıştır.

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs